Şener gönlündeki bakanlığı açıkladı
Abone olHükümetteki konumu ile ilgili gündeme gelen Başbakan Yardımcısı Şener, gönlünden geçen bakanlığı açıkladı.
Şener bu arada, ''ekonomi bakanlığı teşekkül ederse, böyle bir
göreve talip misiniz?'' şeklindeki soru üzerine, ''böyle bir göreve
talibim'' dedi. NTV'de katıldığı programda soruları yanıtlayan
Şener, ''uygulanmakta olan ekonomik programın başarıya ulaşması
için bundan sonraki en önemli yapısal reformun ve bu bağlamda
Türkiye'de sıkıntılı olarak bahsedilen bankacılık sektöründe
atılması gereken adımların neler olduğunun'' sorulması üzerine, iç
ve dış borçların toplam tutarının yani borç stoğunun çok büyümüş
olmasının, Türkiye ekonomisinin en önemli sorunu olduğunu söyledi.
Bu borç stoğunun yıllardır büyüyerek devam ettiğini ve GSMH'nin
yüzde 80'i civarında bir kamu borç stoğu bulunduğunu anlatan Şener,
bu kadar yüksek bir borç stoğu oranının da, borçların
çözülebilirliğiyle ilgili bir tereddütü sürekli gündemde tuttuğunu
ve borçlanma ihalelerindeki faiz oranlarını etkilediğini söyledi.
Şener, şöyle devam etti: ''Bu temel sorunun ortadan kalkması lazım.
Yani kamu borç stoğunun aşağıya çekilmesi, bunu yaparken de reel
faiz oranlarını mutlaka düşürmek gerek. Sonuçta bütçede faizlere
giden paraların miktarının düşmesi lazım ve artık bütçe bir maliye
politikası aracı haline dönüşebilmelidir. Şu andaki haliyle,
görüntüsüyle, bütçenin bir maliye politikası aracı olma özelliği
aşağı yukarı kaybolmuş vaziyettedir. Çünkü hareket alanı yok, son
derece de dar. 145 katrilyon liralık bütçenin 65.5 katrilyon lirası
faiz ödemelerine gidiyor.'' 243 KATRİLYON LİRA KAYNAK GEREK Şener,
bütçeden faizler çıkarıldığında 80 katrilyon liralık hizmet
olduğunu, devletin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bu
harcamayı yapması gerektiğini ifade ederken, bunun için 2003
yılında devletin 101 katrilyon lira vergi toplaması ve 142
katrilyon lira da borçlanma olmak üzere, 243 katrilyon lira kaynağa
ihtiyaç duyduğunu söyledi. Şener, hükümet olarak öncelikle ilk
günden itibaren faiz dışı fazlanın yüzde 6.5 olarak ayarlanacağının
ifade edildiğini ve bu rakama büyük bir önem atfedildiğini, burada
amaçlarının, normal harcama dışında bir fazlanın bütçede
oluşturulması ve bununla borç stoğunun eritilebilmesi olduğunu
kaydetti. BORÇLARIN ÇEVRİLEBİLİRLİĞİ Borçların çevrilebilirliği
diye bir kavram olduğunu, borçların çevrilebilirliği diye bir sorun
bulunmadığını kaydeden Şener, şunları söyledi: ''Hazine, yıllardır
borçları zaten çeviriyor. Bu ne demektir? Borcu borçla ödüyor.
Sorun burada değil. Sorun borçların stok olarak azaltılması
suretiyle çevrilebilmesidir. Borç stoğunu bir taraftan
azaltacaksınız, diğer taraftan da borçlarınızın vadesi geldiğinde
bunu düzenli ödeyebileceksiniz. Bunu sağlamanın yolu faiz dışı
fazlayı vermek ve bunu bozmadan bütçe uygulamasını devam ettirmek.
Diğer taraftan ekonomiye güven telkin etmek suretiyle reel faiz
oranlarının düşmesi ki önümüzdeki süreç içerisinde savaş atmosferi
sorasında düşeceğini bekliyoruz.'' ''FAİZLER TEKRAR İNİŞ TRENDİNE
GİRECEK'' Şener, savaş gündeme girdikten sonra faizlerde bir
tırmanma olduğunu belirtirken, ''şimdi tekrar iniş trendine
girecektir ve biz 2003 yılı içindeki hazine ihalelerindeki reel
faizlerin yüzde 20'nin altında olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla
yüzde 6.5 faiz dışı fazla, yüzde 20'nin altındaki bir reel faiz
oranı ve diğer taraftan en az yüzde 5 civarında gerçekleşecek olan
büyüme hızıyla, yıl sonu itibariyle baktığımızda, borç stoğunun
GSMH içindeki payının çok düşmüş olduğunu göreceğiz. Biz bu trendi
yakalamak suretiyle dengeler kurmaya çalışıyoruz'' şeklinde
konuştu. ''MEVCUT BANKALAR SAĞLIKLI BİR YAPIDA'' Şener bu arada,
Türkiye'de bankacılık sistemiyle ilgili çok önemli bir sorun
bulunmadığını, bundan 2 yıl önce krize yol açan bir finans sektörü
zaafının şu anda bulunmadığını anlatırken, 20'nin üzerinde bankanın
fona devredilerek, piyasadan çekildiğini hatırlattı. Şener, ''şu
anda mevcut piyasada bulunan bankalar sağlıklı bir yapıdadırlar.
Bankacılık sektöründe de önemli bir sorun görülmüyor'' diye
konuştu. Şener, batan bankaların fona aktarılmasının ardından
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için Hazine'den 20 milyar dolar
civarında para çıkmış olduğunu ifade ederken, her batan bankanın
arkasından kamunun bir yük taşıdığını kabul etmek gerektiğini
söyledi. KADROLAŞMA İDDİALARINA YANIT Şener, ''aşırı kadrolaşma''
konusunda bazı eleştiler bulunduğu hatırlatılarak, ''bu konuda bazı
sınırlar aşıldı mı?'' şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:
''Hangi siyasi parti gelse bütün basın, kamuoyu, (aman
kadrolaşıyorlar) diye yazar, konuşur ve yayın yapar. Ondan sonra
bir başka siyasi parti geldiğinde aynı şekilde yayınlar yapılır.
Benim bildiğim 40 senedir de bu iş böyle devam eder. Bir taraftan
(kadrolaşıyorlar) denir ve sürekli aynı süreç tekrar edilir.
Kadrolaşma dediğiniz; bir takım bürokratları alıp, yerine yeni
bürokratları, başka bürokratları koymak ise bu zaten işin
doğasında, karakterinde vardır. Çünkü Anayasa'da bakanların ve
hükümetin siyasi sorumluluğu vardır ve bu sorumluluğu taşıyan bir
bakanın, bir hükümetin elbette güvendiği bürokratlarla işi
yürütmesi lazım." BÜROKRATLARIN SORUMLULUĞU Şener ayrıca,
Türkiye'nin bu duruma gelmesine sadece eski politikacılar değil,
aynı zamanda eski bürokratların da sorumlu olduğunu ifade ederken,
''Nasıl siyaset sahnesinde yer alan eski partiler bu seçimle Meclis
dışı kalmışlarsa, Türkiye'yi bu hale getiren bürokratların da
değişmesi en doğal şeydir'' şeklinde konuştu.