Şenol Güneş'ten Yiğit Bulut'a gönderme: Ekonomiyi batırmış adam bana ekonomiden bahsediyor
Abone olA Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut’a isim vermeden göndermede bulundu.
A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, basın mensuplarıyla
online bir toplantı gerçekleştirirken birçok konuya açıklık
getirdi. Şenol Güneş, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Ekonomi
Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut’a isim vermeden tepki
gösterdi.
Yıllık 3.2 milyon Euro maaş almasına tepki gösterilmesine Şenol Güneş, "Takımın başarısızlığı benim suçum, benim sorumluluğum. Maaşımla ilgili yalan haberler yapılıyor. Amaç tozu dumana katarak karalamak. Benim maaşım belli, gidin merak ediyorsanız sorun. Ekonomiyi batırmış adam gelmiş bana ekonomiden bahsediyor. Ben para çalmadım ki! Ben çalışıyorum, çalıştığımın da karşılığını alıyorum. Beni kimse paspas yapamaz" diye konuştu.
Akıllara Yiğit Bulut geldi
Şenol Güneş'in "Ekonomiyi batırmış adam bana ekonomiden bahsediyor"
şeklinde sözleri sosyal medya hesabından Milli Takıma ve
federasyona yönelik sert eleştirilerde bulunan
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu
Üyesi Yiğit Bulut'u getirdi.
Yiğit Bulut ne demişti
Yiğit Bulut, Milli Takım'ın küme düşmesinin
ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer
vermişti: "Milyonluk transferler Yaşanan şımarık hayatlar Vergisi
kaçırılan transfer paraları Vatandaşın cebinden çıkan milyarlık
borçlar ve silinen faizler Futbol hariç her şeyle ilgilenen
milyonlar ödenen şımarık federasyon ve üyeleri."
''Birinci olsaydık Dünya Kupası’nda play-off’a katılma
şansımız olacağını biliyorduk''
Güneş, olağanüstü günlerden geçildiğini hatırlatarak, "Bu nedenle
olağandışı bir toplantı yapmak zorundayız. Bugün sizlerle UEFA
Uluslar Ligi bilgilendirmesi ve gelecek planlaması için buluştuk.
Uluslar Ligi’nin değerlendirilmesini istiyorduk. Macaristan maçını
kazanıp daha moralli şekilde olmak isterdik. Alınan sonuçlar hem
bizi hem halkımızı üzdü. Genel olarak güçlü ve mental olarak iyi
durumda olan bir takıma sahibiz, kaliteli oyuncularımız var. Son
maçlarda bu özelliklerimizi gösteremedik. Zihinsel ve fiziksel
dağınıklık gördük. Birinci olsaydık Dünya Kupası’nda play-off’a
katılma şansımız olacağını biliyorduk. Ancak burada da şansımızın
azaldığını biliyoruz. Beklentimizin altında oynadık. Her maçı
kazanmak ve güzel futbol oynamak için sahaya çıktık. 2 Macaristan
maçını kaybettik. Bunlardan birini kazanabilseydik durum farklı
olurdu. Maalesef birinciliği düşünürken sonuncu olduk. Oyun
kimliğimiz var, bunu biliyoruz. Bunu yeniden ortaya çıkarmak için
teslimiyet içinde olmamamız gerekiyor. Uluslar Ligi sürecinde ve
öncesinde Almanya, Fransa gibi güçlü takımlarla maç yaparak
durumumuzu da gördük. Eylül ayından itibaren birçok oyuncu
oynattım. Şartlar ne gerektiriyorsa onu yaptık. Doğru yolda
gittiğimizi düşünüyoruz. Bu sonuçlar bizi yolumuzdan
çevirmeyecektir. Futbolcularımız da uygun ortamda gelişecek ve
mutlaka başaracaktır. İnanıyorum ki bu takım insanların gönlünde
yer etti, son maçlarda alınan sonuçlarla da gönüllerden gideceğini
düşünmüyorum. Başarıya giden yolda zaman zaman takılmalar olabilir”
diye konuştu.
