Senfonik barış

Nazım ALPMAN nazimalpman@internethaber.com

Geçtiğimiz pazar günü akşamı Sultanahmet Meydanı mahşer yeri gibiydi. Pek çok lokanta “bedava iftar” veriyordu. Ayasofya"nın önündeki çay bahçesi de bu proje çerçevesinde hınca hınç doluydu.

Masalar dolmuş, köpük tepsilere çorba, kuru fasulye, pilav, ekmek, plastik çatal, kaşık servisi almış olan İstanbullular kaldırımlara oturmuş iftar saatini bekliyorlardı.

Anadolu"nun değişik kentlerinden İstanbul"un dış semtlerine gelmişlerdi. Şimdi kentin merkezinde iftar yapmanın heyecanını yaşıyorlardı. Davet sahipleri onlara ancak kaldırımları sunabiliyordu. Onlar da buna razıydı.

Bu görüntüleri “Türkiye fotoğrafı” olarak dijital fotoğraf makineleriyle tespit edenler, yerdeki köpük tepsilerin arasından kendilerine bir yol bularak Topkapı Sarayı"nın büyük bahçe kapısından geçip Aya İrini Kilisesi"ne yöneldiler.

Burada ise bambaşka bir “Anadolu karması” sahneye çıkıyordu.

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası (DÇSO), Şef Rengim Gökmen yönetiminde ünlü piyanist Fazıl Say"a eşlik ediyordu.

Türkiye"deki konservatuvarların 10-16 yaş grubu öğrencilerinden oluşan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, bu konserden elde edilen gelirle Anadolu"nun değişik kentlerindeki Güzel sanatlar Liselerine enstrüman bağışı sağlayacaktı.

Klasik müzik uzmanlarının görüşlerine göre küçüklerin büyük orkestrası, profesyonelleri aratmayacak ölçüde mükemmel icra ettiler, Glinka, Beethowen ve Dvoryak"ın eserlerini.

Konser o kadar kusursuz ve keyif vericiydi ki, Fazıl Say iki kez sahneye dönüp dinleyicileri mutlu etti. Say"ı bu kadar keyiflendiren küçüklerin performansıydı:

-Harikaydılar, çok büyük moral buldum!

Konserin başarısı sadece Say"a moral vermemişti. Meslek hayatını Amerika"da sürdüren dünyaca ünlü doktorumuz Gazi Yaşargil, elindeki minik fotoğraf makinesiyle orkestrayı gazeteci özeniyle fotoğrafladı… Prof. Dr. Yaşargil, mutluluktan uçuyor gibiydi:

-Bu çok büyük bir başarı, çok etkileyici. Bu akşam burada olduğum için çok mutluyum!

Orkestranın şef yardımcıları Hasan N. Tura, Oğuzhan Kavruk ve Tolga Taviş geceli gündüzlü mesai yaparak bu başarının alt yapısına şekil vermişlerdi.

Sanat koordinatörü Nilgün Fıratlı, Sanat Danışmanı Kemal Küçük, Psikolojik Danışman Dr. Erdal Atabek o gece sahnedeki görkeme sessiz atılmış imzalar olarak salonda yerlerini almışlardı.

Konserin bitiminde Şef Rengim Gökmen, orkestranın 1.5 yıllık bir çalışma ürünü olduğunu ilerde çok daha büyük başarılara erişileceğini söylerken, “barışa” vurgu yapıyordu:

-Çalgı tutan eller bir daha silah tutmaz!

Konser kadar alkışlandı bu sözler.

Şef Gökmen, ülkenin en fazla ihtiyacı olan şeyi dile getirmişti: Barış!

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası"nın Aya İrini"deki müzik ziyafetiyle, Ayasofya önündeki “iftar ziyafeti” Türkiye"nin geleceğine doğru açılan makasın iki ağzı gibiydi…