Şenere Mumcu benzetmesi
Abone olBakan Şahin, yeni bir siyasi oluşum içerisine giren Abdüllatif Şener'i, Erkan Mumcu'ya benzetti ve şunları söyledi;
Dün, Karabük’ün Ovacık İlçesi’nde, Ovacık Sporcu Kamp Eğitim
Merkezi’nin açılışını gerçekleştiren Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin, geceyi babası Abdullah Şahin’in ilçeye bağlı Ekincik
Köyü’ndeki evinde geçirdi. Bakan Şahin bugün babasının evinin
önünde gazetecilerin sorularını cevapladı.
AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın sorulması üzerine
Şahin şöyle dedi:
“Türkiye’de, Anayasa Mahkemesi’nde bugüne kadar 25 siyasi
partiye kapatma davası açıldı. Birçoğu da kapatma ile
sonuçlandı. Ancak en yakın, yani bir yıl önce yapılmış
seçimlerde halkın neredeyse yarısına yakın oyunu alan bir siyasi
partiyi kapatma davası açıldı. Bu dava pazartesi başlıyor. Adalet
Bakanı olarak basının bana, gazete küpürlerinden açılan bu dava
konusunda, ‘Başsavcının gazete küpürlerinden hazırladığı iddianame
için bir soruşturma açacak mısınız veya açmayı düşünüyor musunuz?’
sorusuna aynen verdiğim cevap ‘Türkiye’de yargı bağımsızdır. Yargıç
ve savcılar kendi anlayışlarına göre, hukuk çerçevesinde iddianame
hazırlarlar ve davaya bakarlar’ Aynı soruyu bana, ‘Ergenekon
davasına bakan Savcı Öz ile ilgili soruşturma talimatı verdiniz mi,
partiniz hakkında dava açan ve milletvekillerinin içinde bulunduğu
hatta genel başkanınızın da olduğu kişilerle ilgili
milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda ilgili bir soruşturma
açacak mısınız’. Sıcağı sıcağına ne söyledimse, hangi
düşüncedeysem şimdi de aynı düşüncedeyim. O savcı ne ise, bu savcı
da odur. Görevlerini yapıyorlar.”
BAŞARISIZ SINAV VERDİK
Kapatma davasının dünyada büyük dikkatle izlendiğini kaydeden Bakan
Şahin şöyle devam etti:
“Dolayısıyla, aslında şu anda Türkiye’de bir siyasi parti
veya partiler yargılanmıyor. Yani yargı, dünya gözü önünde sınav
veriyor. Aslında tüm dünya önünde, onların gözleri önünde
Türk yargısı da sınav veriyor. Türk yargısı bu sınavlardan
başarıyla çıkacaktır. Açılan dava ile ilgili parlementoda soru
sorulamaz, görüş belirtilemez. Şimdi parlementoda
yapılamayan şeyi parlemento dışında yaparsanız, yargıya en direk
müdahaleyi yapmış olursunuz. O nedenle açılmış bu dava ile
ilgili şüphelerin yanında veya karşısında bir pozisyon durumu
alırsanız son derece hatalı olur, bunu hatalı buluyorum.
Keşke siyasi partilerimizin kimi temsilcileri böyle bir pozisyon
almamış olsalardı. Herşeyi yargıya bırakalım. Biz bu konuda
başarısız bir sınav verdik”
ŞİMDİ DE IŞIKLARI YAKIP SÖNDÜRÜN
Bu dönem suçların üzerine daha önce gidilmediğinden daha fazla
gidildiğini savunan Bakan Şahin, Susurluk kazasını hatırlatarak
şöyle devam etti:
“1997’li yıllarda Türkiye’de bir kaza meydana geldi.
Yıllarca konuşuldu. ‘Devletin içine yuvalanmış bir çete, bunun
üzerine gidilmeli’ dendi. Komisyonlar kuruldu, elektrikler yakılıp
söndürüldü, kampanyalar yapıldı. Bir milletvekili, bir
polis müdürü, bir aranan suç örgütünün mensubu aynı arabada, bir
takım silahlarla yakalanmış olması Türkiye’de temiz toplum
açısından bir imkan olarak görülüp, üstüne gidilmesi istendi. Ne
kadar gidildiğini kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Ama
bunun üzerine gidilmesi konusunda sol ve sosyal demokrat kesim,
‘elektrikleri bir dakika söndürüp, sonra yakın ve yetkilileri
zorlayın’ dedi. Şimdi aynı çevreler, Ergenekon ile ilgili
bağımsız yargı ve savcının davasını açtığı ve mahkemenin kabul
ettiği süreç ile ilgili geçmişte söylenen fasa fiso lafına benzer
laflar söylüyorlar. Eğer devlet içinde bir takım suç örgütü
palazlanmış ise Susurluk’ta karşı çıktığınız gibi şimdi de karşı
çıkmalısınız. Çünkü tutarlı olduğunuzu gösterir. Şimdi hadi bakalım
elektrikleri yakıp söndürün. Tüm vatandaşlar size destek
versin. ‘Hayır ben onların avukatıyım’ diyor ana muhalefet
partisinin lideri. Bu büyük bir tutarsızlıktır. Bunlar milletin
gözü önünde ceryan ediyor.”
ŞENER’İ ERKAN MUMCU’YA BENZETTİ
Bakan Şahin, yeni bir siyasi oluşum içerisine giren Abdüllatif
Şener'le ilgili olarak da şunları söyledi:
“Biz bir Erkan Mumcu olayı yaşadık. Ne hale geldiğini
gördünüz değil mi? Bunlar en güzel misallerdir. Yeni bir
siyaset oluşumu konusunda Erkan Mumcu da bu niyetle yola çıktı.
‘Türkiye’de yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var’ dedi.
Hatta parlementoda bazı milletvekillerini yanına aldı. Çoğu
o zaman AKP’ye mensuptu, grup kuruldu. Ne konuşmalar yapıldı.
Sonunda gördünüz ne oldu. Seçime girme imkanı bile elde
edemediler.”