“Macaristan’ı yenseydik yine iyi olduğumuzu
söylemeyecektik”
Başarısızlığın sorumluluğunun federasyonda aranmaması gerektiğini
söyleyen Güneş, “Federasyon, bize ellerinden gelen her türlü
desteği verdi. Bu takım eleştirilecek ama aynı zamanda sahip
çıkılacak bir takımdır. Kötü sonuç ve oyunun mazeretini sunacak
değilim ama teslim olacak da değilim. Durumun farkındayız ve
ülkemizi temsil ettiğimizi unutmuyoruz. Kavga etmeden bugünleri
aşmak istiyoruz. Ama birlikte tartışma yapmakta da yarar var. Bizi
sevenlerin de mutsuz olduğunu biliyoruz, bundan sonrasında daha
güçlü yarışacağız. İlk turnuvamızda oldukça iyi oyunlar oynayıp iyi
sonuçlar aldık ama pandemi döneminde durum farklı. Biz 1 yıldır maç
yapmıyoruz, 3 aydır maç yapıyoruz. Yolumuz uzun ve henüz yolun
başındayız. Uluslar Ligi’nde sıkıntılarımızı gördük. Bu başımızdan
geçebilecek bir olaydı. Biz Macaristan’ı yenseydik, Uluslar Ligi
bizim için iyi geçti demeyecektik. Birbirimize güvenmeye devam
edeceğiz. Güvenin olmadığı yerde ihanet olur. Biz beraber olacağız,
birlik olacağız” şeklinde konuştu.
“Bazı oyuncuları görmek istedik”
Milli takımın savunmada yaşadığı sıkıntılarla ilgili de konuşan
Şenol Güneş, “Öncelikle genele bakmak lazım. Geniş bir kadro
yaptık. Ama bu kadroyu yaparken kısmen bazı oyuncuları görmek
istedik. Aynı zamanda mevcut kadroda az oynayanları da görmek
istedik. Bazı oyuncular hazır değildi. Cengiz eylül ayında geldiği
zaman 1 antrenman yaptı, marttan bu yana maç yapmamıştı. Aynı
Cengiz form tuttuğunda cezalı duruma düştü. Burak’ı sayabiliriz.
Hiç oynamayan oyuncular, hazırlık maçı yapmadan geldi. Bu
isimlerden şu anda iyi durumda olanlardan birisi Yusuf. Mesela
Merih, Kaan sakatlık geçirdiği için istemeden 3 maç üst üste
oynamak zorunda kaldı. Cenk Tosun, uzun süren sakatlıktan sonra
geldi. Rusya maçında oynadı, olumluydu ama ikinci maçta hiç oyunda
yoktu. Çıkarmak zorunda kaldık. Kenan da çok yıprandı ve ikinci
maçta düşüşe geçti. Uzun sakatlık sonrasında iyi durumda olan 2
oyuncumuz var, Merih ve Yusuf. Daha çok sakatlıklar da ortaya
çıkabilirdi. Çağlar antrenmanda sakatlandı. Orta sahada Mahmut’un
bir dalgalanması oldu. Oyuncuları tek tek analiz ettiğimizde çok
formda diyemiyoruz. İrfan, Başakşehir’in Şampiyonlar Ligi maçında
iyi oynadı. Deplasmandaki Sırbistan maçını kazanabilirdik. Mesela
Rusya, bize karşı 10 kişiyle direndi ama kazanacağı maçta 5 yedi.
Ben Mert Hakan’ı, Ahmed Kutucu’yu görmek istedim. Oyuncuları
denemek istedim” diyerek devam etti.
