Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Şu bizim Trabzon çok garip bir yer!
Son yazımda Trabzon’dan milletvekili seçilen Süleyman Soylu gibi Türkiye’nin her bir köşesinde milletin gurur duyduğu bir İçişleri Bakanını Trabzon’daki parti yapısının küstürmek için her yolu denediğini dile getirip eleştirmiştim…
Soylu’nun başarısının heangi siyasi partiden olursa olsun her Trabzonlunun gurur kaynağı olduğunu, Türk siyaset tarihinin onun İçişleri Bakanlığı dönemindeki başarısını altın harflerle yazacağını dile getirmiştim…
Sanki Trabzon her yıl Soylu gibi bir siyasetçi yetiştiriyor da bir Soylu gider bir Soylu gelir havasına kapılan bir yapı oluşuyor!..
Yani Trabzon'a karşı Trabzon'un değerlerini savunmak talihsizlik değilde nedir?
'Oy Trabzon Trabzon…
İçi kalaylı kazan' boşuna denmemiş!..
Değerlerini değersizleştirme üzerine yok!..
Bir acayip şehir olup çıktı Trabzon…
Spor, siyaset, iş dünyası fark etmiyor…
*
Trabzon denildiği zaman akla ilk ne gelir?
Trabzonspor…
Çünkü şehrin en büyük marka değeridir…
Trabzon eşittir Trabzonspor’dur…
Çünkü Türk futbolunda Anadolu ihtilali yaparak şampiyonluğu defalarca İstanbul’dan Trabzon’a getirmesi, sadece ülkede değil dünyada ses getirmiştir…
Futbolda devrimi kendi öz çocuklarıyla yapmıştır…
Üst üste şampiyonluklar yaşadığı dönemde şehre özgü olarak “Faroz, Moloz, Yoroz… İşte Trabzon yine horoz” sloganı geliştirilmiştir…
Şenol, Turgay, Necati, Kadir, Dozer Cemil, Ali Yavuz, Bekir, Serdar, Hüseyin, Ali Kemal, Nemci ve Ahmetli kadro efsaneleşmiştir…
Ama son şampiyonluğu olan 1985 yılından sonra bir duraklama, ardından gerileme son dönemde de çöküş dönemi yaşanmaya başlamıştır...
Peki neden?
Çünkü aslını inkar eden bir şehir yapısı oluşmuştur…
Kendi kendini yiyen, aşağılayan, değerlerini yok sayan, küstürüp kıran, birbiri ile kavga etmeye başlayan bir şehir yapısı boy göstermeye başlamıştır..
*
İşte yazımızın da nedeni bu ya!
Trabzonspor eski Başkanı Sadri Şener’in bir açıklamasını okuyunca bu yazıyı yazmamak mümkün olmadı…
Çünkü çok üzüldüm!
Şener’in adı Trabzonspor ile özdeşleşen, kulüp tarihinin efsane ismi, bugün Beşiktaş’ta Teknik Direktörlük yapan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını Akyazı’daki stat ve tesislere verdiği Şenol Güneş’e yönelik hakarete varan açıklaması çok üzücü !..
Bakın ne demiş!..
“Akyazı’da yapılan yeni stada Şenol Güneş ismi verildiği için Trabzon’da maçlara gelmiyorum.”
Böyle laf olabilir mi?
Devam etti Şener;
“Fikret Orman, Şenol Güneş’i alırken bana sordu. Kimsenin ekmeği ile oynamam, al dedim.”
Daha neler neler!..
Yani demek istiyor ki ben istemesem Beşiktaş’a gidemezdi!
Orman’a cevap hakkı doğdu!
Gündeme Şenol Güneş ile gelebilme uğraşına Sadri Başkan'da katıldı vesselam!..
*
Trabzonspor’da uzun yıllar başkanlık yapan bir ismin Trabzonspor’un efsane takım kaptanı ve Türk futbolunda iki üç isimden biri olan Teknik Direktörü için Türkiye’nin gözü önünde kullandığı bu sözler, Sayın Şener kusura bakmasın ama son derece yakışıksız oldu…
Vah ki vah!
