Sendikacılıkta bir umut ışığı
Abone olKişileri değil sistemi değiştirmeyi hedefleyen Gökkuşağı hareketi nasıl doğdu?
Hava İş içinden çoğunluğu yıllarca temsilcilik yapan tabandaki
işçilerin oluşturduğu muhalif bir işçi inisiyatifi olarak doğan
Gökkuşağı Haraketi sendikacılıkta bir umut ışığı olabilecek mi?
Konuyla ilgili kafa yoran Bahadır Altan'ın
www.airkule.com 'da kaleme aldığı uzun soluklu
yazısı yukarıdaki soruya yanıt arıyor:
- Konuyla ilgili kafa Haber İş Genel Merkez yönetimi, parasal
konulardaki istismarlarla hem geçen ay hem de 22 Eylül’de Birgün
Gazetesi'nde manşet oldu. Bu sendikanın muhasebe müdürü aynı
zamanda genel başkanın oğludur! Sağ cenahtan bu genel merkezin
İstanbul Şubesinin Başkanı ise "Solcu!" Şube Başkanı genel merkezle
uyumlu çalışarak önce seçimle belirlenen delegeleri kabul etmeyip
atama yoluyla kendi belirlediği delegelerle, şube kongresinde
iktidarını korumuş. Şimdi de işçinin oyuyla seçilmiş baş temsilciyi
görevden alıyor. Kimi "sol" partiler de şube başkanlığında
"bizden biri olsun çamurdan olsun" mantığıyla
işçilere karşı olan bu uygulamalara sessiz kalıyor, hatta
destekliyorlar. (Ayrıntıları ve işçilerin seçtiği temsilci Yener
Ünal'ın açıklamalarını www.soldefter.com adresinde bulabilirsiniz.)
Bu anlayışla işçiler önünde itibar kaybeden sadece bu şube başkanı
değil bu antidemokratik tavra sessiz kalan "soldur." Diğer bir
örnek ise yine Türk-İş içinde "sol ve muhalif duruşlu!" bilinen
Hava-İş'ten.
“Bilinen” diyorum çünkü “muhalif duruş” işçilerle olan duruştur,
lafla değil. Bu anlayışla da işçilerin olmayacağı çok açık. Sendika
sitesinde www.havais.org.tr "İşçilerin işyerinin yönetimine
katılması neden istenmez?" başlıklı, çok da güzel bir yazı var.
Genel Sekreter, işverenin tutumunu "kendine liberal" bulup,
demokrasinin nimetlerini anlatmış. Ama Hava İş sendikasında işçiler
kendi temsilcilerini seçemiyor!
Atama yoluyla belirlenenler ise işçiyle değil sadece yönetimle
"sıkı bağlar" içinde. Üyelerinin talepleri ve hatta bir önceki
temsilciler kurulunun kararına rağmen üye aidatlarının nerelere
harcandığı konusunda tek bir açıklama yapamıyor. Kendisini iktidara
taşıyan üç şube başkanının altına işçilerin parasıyla Passat
arabalar alıyor. Sonra da Genel Başkan parasızlıktan yakınıyor!
İşverenin tutumuna bu çok haklı eleştiriyi yapan bir sendika, kendi
üyesi olan işçilerin sendika yönetimine katılmasına gelince neden
yan çizer?
İşte zurnanın zırt dediği yer burası. Kitlenin atananlara ve
atamayı yapan yönetime güven duymadığı ve böyle bir anlayışın
arkasında durmadığı, bu nedenle 12 bin üyeli sendikanın "Grev
Kararı Asma" eylemine 150 kişinin katıldığını fark etmiyorlar mı?
Dışarıda Hava İş gibi şov yapıp içeride işverenle ortak,
taşeronlaşmanın, özelleştirmelerin ve işten çıkarmaların önünü
açan, "ikale sözleşmelerini" işverene kendisi teklif eden sendika
yönetimi çok öğündükleri "tecrübelerini" şimdi işçilere bunları
başarıymış gibi yutturmada kullanıyorlar. Amaçlarının işçileri
sürece katarak, onlarla birlikte gerçekten sınıf adına başarı
kazanmak olmadığı çok açıktır. Cevizli Tekel İşçisi Metin Arslan
“Hava İş bizim adımıza nutuk atmaktan başka ne yaptı?” diye
soruyor.
(http://www.airporthaber.com/all_comments.php?n=651&t=c)
Gökkuşağı Hareketi bu düşüncelerle Hava İş içinden çoğunluğu
yıllarca temsilcilik yapan tabandaki işçilerin oluşturduğu muhalif
bir işçi inisiyatifi olarak doğdu. Kişileri değil sistemi
değiştirmeyi hedefleyen on bir maddelik alternatif bir sendikal
model açıkladı.
http://www.gokkusagihareketi.com Bu hareket sendikal
bürokrasinin deşifre olmasında büyük bir rol oynayarak genel
kurulda 21 yıllık iktidarın her türlü baskı ve oyununa ve delege
sisteminin azizliğine rağmen oyları eşit çıkarmayı başardı.
Geçersiz sayılan bir oyun yargıç tarafından geçerli kılınmasıyla
mevcut yönetim iktidarını sürdürse de, Gökkuşağı Hareketi işçilerin
ezici çoğunluğunun desteğini aldı. Aralık ayındaki bu başarı ve
sonrasındaki TEKEL işçilerinin sendikacılara rağmen ülkede
estirdiği rüzgar, farklı iş kollarından muhalif işçilerin sendikal
bürokrasiye karşı birleşmelerinin önünü açtı. İşçilerin tabanda
birleşmeleri tepedeki profesyonelleri haklı olarak fazlaca rahatsız
ediyor. Süreç içinde kendileri de birer patron olan sendikacılar
şimdilik koltuklarını korusalar da artık deniz bitti. Önümüzdeki
günlerde başta Hava İş olmak üzere çoğunluğu Türk İş'e bağlı
sendikalarda tabanın sesi daha kuvvetli çıkacak. Sol siyasi
partiler, emekten yana örgütler, sendikaların tepesindeki sol
görünümlü bu gerici yapıları sorgulamalı, artık kendilerine de
bulaşarak onları da dibe doğru çeken kirliliğin farkına varmalı,
kişisel iktidarların değil işçilerin sesine, tabanın sesine kulak
vermelidirler. Gökkuşağı Hareketi’nin temel sloganı ise adeta bu
kirliliğe inat, sınıfın özlenen berrak sesini kulaklara taşıyor:
"Yaşasın Sınıf Kardeşliği, Yaşasın Alın Aklığı Kardeşliği"
Emniyetli uçuşlar...
İlgili link:
İşçiler Gökkuşağı Hareketi'ni örnek aldı