“Yusuf’la ilgili olumsuz düşüncem olsa, kadroya
çağırmam”
Yusuf Yazıcı’yla ilgili sorulan soruyu ise deneyimli çalıştırıcı,
şöyle cevaplandırdı: “Yusuf yetenekli bir oyuncu. Abdülkadir de
öyle. Ama tam ritmini yakalamadı. Bu oyuncular özgür ve sonuç
değiştirebilecek isimler. Maçın kaderini değiştirebilecek
oyuncular. Yusuf’la ilgili olumsuz bir düşüncem yok. Öyle olsa
kadroya çağırmam. Şu ana kadar 26 defa milli oldu yanlış
hatırlamıyorsam, 17’sinde benim dönemimde 1.5 senede oldu. Cenk ve
Kenan’la başlamak yerine bu oyunculardan birinin yanında Yusuf’la
başlanabilirdi. Ama tercihim daha farklı oldu. Sırbistan maçında
Yusuf’u aldık oyuna, golü bulduk. Bu kez de Yusuf’u aldık oyuna,
golü yedik. Yusuf yetenekleri itibariyle skor alma konusunda
avantajlı bir isim. Almanya maçından sonraki eleştirileri hatırlar
mısınız? Burada Enes ve Yusuf ağır eleştiriler aldı. Rusya maçında
hücuma dönük değiştireceğim iki oyuncu vardı. 5 dakika var diye
düşünürken 2 dakika vardı. 25-30 saniye kala girdiler oyuna. Moral
olması için girmelerini istedim. Yusuf bu dalgalanmayı kulübünde de
geçirdi. Ben de onunla konuşuyorum. Dün de izledim maçını ve olumlu
işler yaptı. Ama bunları daha önce yapabilirdi. Bu sadece Yusuf
için değil, Hakan için de, Abdülkadir için de, Cengiz için de
geçerli. İster 5 dakika girsin, ister 30 dakika girsin oyuna,
önemli olan oyunun sonucunu değiştirmektir. Ben de Mahmut ve
İrfan’ı oyuna koyarken daha farklı bir düşünce içindeydim, topa
daha çok sahip oluruz diye düşündüm.”
“Analizleri her maç öncesinde yapıyoruz''
Her maç öncesi rakip analizi yaptıklarını da sözlerine ekleyen
tecrübeli teknik adam, “Analizleri her maç öncesinde yapıyoruz.
Oyun formatımızı da buna göre belirliyoruz. Mesela deplasmandaki
Sırbistan maçını baskılı oynadık. Daha sonra rakip 10 kişi kaldı.
Rusya’daki maçta da bunu düşünerek sahaya çıktık ve Rusya da bunu
düşünerek sahaya çıktı ve bizden daha iyi yaptı bu işi ilk yarıda.
Takım olarak da oyuncu olarak da alınan sonuçların sorumlusu benim.
Bizim de çözmeye çalıştığımız konu bu. Rusya maçında kötü başladık,
sonra baskılı oynadık. Rusya’nın 5 yemesini düşündüğümde de bu
şekilde izah ediyorum. Savunma yapmak istediğimiz maçlarda da takım
savunmasını iyi yapamadık” açıklamasını yaptı.
“İyi dönemde de biz çok iyiyiz demedik ki”
Yapılan her eleştiriyi değerlendirdiklerini söyleyen Şenol Güneş,
“Mesela son maçta 2 forvetle başlamak yerine Yusuf’la
başlayabilirdik. Ama bunu sahaya sürdüğünüz zaman görüyorsunuz. Biz
teknik manada kendimizi değerlendiriyoruz. Şu anda Z kuşağıyla
yaşıyoruz. Bizim kaybettiğimiz maçlardan sonra ilkelerimiz
değişmiyor. Son maçta Zeki, Çağlar, Burak, Cengiz yoktu. Eldeki
oyuncuların durumuna bakacağız ve en iyisini sahaya süreceğiz. Ekim
ayında 2 tane taktik idmanı yapabildik. Toplantı yaparken bile
oyuncularla mesafeli konuşuyoruz. Son maçlarda bunu da yapamadık.
Bir oyuncu potansiyel pozitif çıkmış. Dorukhan’la sarılmış,
diğeriyle sarılmış, biz de buna göre hareket etmek zorunda kaldık.
