Serbest kalan Başkomiser hüngür hüngür ağladı
Abone ol22 Temmuz operasyonunun 3. dalgasında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan İsmail Arpacı, basın mensuplarına açıklama yaparken hüngür hüngür ağladı.
22 temmuz operasyonunun 3. dalgasında
gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Başkomiser İsmail
Arpacı, basın mensuplarına açıklama yaparken "tutuklu
arkadaşlarından ayrıldığı" için gözyaşlarını
tutamadı.
ARPACI: İÇERİ GİRERKEN GAYET
SEVİNÇLİYDİM
Serbest bırakılan polisler avukatlarıyla birlikte Çağlayan'daki
İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı. Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü'nde görev yapan başkomiser İsmail Arpacı, "İçeri girerken
gayet mutlu ve sevinçli bir şekilde girdim. Beraber çalıştığım
mesai arkadaşlarımla, müdürlerimle beraberdim. Beni oradan
ayrıldılar, inanın içim çok buruk" dediği sırada duygulanarak
gözyaşlarını tutamadı.
17 ARALIK OPERASYONU ÖNCESİNDE ŞUBEDE
YAŞADIĞI OLAYI ANLATTI
İsmail Arpacı, 17 Aralık operasyonu öncesi mali şubede yaşadığı bir
olayı da şöyle anlattı: "Bunun darbe suçlaması olduğu söylenildi.
Yolsuzluk görünümlü bir darbe denildi. Bunun neden darbe olmadığını
yolsuzluk soruşturması olduğunu şu şekilde açıklayabilirim: 14
Aralık 2013 Cumartesi günü maaşımızı almadan bir gün önce Yakup
Saygılı müdürümüzün odasında ben, büro amirim, devrem Arif İbiş,
operasyonla ilgili değerlendirme yapılırken Yakup müdürüm şöyle bir
şey sordu: 'Arkadaşlar cebinizde kaç para var?' Yakup müdürüm 15
lirayı masaya koydu.
"16 ARALIK'A DÖNSEK YİNE AYNI ŞEYİ
YAPARDIK"
Büro amirim para olmadığını söyledi. Ben 25 lira koydum. Arif
devrem 20 lira koydu. Yakup müdürüm şu sözü söyledi: 'Biz her ay
ayın 15'inin gelmesini dört gözle bekleyip iple çekerken birileri
bu devletin malını çalıp götürüp sefa sürüyorlarsa biz bu
operasyonu yapmalıyız arkadaşlar' dedi. İşte bu bir yolsuzluk
soruşturmasıydı. Birileri ayakkabı kutuları ile bir yerlere para
götürürken haram yememiş, hiç kimsenin malına yan gözle bakmamış,
bugüne kadar helal lokmadan başka bir şey yememiş insanlar olarak
biz bu soruşturmayı yapmak zorundaydık. Yaptık da. Allah'a şükürler
olsun ben de bu soruşturmanın içindeydim. 16 Aralık'a geri dönsek
yine aynı şeyi yapardık. Kimin helal kimin haram yediği ortaya
çıktı."
Bu arada gözaltına alınan polislerin ailelerinin adliye önündeki
bekleyişi ise devam ediyor.