Şenol Güneş: Merih'i kayıp olarak görüyorum
Abone olA Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, ''Merih'in sakatlığını kayıp olarak görüyoruz. İyileşse bile oynamasını risk olarak görüyorum.'' dedi.
Şenol Güneş, Milliyet ve İzmir Ticaret Odası Buluşması
kapsamında Milliyet Gazetesi Spor Yazarı Şansal Büyüka'nın
sunumunda gerçekleşen 'Futbolda Avrupa Hikayemiz, Hedefler ve
Stratejiler' paneline konuk oldu.
A Milli Takım olarak 2020 Avrupa Şampiyonası'na katılmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden deneyimli teknik adam, "Çok kazandık, çok kaybettik, bugünlere böyle geldik. Şampiyon olmayabilirsiniz, geride kalabilirsiniz ama pes etmedik. Euro 2020'ye katıldık, bunun gururunu yaşıyoruz. Avrupa'da, dünya futbolunda üst seviyeye gelmedik. Eksiklerimiz var ama iyi yerdeyiz. Üst seviyeye gelme imkanımız var. Çocuklarımıza ve insanımıza imkan verildiği zaman başarı gelir. Sporu kendi olgusu içinde bırakalım, özgür bırakalım. Milli takım olarak fazlasıyla yaraları olan bir takımdık. Şimdi yaraları sarılmış bir takım olduk. Yaralı takıma ilgi azdı, yalnızdı. Takımda iyi bir başlangıç var" diye konuştu.
"Yeni doğan bir takımız"
Avrupa Şampiyonası'na İtalya maçıyla başlayacaklarını hatırlatan
Şenol Güneş, "Yeni doğan ve oldukça hızlı gelişen bir takımız.
Beraber vizyon çizmek ve turnuvaya katılmak önemliydi. Şimdi
kazanmak için çıkacağız. Bana diyorlar, 'Yarı final iyidir, çeyrek
final iyidir'. Ben de, 'Madem buraya kadar katıldık şampiyon
olalım' diyorum. Kendi oyuncu karakterimizi, felsefemizi orada
sunmak zorundayız. Fair-Play dışına çıkmadan, ses getirerek
kendimizi göstermeliyiz. Biz üst üste maçlar kaybetmedik,
başarısızlığı görmedik. Kaybettiğimiz zaman buna ne kadar hazırız.
Bunu da görmeliyiz. Futbolda kayıp da vardır. Elde ettiğimizi
sahiplenmek, devam ettirmek istiyoruz. Olası başarısızlıklarda da
ayakta kalmalıyız. İtalya'da farklı bir maç olacak. Bakü'de ev
sahibi gibi olacağız. Açılış maçı olması güzel oldu. Turnuvada ilk
ve son maç en ilgi çekicidir. Dolayısıyla en çok izlenecek maçta
kendimizi göstereceğiz, bu bir şanstır. Mart ayında hazırlığa
başlayacağız. Mayıs, haziran ayında takımı hazırlayacağız. İtalya
maçına geldiğimiz zaman yaptığımız planları hayata geçireceğiz"
şeklinde konuştu.
"Merih'i kayıp olarak görüyorum"
Sakatlıkları nedeniyle uzun süredir sahalardan uzak kalan ve Avrupa
Şampiyonası'nda görev almaları zor olan Merih Demiral ve Yusuf
Yazıcı'nın durumu hakkında yorum yapan Güneş, "Her oyuncu benim
için değerdir. Merih'in takım üzerinde etkisi fazladır. Ben göreve
başlarken savunmada Ozan Kabak-Merih Demiral düşüncem vardı.
Ozan'ın sakatlığı vardı. Merih'le başladım tuttu. Çağlar Söyüncü
takımında oynamıyor ama pozitif bir oyuncuydu. Ozan ise hep
sakattı. Çağlar, Merih, Kaan arasında gidip geldik. Merih'in
sakatlığını kayıp olarak görüyoruz. İyileşse bile oynamasını risk
olarak görüyorum. Ozan'ın kadroda olması bir avantaj. Elimizde Kaan
var, Çağlar var. Mert Çetin'i çağırıyoruz. Bizim sıkıntımız sol
kanatta oluyordu. Hasan Ali yoktu, sağ olsun Umut Meraş o bölgeyi
kapattı. Yusuf ve Abdulkadir de bizim için çok önemli oyuncular.
Ama sakatlıkları nedeniyle sürekli oynayamadılar. Abdulkadir
dönecek, Yusuf nisanda başlayacak. Dorukhan da yeni yeni
iyileşiyor, bekleyeceğiz. Her oyuncu önemli ama olmadığı zaman
eksiklik görmüyorum. Milli takım olarak en iyisini yapacağız. Mart
ayında aramıza yeni oyuncular gelecek" dedi.
"Genç antrenörlerin hakkı ödenmeli"
Genç teknik adamlara da tavsiyelerde bulunan Güneş, "Ben, Mustafa
Denizli ve Fatih Terim büyük güçlükler çekerek bugünlere geldik.