Biz son maçı kazansaydık bile bu sorunlarımız ve eksiklerimizin
olduğunu gördük. Bana sorarsanız Sırbistan ve Türkiye önde
olmalıydı marka değeri olarak. Sırbistan kazanmasaydı küme
düşecekti. Eylül, ekim ve kasım aylarında oynanan futbol, bizim
düşündüğümüzün altındaydı. Rusya maçında bocaladık ama sevindirici
olan nokta maçı kazanmamız oldu. Macaristan maçında ise
beceremedik. Oyunumuz ve sonucumuz iyi değildi. Faroe Adaları,
Andorra ile oynayacağız C Ligi’nde. Ama biz hazırlık maçı da
yapıyoruz. Almanya ile hazırlık maçı oynadık, Belçika’nın da talebi
vardı. Baktığınız zaman 1 İzlanda ve 2 Macaristan maçını kaybettik.
Şu andaki durumu yaşayacağız tabii ki. Bu hayatta da oluyor. En
küçük durumda paniğe kapılmamamız lazım. İyi dönemde biz çok iyiyiz
demedik ki, bu sonuçları abartmayalım, daha gerideyiz dedik”
dedi.
“Yabancı konusunda fikrimi söyledim, troller devreye
girdi”
Daha önce yabancı kuralıyla ilgili fikrini söylediğini ancak bu
konunun farklı noktalara gittiğini dile getiren Şenol Güneş,
“Yabancı konusunda özellikle Galatasaraylı arkadaşların bir
rahatsızlığı var. Bana sordukları zaman fikrimi söylüyorum ama
troller üzerime salınıyor. 14 yabancıyla devam ediliyor, devam
etsin kardeşim. Ben Türk futboluyla ilgili fikrimi söylüyorum, ben
üretimden yanayım. Bu ayrıca konuşulacak bir konu. Bunlar başlı
başına uzun vadeli bir olay. Biz geldiğimizde kalecimiz Serkan ve
Sinan’dı. Ama şimdi kaleci sorunumuz yok diyoruz. Sol ayaklı bir
stoperiniz varsa ve bu oyuncuyu sol bek olarak kullanabiliyorsanız,
bu oyuncu sizin 10 senenizi kurtarır. Ben bunu ifade ettim
oyunculara. Almanya 6 gol yedi diye dünya futbolunda yok mu oldu.
Elimizdeki bu grupta bir ekolü, bir sistemi yaşatmak istiyoruz.
Yusuf iyi oynasa da kötü oynasa da benim oyuncumdur. Enes de
öyledir. Bu isimler olmazsa Halil İbrahim olur. Bu sistem böyle.
Birine sol bek bul, getir bana takımı kur demedim ben. Ben bugün
varım, yarın yokum. Kompleksimiz yok. Son dönemlerimizde ülke
futbolunun Avrupa ve dünyada başarılı olmasını istiyorum. Konumuz
futbol ama bunları konuşurken benim amacım, alınan başarısızlığı
kapatmak değil” diye konuştu.
“Beni paspas yapamazsınız”
Hakkında yapılan eleştirilere de cevap veren Güneş, “Benim maaşım
belli. Ben geleli 1,5 sene oldu. Düzgün bir adama düzgün olmadığını
söyleyeceksiniz ama o adam da kendisini ispatlamaya çalışacak.
Böyle bir durum yok. Eleştirilere hiçbir lafım yok, saygı duyuyorum
ama yalan haberi nasıl açıklayacağız ya. 2002’de de aynı şey
yapıldı bana. Hangi Türk, Euro kazanıyor bana söyler misiniz? Ben
milli takım antrenörüyüm, en tepedeyim, paspas yapamazsınız beni.
Gündem olmak için bunları yazanlar var. Senin düşüncen yok, kötü
niyetin var. Ahlak değerlerimizi sıfırlamayalım. Ben kendimi
biliyorum. Caner konusunda birçok eleştiriler getirildi, haklı
tarafları var. Ben kendi takımımda olduğu halde almadım zamanında
Caner’i” ifadelerini kullandı.
