Sivas Davası zaman aşımından düştüğünde, aslında
adaletin, aslında hukukun, aslında iktidarın maskesinin düştüğünü
anlamıştım(k).
Yarın Sivas yangınının on dokuz yılı
bitiyor…
Ama yangın devam ediyor…
Yakarak öldürenleri ödüllendiren adalet, yanarak
ölenleri de yakınlarını da cezalandırdı, hem de on dokuz yıldır her
gün, her dakika, her saniye…
Hep için için yandılar...
Hiç unutamadılar…
Unutturmamak için çırpındılar…
Köşe bucak aradıkları adaleti saklandığı yerden
çıkaramadılar!
Adalet…
Sivas'ta yakanların…
Deniz Feneri'nde soyanların…
Ergenekon'da "gizli tanıkların"…
Tecavüzde "sapıkların"…
Evire çevire dayak davalarında "polislerin"
arkasındaydı…
Hep, büyük adam sandıklarının arkasına saklandı…
Yarın Sivas yine yangın yeri olacak…
Yine, yeniden yanacak elleri, kolları, bacakları,
gözleri, kulakları ailelerin…
Yine yarın, hepsi dumandan boğulacak…
Yine hepsi nefes almakta zorlanacak…
Yine yürekleri ellerinde olacak hepsinin…
Yine göz yaşlarıyla yıkayacaklar yüzlerini ya,
sönmeyecek ki ateşleri…
Yine o sevdiklerine ulaşamamanın verdiği acı,
çizgiler çekecek yüzlerine…
Yine "hak" diyecekler…
Yine "adalet" için sesleri kısılana kadar
seslenecekler…
Yine "hukuk" peşinde koşacaklar…
Nafile…
Yine darp…
Yine göz altılar…
Yine biber gazı…
Yine polis copu...
Ve ben yine de sormak istiyorum bu davayı düştüğü
yerden kaldıramayanlara…
Sizin Allah'ınız yok mu?
Benimki de soru! Biliyorum bunca adaletsiz
sonuçlardan sonra aslında…
Yarınki adalet arayışını da kulak arkası
yapacaklar...
Hiç şüphem yok, yarın Sivas'ı bir kez daha
yakacaklar!
twitter.com/nsrnylmz