Bugün Pazartesi.
Haftanın ilk günü.
Tam tabiriyle;
Hafta başı.
Kemerlerinizi bağlayıp -pardon sıkıp,
başınızı dik duruma getirip,
sinirlerinizi de bilediniz mi?
Yani;
Yapılacak bir sürü iş,
ödenecek bir sürü fatura,
halledilecek bir sürü sorun,
kafa yorulacak bir sürü mesele var..
Var değil mi?
Yok aslında.
Var sayarsan var.
Yok sayarsan yok.
Saydım bak; yok..!
Şimdi “yasemin delirdi” diyeceksiniz.
Ne deseniz haklısınız.
Beni sıcaklar böyle yaptıJ
Bu arada ben bu hafta izinliyim..!
Hadi bey bana izin vermeyince bende kendi
kendimi izinli yaptım.
Aslında köşe falan yazmıyorum.
Hiç öyle derin konulara da girmiyorum, hiç,
hiç, hiç, hiç...
Gördüğünüz gibi iznimin tadını
çıkarıyorum.
Siz de okumamış sayabilirsiniz
kendinizi.
Eğer ille de ciddi bir şeyler okumak
istiyorsanız hemen sağdaki butonlardan birine basıp,
Altan Tanrıkulu okuyabilirsiniz mesela.
Hiiiiç öyle “niye benden başkasını
okudunuz” falan da demeyeceğim.
Sitem de etmeyeceğim hiç.
Hiç, hiç, hiç, hiç...
Bu arada beni okumak istemeyenler için de
bir çözüm önerim var.
Şudur!
Hani diyorlar ya “bu yazarın yazılarını
manşete taşıyorlar biz de haber zannedip açıyoruz” diye.
Ben bundan sonra yazılarımın sonuna ünlem
ya da soru işareti koyacağım.
Ama öncesine mutlaka iki nokta. Yani
şöyle
..!
Ya da
..?
Bugünkü başlıkta olduğu gibi.
Benden başka kimse kullanmaz merak
etmeyin.
Yani yukarıdaki soru işareti ya da ünlemin
önünde iki nokta görürseniz bilin ki benim.
Zaten benim başlıklarım belli.
Di mi..?
Sakın açmayın.
Açmayın ama.!
J