“Kamp programlarımız belli”
Uluslar Ligi’nde yaşanan aksaklıklar için bir türlü ideal 11’i
sahaya süremediklerini belirten Güneş, “İdeal 11’i son maça dahi
çıkaramadık. Ama bu durum rakipler için de geçerli. Savunma ve
hücumu da yapabilen bir takımız. Ama takım oyununda bu konuda
aksamalar var. Bu konudaki dalgalanmayı durdurmamız lazım. Bizim
sıkıntılarımızdan birisi şu, bazı oyuncular takımda önemli arz
edilebiliyor. Merih, Çağlar, Ozan, Mert iyi oyuncular savunmada ama
bunların hangisinin daha önemli olduğu tartışılıyor. Kaan-Çağlar
yapmıştım, Merih-Çağlar’a döndüm ama kimse bunu yadırgamadı.
Mayıs-haziran programımız belli. Geçen sene kamp yerlerine
bakmıştık ama maalesef maçlar iptal olunca gerçekleşmedi. Yaz kampı
Antalya’da olacak. Yine aynı şekilde ilerleyeceğiz. 24-25 Mart,
27-28 Mart ve 30-31 Mart’ta 3 maç görünüyor. Aralıkta kura
çekilecek. 6 takım olursa bu araya 3 resmi maç konulacak, 5 takım
olursa 1 hazırlık maçı olacak. Kadromuz iyi, ana iskeletimiz belli.
Burayı zorlayan oyuncular var ama girmesi muhtemel bazı oyuncular
dışarıda kalabilir. Mart ayı, haziran ayın ne getirir bilmiyoruz.
Bazı oyuncuların hocasıyla problemi oluyor, kulübüyle sorunu
oluyor, biz bunları da düşünerek hareket ediyoruz, bu bizi
ilgilendiriyor” diyerek devam etti.
“Kimseden veremeyeceği kadarını istememek
gerekir”
Uluslar Ligi’ne bakış açısıyla ilgili ise Güneş, şu cümlelere yer
verdi:
“Motivasyon çok farklı bir durum. Bizim amacımız iyi başlayıp iyi
bitirmekti ve o dönemde Avrupa Şampiyonası’na giderken bunu
başardık. Bizim her maça motive olmamız lazım. Biz başarısız bir
dönem geçirecektik. Hatta ben bunu Avrupa Şampiyonası sonrasında
bekliyordum. Mesela Yusuf’un sezon başında çok kafası karışıktı,
şimdi daha iyi durumda. Cengiz ilk geldiğimde topla çok haşır neşir
oluyordu ama şimdi çok daha durumda. Kimseden veremeyeceği kadarını
istememek gerekir” dedi.
“Kaybettiğimiz maçta federasyonu nasıl
suçlayabilirsiniz”
Yeniliklere açık olmak gerektiğini ifade eden tecrübeli hoca, “Türk
futbolunun başında benim olmam, Fatih hocanın olması, Mustafa
hocanın olması gelip geçici şeyler. Bizim nesille bugünkü nesil
farklı. Yeniliklere açık olmak gerekir. Federasyonun tabii ki her
konuda sorumluluğu var ama kaybettiğimiz Macaristan maçında başkanı
ve yönetimi nasıl suçlayabilirsiniz. Burada ben sorumluyum.
Başarının tesadüf olmaması için birçok konu başlığı üzerinde
konuşulması gerekiyor. Bunun içinde bakanlık, belediye, kulüpler,
birçok parametre var. Ben asla günü kurtarmaya çalışmadım. Bugünü
dünden, yarını da bugünden daha iyi yapmak gerekir. Böyle olunca
Türkiye’nin de geleceği aydınlık olur. Benim hedefim, FIFA
sıralamasında adım adım yükselerek ilk 10’un içine girmek.
Geldiğimizde 50’lerdeydik şu anda 30’lardayız. Futbolda zaten
çarpık bir durum var. Devlet para veriyor, kulüpler yönetiliyor.
Sorunlar zaten ortada.”