Sadri Şener adına büyük bir talihsizlik…
Üzülmemek mümkün değil..
Bir Trabzonlu olarak Trabzonspor’a başkanlık yapmış Sadri Şener gibi bir isme karşı topluma Trabzonspor’un efsane ismi Şenol Güneş’i anlatmak da varmış kaderde!
Sayın Şener!..
Siz bu camia için nasıl bir değerseniz, Şenol Güneş’in de sadece bu camia için değil, Türk futbolu için büyük değer olduğu bir gerçektir…
Çünkü tarih gerçekleri yazıyor…
Ve güneş balçıkla sıvanmıyor!
Diyeceğim şu ki Trabzonspor neden bir türlü toparlanamıyor, neden birliğini dirliğini kaybetti sorusunun cevabı işte burada saklı…
Çünkü kendi kendini yiyip bitiriyor!..
*
Şöyle bir düşünün…
Manzaraya bakın…
Trabzonspor’un eski başkanı Sadri Şener’in, kulübe büyük hizmetleri olan, bugün Beşiktaş’ta Teknik Direktör olarak tarih yazan ama Türk futbol severlerin hala onu ‘Trabzonsporlu’ olarak tanıdığı Şenol Güneş’in adının Akyazı’daki stada Cumhurbaşkanı tarafından verilmesinden mutluluk duyması gerekirken, ‘Adını stada verdikleri için artık maçlara gitmiyorum’ diyerek Türkiye önünde hakaret ediyor…
Ama!..
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ‘Şenol abi’ diye ona sevgi ve saygı duyduğunu dürüstlüğünü, çalışkanlığını Türkiye önünde övgü ile anlatarak sahip çıkıyor!.
Anladınız mı şimdi Trabzonspor neden çöküyor!
Neden iki yakası bir araya gelemiyor…
Fitne, fesat, sen ben kavgası ile ‘Battı balık yan gider’ misali kendini yiyip bitiriyor…
Sadri Başkan gibi yılların tecrübeli bir ismi bunu yaparsa başkaları ne yapmasın!..
*
Kimdir Şenol Güneş?..
Onu da anlatalım…
Şenol Güneş’in Trabzon şehrinin futbol dünyasındaki en önemli marka değeri olduğunu kim inkar edebilir ki!
İyi bir eğitimci (öğretmen)…
İyi bir spor adamı..
İyi bir teknik adam...
İyi bir aile babası…
İyi bir Trabzonlu…
Trabzonspor'un taşında toprağında emeği olan, Trabzonspor ile doğup, Trabzonspor’da büyüyen…
Dozer Cemil'den devraldığı kaptanlık görevini uzun yıllar şanla şerefle taşıyıp her bir şampiyonlukta kaptan olarak imzası olan, Milli Takım kalesini kaptan olarak da defalarca koruyan bir efsane…
Peki teknik adamlık yaşantısı…
Çile dolu yıllar...
Hep ezilmek istenen…
Hep ilk faturanın kesildiği…
Adam..
Ama adeta zehir içip susmasını bilirken, duruşunu hiç bozmayan, sabır ve inatla başarıyı beklerken başı hep dik, onurlu duruş göstermesini bilen adam...
Neler yaşadığını çok iyi bilen bir gazeteciyim…
Sabır taşı olsa çatlardı!..
Trabzon şehri onu bir türlü anlayamadı…
Milli Takımı dünya üçüncüsü yaptı...
Başarısının hakkını veren değil, giyindiği elbiseyi tartışan gazetecilere şahit oldu bu ülke!..
Sustu yine de!..
Milli takımdaki başarısı adeta cezalandırıldı!
Çünkü sahipsiz kaldı!
Trabzonspor’a döndü…
Yine çile!
