Şener Akçakoca'yı savundu
Abone olBDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın evinde bulunan orjinal evrak bulunmasına Başbakan Yardımcısı Şener'den destek geldi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) eski Başkanı Engin
Akçakoca'nın imzaladığı evrakların birer örneğini almasını normal
karşıladığını belirterek, "Ben de imzaladığım evrakların birer
örneğini Bakanlığı bıraktıktan sonra almayı düşünürüm" dedi. Ankara
Ticaret Odası (ATO) tarafından Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere
Yardım Vakfı ve Seyranbağları Huzurevi'nde kalan yaşlılara iftar
yemeği verildi. ATO'da verilen iftara huzurevi sakinlerinin yanı
sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener ile ATO Başkanı
Sinan Aygün de katıldı. İftarın ardından Şener, huzurevi
sakinlerine havlu takımı, Aygün ise kazak ve hırka hediye etti. ATO
Başkanı Aygün, Şener'e ise Atatürk'ün minyatür bir heykelini hediye
etti. İftarın ardından Bakan Şener, basın mensuplarının sorularını
cevapladı. BDDK eski Başkanı Akçakoca'nın evinde bulunan
evrakların, belgelerin fotokopisi değil aslı olduğunun
anlaşıldığının hatırlatılması üzerine Şener, BDDK'daki kayıtları ve
bulunan kayıtları görmeden herhangi birşey söylemenin doğru
olmayacağını söyledi. Aynı evrakların bazen birkaç kez
düzenlenebileceğine işaret eden Şener, bulunan evrakların kaydının
BDDK'nın arşivinde ve dosyalarında da bulunması halinde bunların
suret anlamına geleceğini savundu. Akçakoca'nın kendi yönetim
dönemiyle ilgili olarak kendisini ilgilendiren ve imzaladığı
evraklardan birer örnek almayı düşünmüş olabileceğini belirten
Şener, "Biz de aynı şeyleri yaşıyoruz. Açıkça ifade etmem gerekirse
ben de kendi yönetim dönemime ait, kendi imzaladığım veya
imzaladığım evraklarla bağlantılı evrakların birer örneklerini
bakanlığı bıraktığım zaman almayı düşünürüm. Neden düşünürüm? Çünkü
günde ortalama 30 tane evraka imza atıyorum. Aradan yıllar
geçtikten sonra siz basın olarak veya başka biri yaptığım
işlemlerle ilgili herhangi bir iddiada bulunduğu zaman bıraktığımız
kurumdan bilgi almak, evraklara, bilgilere ulaşmak mümkün
olmayabilir. Böyle bir durumda elbette herkesin kendini savunma
hakkı vardır. Bu savunma hakkını kaybetmek istemeyebilir ve görevi
bırakacağı zaman da birtakım evrakları almayı düşünülebilir" diye
konuştu. Şener, Akçakoca hakkında soruşturma izni verip vermeyeceği
yönündeki soru üzerine bu tür konularda soruşturma izni verme
yetkisinin kendisine ait olduğunu hatırlatarak, gelecek dosyaların
durumuna göre değerlendirme yapacağını ve ona göre karar vereceğini
vurguladı. Yolsuzluklar ve suiistimallerin, Türkiye'nin en önemli
sorunu olduğuna işaret eden Şener, yolsuzluk yapanlarla sonuna
kadar mücadele etmenin bakan olarak bir görevi olduğunu söyledi. 70
milyon insanın hakkını, nafakasını gaspedenlerin yaptıklarını
yanlarına bırakmanın doğru bir hadise olmadığını dile getiren
Şener, buna karşın yolsuzlukla mücadelenin de kendine göre
dinamikleri bulunduğunu vurguladı. Şener şöyle konuştu: "İşin
sağlıklı yürütülebilmesinin esasları vardır. Yolsuzlukla mücadele
kavramını aşındıracak, yıprandıracak davranışların uzağında
bulunmak gerektiğini düşünürüm. Yolsuzlarla mücadeleye sonuna kadar
varız. Devam ederiz. Üzerine gideriz ama yapılan işlerin
yolsuzlukla mücadelenin karakterine uygun düşmesi kaydıyla." Şener,
Akçakoca hakkında soruşturma açılması konusunda prensip olarak bir
kararı bulunup bulunmadığı sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Her
münferit olayın kendine göre özellikleri vardır. Örneğin birkaç gün
önce bir savcılıktan soruşturma izni ile ilgili talep geldi, onu
reddetmiştim. Dosyanın içeriğini yeterli görmediğim için
reddetmiştim. Bir vatandaşın, bir bankanın yeterli denetlenmediği
şikayeti ile savcılığın soruşturma izni istediği bir talepti.
İncelettik, ciddi görülmediği için soruşturma izni vermedim. Her
olayın niteliği farklılık taşır. Burada genel bir değerlendirme
yapmak doğru değil. Gelecek dosyaların niteliğine göre karar
verileceğini söylemek en doğru olanıdır." 'Bakan bile olsa gizli
ibareli dosyayı çıkarabilir mi?' sorusu üzerine ise Şener, gizlilik
kavramının değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Gizlilikten en
çok medyanın şikayet ettiğine işaret eden Şener, 'Herşey gizli, sır
kavramı içinde değerlendiriliyor. Vatandaşın bilgilenme hakkı bile
elinden alınıyor' şeklinde yorumların basında sıkça yer aldığını
hatırlattı. Bugün devlette dolaşan evrakların çoğunun üzerine gizli
damgası basıldığını belirten Şener, "Hangisinin gizlilik niteliğine
sahip olduğunu, hangisinin olmadığını ayıklamak başka konudur.
Ancak ben şunu söylemek isterim. Benim imzaladığım, benim önümden
geçen, benim incelediğim evrak benim için gizli değildir ki.
Dolayısıyla benim için gizli olmayan bir evrakın bir suretini
görevi bıraktıktan sonra alırım" diye konuştu. Açıklamalarının
ardından Şener, ATO Başkanı Aygün ile ATO tarafından başlatılan
yardım kampanyası çerçevesinde toplanan eşyaların yer aldığı Gönül
Panayırı Mağazası'nı gezdi.