“Bizde 14 sene 1 kişi aynı takımı çalıştırsa, dinozor
deriz”
Premier Lig’de forma giyen oyunculara da değinen Şenol Güneş,
“Çağlar kendisine iyi bakan bir oyuncu. Şanssız bir sakatlık
yaşadı. Hatta ciddi bir sakatlık olmadığını düşündük ama durum
bugünlere geldi. Kendisinin düzelip bir an önce takıma döneceğini
düşünüyorum. Cenk uzun bir sakatlık yaşadı. Dönüşü de beklediğimden
iyi oldu. Cengiz de sürekli oynamıyor. Ama her üçünün de
takımlarına katılacağını düşünüyorum. Son maçlarda çok top kaybı
yaptık. Hatalar yapınca top geri döndü ve rakibe pozisyon verip gol
yedik. Hızlı futbol oynamak için yetenekli oyuncuların tek top
oynaması gerekiyor. Bunun için de fizik gücün yüksek olması
gerekiyor” ifadelerini kullanırken geleceğe dönük planlarla ilgili
de konuştu.
İstikrar vurgusu
İstikrarın içinde başarısızlığın olduğunu ifade eden Güneş,
“Almanya’da Löw uzun süredir orada. Brezilya’ya karşı farklı
galibiyeti de var, İspanya’ya karşı farklı yenilgi de var. Mesela
ben yabancı konusunda bir görüş bildirdim, milli takım
antrenörlüğüm üzerinden birçok şey söylendi. Herkes görüşünü
bildirmeli. Devletin de işin içinde olduğu bir şeyler yapılmalı.
Maçların azaltılması konusunda ben bakan beye de söyledim.
Macaristan 14 Ağustos’ta başladı lige. Rusya da erken başladı. Bir
tek Sırbistan geç başladı, o da o sıkıntıyı yaşadı. Benim fikrim
belli. Ama benim fikrimin doğru olduğu anlamına gelmez. Hepimizin
bir fikir belirterek konuşulması gerekiyor. Benim hedefim şu anda
Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası. Milli takımın sanki en kötü
dönemi gibi konuşuluyor. Bu başarısızlığın acısını ben yaşıyorum.
Uluslar Ligi tartışılmalı. İyi bir yanı tabii ki var. Az sayıda maç
yapan oyuncular için iyi. Ama üst seviye oyuncular için angarya
olabiliyor. Zaten üst seviyede birçok maça çıkıyor. Bu seviyede
oynamayan ülkeler için iyi bir organizasyon. Ben hazırlık maçı da
olsa kazanmak istiyorum. Oynayan oyuncunun da bu şekilde olmasını
istiyorum. Kulüpler açısından da üzülüyorum. Bu ülkenin futbolu
Avrupa’da yarışmalı, Avrupa’da iyi olmalı. Burada da iyi olmak için
hazırlanmalı. Benim futbol hayatıma bakın, artıyla gider. Galibiyet
ve mağlubiyetimiz hep aleyhimize olmuştur geçmişten bu yana. Löw 14
senedir takımın başında. Bizde bir antrenör 14 sene bir takımı
çalıştırsa ‘Hala orda mısın, dinozor’ deriz görevdeki kişiye”
açıklamasında bulundu.
“Liglerle ilgili karar federasyonu
aşabilir”
Pandemi nedeniyle belirsiz bir dönem yaşandığına dikkat çeken A
Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, “Şu anda flu bir dönem
yaşıyoruz. Geçen sene de toplantılara katıldım, o zaman
oynanmasından yanaydım. Ama Allah’a şükür sezon bitirildi. Ama şu
andaki durum federasyonu da aşar, bilim kurulu var, sağlık kurulu
var. Mesela geçende yaşadığımız durum, kamp dönemi oldukça zor
geçti. Ben çok titiz birisiyim bir kere. Bana sorarsanız öncelikle
herkesin sağlığı, sonra da oyun. Sağlıktan önemli bir şey yoktur.
