Şener nereye koşuyor?
Abone olVerdiği demeçlerle 'cumhurbaşkanlığı kavgası'nın odağına düşen Şener'e ilk sitem eşinden geldi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, aylar
öncesinden işaret veriyordu. Sürpriz çıkışları, hükümetin bazı
icraatlarına yönelik uyarıları, 'kabinedeki muhalif' hatta
'kabinenin yaramaz çocuğu' yapmaya yetmişti onu. Ancak, laiklik ve
eşinin başörtüsüyle ilgili son demeçlerinin bu denli fırtına
koparacağını hesap etmemişti belki de; cumhurbaşkanlığı seçiminden
muhalefete, partisinden evine kadar uzanan bir tartışmanın içinde
artık. Sahi, Şener nereye koşuyordu?
Her ne kadar, 'hiç giymedim' dese de Şener, üniversite yıllarında
tanıştı Milli Görüş gömleğiyle. Necmettin Erbakan'ın rahle-i
tedrisinden geçti. Çiçeği burnunda akademisyen iken, 1991'de Refah
Partisi'nden (RP) milletvekili seçildi. Meclis'e girmesiyle siyaset
basamaklarını tırmanması bir oldu. Erbakan'ın gözüne girmişti kısa
zamanda. Grup başkan vekilliği ve RP-DYP koalisyon hükümetinde
bakanlık gibi önemli makamları işgal etti. RP'nin devamı Fazilet
Partisi'nde, sonradan AK Parti'yi kuran yenilikçilerin kurmay
kadrosunda yer aldı. Hem de, Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve
Abdullah Gül 'troykası'na dördüncü önemli isim olarak eklenerek.
Şener, partideki güç zincirinin halkalarından biriydi.
Ne var ki, daha iktidarın ilk günlerinden itibaren farklı süreç
işlemeye başladı. Tecrübeli politikacı, sözünü esirgemeyen ve
ilkelerinden taviz vermeyen kabine üyesi portresi çizdi. Bu durumu
kimi Çerkesliğine, kimi Mülkiyeli kimliğinden kalma 'az
komünistliğine' yorsa da, perde gerisinde yabana atılamayacak bir
kırılmanın izleri vardı. Özelleştirme İdaresi elinden alındı önce.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile çoğu kez görüş ayrılığına düştü.
Galataport ihalesinin Danıştay tarafından iptal edilmesi sürecinde,
adından sıkça bahsettirdi. Muhalefetin Unakıtan hakkında Meclis'e
getirdiği gensorulara kaynaklık eden iddialar konusunda imalı
laflar etti. Yolsuzlukla mücadele tartışmalarında, parti içine
ayetli mesajlar verdi. Dik duruşu karşılıksız kalmadı, grubun
desteğini arkasında hissetti.
Doğrusu, iyi bir trend yakalamıştı ama AK Parti'yi kuşatma
girişimlerine gerekçe yapılan hassas konulara gelindiğinde işin
rengi değişti. TBMM Başkanı Bülent Arınç, milli egemenliğin önemine
vurgu yapan 23 Nisan konuşmasında 'laikliğin tanımının yapılmasını'
istedi. Siyaset bu sözleri tartışırken en ilginç yorum Şener'den
gelecekti: "Tek laiklik tanımı var, o da Anayasa'nın 24. maddesi."
Daha bu sözlerinin estirdiği rüzgâr dinmemişti ki, başörtüsü
konusunda özel hayatını da ilgilendiren açıklamalar yaptı. "Eşim
nişanlı iken örtülü değildi. Kendi isteğiyle kapanmış. O ana kadar
başörtülü biriyle evlenmeyi hiç düşünmemiştim." dedi. Kızının,
başını bazen açtığını bazen kapattığını; başörtülü milletvekili
olunamayacağını söyledi. İşte, bu noktada, milletvekili
arkadaşlarının bile kafası karıştı. "Şener, ne yapmak istiyordu?
Siyasi bir hesabı mı vardı?"
PARTİDE DEVAM
Sorular oldukça fazlaydı.
Cevaplar da, bir o kadar yorum ve perde gerisi bilgiyi içeriyordu.