Şimdiki antrenörler geliyorlar kulüplere bir bakıyorlar kapı
önündeler. Antrenörlüğün bir ilkesi olması lazım. Ülkemizde
antrenör için para istiyor mu, istemiyor mu o tartışılıyor.
Türkiye'de teknik adamların haklarının verilmesi de gerekiyor.
Sorun yönetmekte. Başkanı yönetmek ya da başkana tamamen teslim
olmak da yanlış. Biz fikir danışırız, biz birbirimize karışamayız.
Aramızda genç ve başarılı antrenörler var. Yenilerden emek
verenler, başarılı olmaya adaylar var. İsyankâr olmamak lazım,
sabırlı olmak lazım. Bu iş çok zor. Kendini fazla kaptırırsan bir
bakarsın kapının önündesin. Büyük kulüplerde taraftarlar, başkanı
ve hocayı etkileyebiliyor. Burada amaç doğruları yakalamak, şu anda
da doğruları yapıyoruz. Bağırmayla, çağırmayla, yalan söylemeyle
yapılacak bir iş değil bu. Gazla falan olmaz bu işler. Bir çocuk 10
yaşında dünyayı biliyor. Bu dünyayı tanımak lazım, iletişimi bilmek
lazım" ifadelerini kullandı.
"ALTINORDU EN İYİ ÖRNEK"
Futbolda altyapı eğitiminin önemine de değinen Şenol Güneş, "Eğitim tek başına hocaların işi değil. Tesis gerekir, zaman gerekir, çocuklar gerekir. Sabahtan akşama kadar okuyan çocuğu nasıl getireceksin. Çocuk dersi bitecek futbol oynayacak. O çocuğun iş alanı bulması lazım, arkadaşını bulması lazım. Devletin devreye girmesi de gerekiyor. Altınordu sağ olsun bu işi yapıyor. Altınordu bir hoca için en rahat yer. Mesela Trabzon'da 10 takım 1 yerde çalışıyor. Duş alacak yer yok. İstanbul'da da öyle. Bugünkü futbol antrenörlerinin imkanlarını artırsak altyapı eğitimini iyi şekilde yaparız. Bölgelerde antrenörler eğitiliyor ama yetmiyor. Üniversitelerden faydalanmalıyız. Sahadan gelen antrenörleri akademik olarak donatmamız lazım. Üretim yapmamız gerekiyor. Tesis şart, antrenör eğitimi şart. Tesis yardımı için alınan para yabancıya gidiyor. O paralar altyapıya değil transfere gidiyor. Planlamayı çok iyi yapmak lazım. Savurganlık da düzeltilmeli. Yabancıların Türk oyunculara zararı var. Türk parasını korumak istiyorsan oyuncuyu dışarı ver, dışarıdan futbolcu alma. Sorunları çözmek istiyoruz artık. Kriz varsa bunlarla yaşamayı öğreneceğiz çözüm arayacağız" diye konuştu.
"YABANCILARA DA TL VERİLSİN"
Son olarak kulüplerin yaşadığı ekonomik sorunlara dikkat çeken Şenol Güneş, "Ben kulüplerin yapısında sorun görüyorum. Şirket mi, dernek mi iyi analiz edilmesi lazım. Çok büyük paralar dönüyor ama sorumluları yok. Bir kulüp borç yapıyor, oradan yönetim ayrılıyor ve bu borç kalıyor. Marka değerini büyütmek için üretim olacak, rekabet olacak. Futbol en iyisini ortaya çıkarma yarışıdır, birbirini yok etmeye çalışmak değildir. Hep kavgayla mutlu olamazsın. Kulübün yapıları var. Transferlerin nasıl yapıldığını görüyoruz. Kulüplerin durumu iyiyken borçlar yapıldı. Ben futbol adamı olarak söylüyorum, yöntemler doğru değil. Gençlere yatırım yapanlar başarılı oldu ama gittiler yine yabancı transferleri yapıp borcu katladılar. Yabancının daha iyisini almam lazım diyorlar ama gönderirken problemle gönderiyorlar. Niye puanlar siliniyor, yabancı futbolcudan dolayı. Yabancıya da Türk Lirası (TL) ver. Gelmez diyor, alma. Buradaki yapıları değiştirmeden kulüpleri düzeltemeyiz. Trabzonspor'da, Alanyaspor'da, Sivasspor'da, Başakşehir'de ödemede sıkıntısı yok. Bu dediğim kulüpler kafaya oynuyor. Yabancının gitmesi de o yüzden zor, azaltılması gerekiyor. Daha iyi taranması lazım. Galatasaray UEFA Kupası'nı aldığı zaman 5 yabancı vardı. Beşiktaş'ta ilk şampiyon olduğumuzda aldığımız yabancıların hepsi oynadı. Ekonomik olarak tartışmak gerekiyor bu olayı. Borcun olduğu halde yabancı alıyorsan senin derdin var demektir" şeklinde konuştu.