Şener icraatlarıyla gurur duyuyor
Abone olAK Parti'den ayrıldıktan sonra Türkiye Partisi'ni kuran ve hükümeti en sert eleştiren kişilerin başında gelen Abdullatif Şener, eski partisinde bakanlığı döneminde yaptığı icraatiyle gurur duyduğunu söyledi.
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ''Sayın Başbakan
bilsin ki Galataport'u engellediğim için onur duyuyorum, gurur
duyuyorum. Bugün önüme gelse yine engellerim'' dedi.
Şener, partisinin Kahramanmaraş il binasının açılışında yaptığı
konuşmada, ülkede sanayicinin çökertildiğini, tarımın
bitirildiğini, karlı bir sektör olan hizmet sektörünün yapılan
satışlarla yabancıların eline geçtiğini söyledi. Şener, ''Stratejik
tesisler yine yabancılara satılıyor. Başbakan ve bu hükümet var
olduğu sürece kriz bitmez. Krizin adı başbakandır'' görüşünü dile
getirdi.
Başbakan Erdoğan'ın ''Galataport'u engelleyenleri tarih
sorgulayacaktır'' dediğini belirten Şener, şunları kaydetti:
''Kim engelledi Galataport'u? Ben engelledim. Galata bölgesini,
Fatih Sultan Mehmet'in gemileri Haliç'e indirdiği bölgeyi
Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı haline dönüştürüp,
İsrail'li işadamı Ofer'e verdiler. Onay için bana geldi, ben de
reddettim. Sayın Başbakan bilsin ki, Galataport'u engellediğim için
onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Bugün önüme gelse yine engellerim.
Ama duydum ki hükümet tekrar Galataport'u Ofer'e vermek için
hazırlık içindeymiş.''
DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİ
Hükümetin ''demokratik açılım'' sürecindeki çalışmalarını da
eleştiren Şener, ''Bu ülkenin birliği, dirliği kardeşliği her şeyin
üzerindeyken açılım tartışmaları ile birlikte bu ülkede ayrımcılık
ve bölücülük derinleşmiştir, yaygınlaşmıştır'' dedi.
Türkiye'nin milli değerlerinin Cumhuriyet tarihi boyunca bu
dönemdeki kadar tahrip olmadığını ileri süren Şener, ''Başbakan,
açılımı yönetemedi. Cin şişeden çıkmıştır ve Türkiye tehlikeli bir
mecraya doğru yürümektedir'' diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şener, telefon dinlemelerine
ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:
''Türkiye'de dinlemelerin yapıldığına dair yaygın bir kanaat vardı.
Halkın yüzde 97'si dinlenildiğine inanıyor. Ama ne zaman yargı
mensuplarının dinlenildiği ile bilgiler yaygınlaştı, yargı sert
tepki göstermeye başladı. İşin o tarafını anlayamıyorum. Bunu
yargıya söylüyorum; vatandaşın dinlenmeme hakkı yok ta sizin sadece
dinlenmeme hakkınız var. Vatandaş dinlenilirken, bu ülkedeki
milyonlarca insanlar endişe yaşarken, bunun sıkıntısını hissederken
yargı neden aynı hassasiyeti göstermemiştir. Dünyada en fazla
telefon dinlemesi Türkiye'dedir herhalde. Dinleme teknolojileri çok
çabuk değişiyor ve dinleme teknolojilerine en hızlı ayak uyduran
ülke de Türkiye'dir.''