Öncelikle belirtelim, AK Parti'nin kuruluş aşamasında teşkilatlar
oluşturulurken ve milletvekili listeleri belirlenirken önemli rol
üstlenen Şener, son dönemde partinin karar mekanizmalarının
uzağında kaldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile arasında da
soğukluk olduğu uzun süredir konuşuluyor. Buna rağmen, 'kabinedeki
muhalifin' bünyeden kopup başka sulara kulaç atması beklenmiyor.
'Hiç Milli Görüşçü olmadım' şeklindeki ifadeleri de, 'vuruşa vuruşa
Erbakan'a dönecek' yollu tahminleri geçersiz kılmaya yetiyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI ZOR
Kuşkusuz, bütün
tartışmalar cumhurbaşkanı seçimine çıkıyor. Bundan rahatsız oldu
Şener, 'sözlerinin cumhurbaşkanlığı dâhil bir hesaba dayanmadığını'
açıklama ihtiyacı hissetti. Kendisini bağladı bir yerde. Hem, CHP
işin içine girmişti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "Erdoğan ve
Arınç olmamalı ama aday olursa Şener'i düşünürüz." şeklindeki
sözleri önemliydi. Aslında, Baykal aynı şeyleri Danıştay'ın kuruluş
yıldönümü töreninde ayaküstü sohbet ettiği Şener'e (eşi başörtülü)
de bizzat söylemişti. Beğendiği bakana yeşil ışık yakması bir yere
kadar normaldi; belki de Erdoğan'ı krizsiz çözüme götürecek
formüllere zorluyordu Baykal. Ancak, AK Parti'nin içine oynayarak
cumhurbaşkanlığı stratejisini etkilemeyi hedeflediği açıktı.
ERDOĞAN SONRASI MI?
Siyasetin doğasında var,
bunca birikime sahip politikacının adımlarını hesapsız atması
elbette düşünülemez. Bu noktada, cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına
dönük senaryolar devreye giriyor. Şener'in "cumhurbaşkanı olması
durumunda Erdoğan'dan boşalacak başbakanlığı arzuladığı" yorumları
yapılıyor. Başbakanlığın en güçlü adayı elbette Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül. Buna karşılık, böyle bir değişimden parti içi
dengeler de etkilenecek. Partide güç olma, var olan gücünü koruma
çabası ister istemez kendini ele verecek. AK Parti'nin çekirdek
kadrosundakiler arasında perde gerisinde yaşananlar böyle bir
mücadelenin şimdiden başladığının işareti sayılıyor.
Son tartışmaların Meclis Başkanı Bülent Arınç ile Şener'i karşı
karşıya getirdiği biliniyor. Arınç, 23 Nisan konuşmasına gazeteler
aracılığıyla cevap veren dava arkadaşına bir hayli tepkiliydi.
Telefonda görüştüğü Şener'e önce sitemini iletti. Ardından da,
"Eminim görüşlerimin çoğuna sen de katılıyorsun. Eleştirilerin
elbette olabilir. Ancak, bu konuların konuşulacağı yer belli. Parti
içinde, grupta konuşabilirsin." dedi. Şener ise niyetinin cevap
vermek olmadığını, sözlerinin bazı bölümlerinin farklı verildiğini
belirtmekle yetindi. Meclis Başkanı'nın arkadaşına sitemi burada
kalmadı elbette, cumhurbaşkanlığı seçimine dönük şu ifadeleri
kullandı: "Belli zamanlarda, kravat düzeltenler, saç tarayanlar,
elbise değiştirenler çıkar." Yine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
da benzer tavır takındığı konuşuluyor. Edinilen bilgiye göre,
Erdoğan Şener'i aradı ve "Neler oluyor?" diye sordu.
EVDEN GELEN SİTEM
İşin içinde başörtüsü olunca, tartışmanın eve kadar uzanması
kaçınılmazdı. Nitekim, alınan duyumlar da bu yöndeydi. Eşi Berrin
Şener, başörtüsü açıklamalarından rahatsız olmuştu. Edinilen
bilgiye göre, Berrin Hanım, o demeçlerin yer aldığı gazeteyi görür
görmez hemen telefona sarıldı. Karşısındaki bakan eşine, o
sözlerden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Eleştiri oklarına muhatap
kalan Şener, tabii ki en fazla evden gelen bu siteme üzüldü.
Duygularını da, yakınındakilerle paylaştı.
Tartışmaların ve eleştirilerin odağında olsa da, parti içinde ve
siyasette bir ağırlığı var Şener'in. Adından söz ettireceğe
benziyor.
Aksiyon