Şener aday olmuyor!
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener, Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını açıkladı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, son
haftalarda yaşanan olayların Türkiye ekonomisinin istikrar
ortamında olduğunu, bu ortamı sağlayacak mekanizmalara sahip
bulunduğunu gösterdiğini belirtti.
Şener, Ege Sanayiciler ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD) Crowne
Plaza Oteli'nde düzenlediği yemekli toplantıda, dünya ve Türkiye
ekonomisine ilişkin bir sunum yaparak iş adamlarının sorularını
yanıtladı.
Küreselleşme süreciyle birlikte ülkeler, şirketler ve bireylerin
uluslararası rekabete açık olması gerektiğine işaret eden Şener, bu
değişime ayak uydurarak komşulardan başlamak üzere tüm dünyayla
sıkı ticari bağlar kurmaya çabaladıklarını söyledi. Türkiye'nin
2002 yılında 3 milyar dolar olan komşu ülkelere ihracat miktarının,
2005'te
12 milyar dolara çıktığını anlatan Şener, dünyada komşularıyla
ticaretten Türkiye'den daha fazla karlı çıkacak bir ülke olmadığını
iddia etti.
Şener, küresel rekabet ortamında daha hızlı koşmak zorunda olan
işadamlarının hükümetten günübirlik ihtiyaçları karşılamaya yönelik
taleplerde bulunmaması gerektiğini belirterek, bu taleplerin yanlış
politikalara yol açtığını söyledi. İş adamlarının enflasyon ve
büyüme hedefleri konusunda daha sıkı hesap sorması gerektiğini
kaydeden
Şener, son 3-4 yılda ekonomide önemli değişimler olduğunu
söyledi.
Şener, ancak ''eskiye göre iyiyiz'' demenin bir ülkeyi
kurtarmayacağını, en iyinin hedeflenmesi gerektiğini dile
getirdi.
-MERKEZ BANKASI REZERVLERİ-
Sunumu sonrası iş adamlarının sorularını da yanıtlayan Şener,
Merkez Bankası rezervlerinin son günlerde yaşanan dalgalanmalarda
olumlu bir etkisinin olduğunu söyledi.
Hazine'nin yarın 8 milyar YTL'lik bir borç ödemesi bulunduğunu
hatırlatan Şener, ''iyi olmayan piyasa koşullarında'' bu ödemenin
yarısının rezervler kullanılarak yapılmasının, önemli bir fayda
getireceğine dikkati çekti.
Bakan Şener, ''İstikrarı kaybediyor muyuz?'' şeklindeki bir soruya
ise şöyle yanıt verdi:
''İstikrarı kaybediyor muyuz? Doğru değil. Dolar kuru şu anda
1.49'da. Çıktı dediğiniz dolar, 4 sene önce 2002 Kasımında
1.680'di. Faizlerde 1-2 puanlık hareket var. Şimdi '37 binlere
düştü' dediğiniz borsa, 2002 kasımında 13 binlerdeydi. Piyasaların
siyasetçiler, iş çevreleri ve ekonomik aktörlerce dikkatle
izlenmesi gerekmekle birlikte son haftalarda cereyan eden hadiseler
şunu göstermektedir ki Türkiye ekonomisi, istikrar ortamındadır ve
istikrarı sağlayacak mekanizma ve dengelere de sahiptir.''
''Kurların yükselişi duracak mı?'' şeklindeki bir soruya ise Şener,
''Ben hep 'kur çok düşük' diye şikayet alırdım. Şimdi kurun daha
fazla artmaması için hangi önlemlerin alınacağından söz edildiğine
göre demek ki, iyi bir noktadayız'' dedi.
-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ-
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan
Şener, bu göreve aday olmadığını, kimin aday olması gerektiği
konusunun konuşulmasının da doğru olmadığını söyledi. Salondaki bir
işadamının ''bizim adayımız sizsiniz'' sözü üzerine ise Şener,
''Beni
aday gösteren başkaları da var. Onlara da teşekkür etmişimdir''
dedi.
Bakan Şener, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın, Merkez Bankası'nın
politikalarıyla ilgili değerlendirme yapabileceğini, bunun Merkez
Bankası'nın operasyonel bağımsızlığını etkilemeyeceğini
savundu.
Bir işadamının KOBİ borsalarının ne zaman kurulacağına ilişkin
sorusu üzerine, konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığını
belirten Şener, önce salonda bulunan İzmir Ticaret Borsası ve
Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul
Yemişçi'den bilgi
istedi, ardından da cep telefonundan SPK Başkanı Doğan Cansızlar'ı
aradı. Telefona cevap verilmemesi üzerine Şener'in, ''Sayın başkan
uyuyor olabilir mi?'' sözleri, salonda gülüşmelere neden oldu.
-''GİZLİ GÜNDEM KUŞKUSU''-
Toplantıda konuşan ESİAD Başkanı Mehmet Ali Kasalı ise hükümetin
ekonomide sağladığı başarılara rağmen hükümet kanadında sorumluluk
sahibi bazı kişilerin söz, tutum ve davranışlarının gelişen güveni
zedeleyici sonuçlar yarattığını ve iktidar partisinde olduğu
söylenen
''gizli gündem kuşkusunu'' canlı tuttuğunu savundu.
Hükümetin son dönemde söylem ve davranışlarıyla ''Avrupa
değerlerinden hızla uzaklaşma'' izlenimi verdiğini ileri süren
Kasalı, siyasi iktidarda uzlaşmadan çok inatlaşma yaklaşımının ağır
bastığını söyledi. Kasalı, şunları kaydetti:
''Ülkemizin başına gelebilecek en kötü senaryo, Türk-Kürt,
Laik-Antilaik, Sünni-Alevi gibi alt kimlik, inanç ya da görüş
farklılıklarının bölünmelere, çatışmalara dönüşmesidir. Şu aşamada
hepimize düşen görev, Anayasamızın birleştirici değerlerine sıkı
sıkıya sarılmak, Anayasal vatandaşlığa ya da laikliğe yeni tanımlar
istemeden refahın artırılması, işsizlere iş yaratılmasına
çalışmaktır.''