Ama tabii ki ekonomi de işin içinde şu anda. Yetkililerin alacağı
kararlar federasyonu aşabiliyor. Mesela saha içinde oyuncunun
pozitif çıkma durumu var. Bunu yaşadık Vida konusunda. Sonra bunun
bir de saha içindeki diğer kişilere yansıması var” dedi.
''2. torba aslında çok da kötü değil''
Dünya Kupası Elemeleri’nde birinci torbadan gelecek olan takımların
hepsinin güçlü olduğunu da ifade eden Güneş, “Ancak Uluslar
Ligi’nde Macaristan’ı güçsüz görebilirsiniz ama gruptan birinci
çıktı. Biz Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde İzlanda’ya yenildik ve
berabere kaldık, Fransa’yı yendik ve berabere kaldık. 2. torba
aslında çok da kötü değil. Grubu ikinci sırada bitirirseniz,
Uluslar Ligi’nden de 2 takım gelecek ve 12 takımla 3 grup olacak.
Burada da şansınız var tabii ki. Ama bizim hedefimiz gruptan lider
çıkmak. Dünya Kupası’na katılmak için bir bedel ödenecek” şeklinde
konuştu.
“Sistem değil oyun felsefesi önemli”
A Milli Takım’ın sistemiyle ilgili de görüşlerini aktaran A Milli
Futbol Takımı Teknik Direktörü Güneş, “Şu anda çok iyi bir grup
yakalandığı konuşuluyor. Her grup da bana rastlıyor. Zor
kazandığımız Andorra maçında da, İzlanda’da da, Fransa maçında da
aynı oyunu oynamaya çalıştık. Ama Fransa’da oynadığımız şekli
oldukça kötüydü. Son maçta bakıyorum, Merih olsun, Zeki olsun,
Caner olsun, Okay olsun, öyle top kayıpları yaptık ki, bu toplar
geri döndü. Aslında kaos olmuyor, hata oluyor. Mesela Belçika,
Mertens ile Hazard beraber oynar mı tartışması yapıyordu. Bu
tartışmalar futbolu zenginleştirdi. 4-4-2 ya da 3-4-3 gibi
sistemlerin hepsi oynanabilir. Bunlar önemli değil. Messi’yi hangi
sisteme koyarsanız koyun, Messi oynar. Koşu mesafesi hesaplandığı
zaman Messi’yi belki ilk sıralarda göremezsiniz ama Messi’nin
katkısı ortadadır. Bizim de uluslararası arenada mücadele edecek
oyuncular yetiştirmemiz gerekiyor. Yetiştirdiğimiz oyuncuları da
satacağız ve döviz girecek ülkeye. Şu anda santrfora ihtiyacım yok.
İyi bir Burak, iyi bir Cenk olduğu zaman ihtiyacım yok. Ama yine de
yeni oyuncular bakıyorum. Benden sonrasını düşünüyorum” dedi.
Savunma konusu
Son olarak savunma yapısıyla ilgili soruyu yanıtlayan başarılı
teknik adam, “Savunmada forma giyen isimlerden 10 oyuncumuz yurt
dışında oynuyor. Çağlar bizimle olamadı bu dönemde. Merih sakattı.
Kaan’ın tendonunda sıkıntı var. Ozan Kabak iyi futbolcu, dinamik
ama bir dalgalanma geçiriyor. Ama ben bu futbolculara güveniyorum.
Tek tek bu isimlere bakmamak gerekiyor. Gol yerken da sadece buraya
bakmamak lazım. Yusuf ağır sakatlık geçirdi, Abdülkadir hala bir
güven arayışı içinde. Kolay kolay gol yemeyen bir takımken bu
duruma düşmek beni üzüyor tabii ki. Sadece savunma değil,
bütünlükler olması lazım. Maç programı da yoğun olunca, durum
farklı oluyor. Oyun felsefemiz belli. Hücumda baskı yaparak top
kapmaya çalışan, savunmadan da çıkarak hücum yapmaya çalışan bir
felsefe içindeyiz” diyerek sözlerini tamamladı.