Geçtiğimiz pazar günü akşamı Sultanahmet Meydanı mahşer yeri
gibiydi. Pek çok lokanta “bedava iftar” veriyordu. Ayasofya"nın
önündeki çay bahçesi de bu proje çerçevesinde hınca hınç
doluydu.
Masalar dolmuş, köpük tepsilere çorba, kuru fasulye, pilav,
ekmek, plastik çatal, kaşık servisi almış olan İstanbullular
kaldırımlara oturmuş iftar saatini bekliyorlardı.
Anadolu"nun değişik kentlerinden İstanbul"un dış semtlerine
gelmişlerdi. Şimdi kentin merkezinde iftar yapmanın heyecanını
yaşıyorlardı. Davet sahipleri onlara ancak kaldırımları
sunabiliyordu. Onlar da buna razıydı.
Bu görüntüleri “Türkiye fotoğrafı” olarak dijital fotoğraf
makineleriyle tespit edenler, yerdeki köpük tepsilerin arasından
kendilerine bir yol bularak Topkapı Sarayı"nın büyük bahçe
kapısından geçip Aya İrini Kilisesi"ne yöneldiler.
Burada ise bambaşka bir “Anadolu karması” sahneye çıkıyordu.
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası (DÇSO), Şef Rengim Gökmen
yönetiminde ünlü piyanist Fazıl Say"a eşlik ediyordu.
Türkiye"deki konservatuvarların 10-16 yaş grubu öğrencilerinden
oluşan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, bu konserden elde edilen
gelirle Anadolu"nun değişik kentlerindeki Güzel sanatlar Liselerine
enstrüman bağışı sağlayacaktı.
Klasik müzik uzmanlarının görüşlerine göre küçüklerin büyük
orkestrası, profesyonelleri aratmayacak ölçüde mükemmel icra
ettiler, Glinka, Beethowen ve Dvoryak"ın eserlerini.
Konser o kadar kusursuz ve keyif vericiydi ki, Fazıl Say iki kez
sahneye dönüp dinleyicileri mutlu etti. Say"ı bu kadar
keyiflendiren küçüklerin performansıydı:
-Harikaydılar, çok büyük moral buldum!
Konserin başarısı sadece Say"a moral vermemişti. Meslek hayatını
Amerika"da sürdüren dünyaca ünlü doktorumuz Gazi Yaşargil, elindeki
minik fotoğraf makinesiyle orkestrayı gazeteci özeniyle
fotoğrafladı… Prof. Dr. Yaşargil, mutluluktan uçuyor gibiydi:
-Bu çok büyük bir başarı, çok etkileyici. Bu akşam burada
olduğum için çok mutluyum!
Orkestranın şef yardımcıları Hasan N. Tura, Oğuzhan Kavruk ve
Tolga Taviş geceli gündüzlü mesai yaparak bu başarının alt yapısına
şekil vermişlerdi.
Sanat koordinatörü Nilgün Fıratlı, Sanat Danışmanı Kemal Küçük,
Psikolojik Danışman Dr. Erdal Atabek o gece sahnedeki görkeme
sessiz atılmış imzalar olarak salonda yerlerini almışlardı.
Konserin bitiminde Şef Rengim Gökmen, orkestranın 1.5 yıllık bir
çalışma ürünü olduğunu ilerde çok daha büyük başarılara
erişileceğini söylerken, “barışa” vurgu yapıyordu:
-Çalgı tutan eller bir daha silah tutmaz!
Konser kadar alkışlandı bu sözler.
Şef Gökmen, ülkenin en fazla ihtiyacı olan şeyi dile getirmişti:
Barış!
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası"nın Aya İrini"deki müzik
ziyafetiyle, Ayasofya önündeki “iftar ziyafeti” Türkiye"nin
geleceğine doğru açılan makasın iki ağzı gibiydi…