1996 yılında kaçan şampiyonluk sonrası herkes teknik adam kesilme misali ‘Niye hücum oynattın’ diye bütün faturayı ona keserken, o üzüntüsünden günlerce evine kapandı…
Gözyaşlarını evinde akıttı…
Ama teslim olmadı!...
Her zaman Yunus'un şu sözü ile baktı dünyaya;
"Edebim el vermez
Edepsizlik edene
Susmak en güzel cevap
Edebi elden gidene..."
Yani edebi hiç bir zaman elden bırakmadı Şenol Güneş!..
Trabzon’dan yine gitti..
Kader ağlarını hep ördü…
Kore’de tarih yazmaya başladı…
Yazdı da..
Ama söz konusu Trabzon olunca akan sular yine durdu..
Devlet töreni gibi bir törenle Trabzon’a getirilip imza attırıldı.
Büyük bir mücadele içine girdi.
Ama bu kez şampiyonluğu çalındı…
Bir tarafta teknik adamlık yaptı, diğer tarafta hak hukuk adalet dersi mücadelesine girdi…
Psikolojisi Trabzonspor’un uğradığı haksızlık nedeni ile bozuldu..
Sonunda fatura yine ona kesildi!
Dayanamayıp istifa ettiği maç sonrası soyunma odasından çıkmadan istifası Sadri Başkan tarafından kabul edilerek, devlet töreni ile getirildiği Trabzon’dan teşekkür dahi edilmeden yalnız adam olarak çekti gitti…
Ama kişilere küsebilirdi ama Trabzon’a küsmedi!..
Kimdi o dönemin başkanı Sadri Şener!
Yani Güneş ismi stada verildiği için maçlara gitmeyen Sayın Şener...
Velhasıl o Trabzon’u anladı ama Trabzon onu anlamadı…
Ama iyiler bir gün kazanacaktı...
Öyle de oldu...
Kaderde İstanbul takımlarından birini çalıştırmak ve tarih yazmak da vardı..
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ona büyük güven duyarak takımın başına getirirken, bazıları burun kıvırdı…
Ama o tarih yazmaya, hak ettiği ama bir türlü kavuşamadığı şampiyonluk kupalarını kaldırmaya başladı…
Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazdı…
Dürüstlüğünün, çalışkanlığının, sabırlı ve prensipli olmasının, doğru bildiğini söylemekten çekinmemesinin karşılığını öylesine alıyor ki, bugün bütün Türkiye adından övgü dolu sözlerle bahsediyor Trabzonlu Şenol Güneş’in…
Onun aleyhine konuşmak, onu eleştirmek Sadri Şener gibi ülkede bazı yazarları da gündemde tutmaya yetiyor!
Şenol Güneş sadece kendi adına değil Trabzonlu adına da İstanbul gibi kurtlar sofrasında alnı açık başı dik şekilde mücadele veriyor.
Siz biliyor musunuz İstanbul’da dün Trabzonspor’un duayen isimlerinin yaptığı ‘Trabzonspor nasıl ayağa kalkar?’ adlı toplantıda onun da yer alıp görüşlerini sunduğunu…
O adam Şenol Güneş…
Başkalarının mutsuzluğu üzerine bir gün dahi mutluluk kurmayan bir adamdan bahsediyoruz…
Trabzon'un böylesine yetiştirdiği ve Türk futbolunda marka yaptığı başka bir Şenol Güneş’i yok…
Kol kırılır yen içinde kalır anlayışı örnektir..
Ya çıkıp Şener’e ‘sen bunları yaptın şunları yaptın’ diye cevap verse!
Neler olur neler!
Ama söz konusu Trabzon olunca susuyor…
Diyeceğim şu ki;
Şenol Güneş’in bir gün Beşiktaş’taki nöbeti bitecek, mutlaka yuvasına dönecek ve kendi adını taşıyan stadyumda taraftarı ile buluşacaktır…
Hemşehrisi olarak Şenol Hoca ile gurur duyuyorum...