Sendikacılık demek yalnız Taksim demek değil”
Abone olÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bir alanla sınırlı kılmanın doğru bir yaklaşım olmadığını b...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1 Mayıs Emek ve
Dayanışma Günü’nü bir alanla sınırlı kılmanın doğru bir yaklaşım
olmadığını belirterek, “Sendikacılık demek yalnız Taksim demek
değildir” dedi.
Bakan Çelik, VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği
Konferansı’na ilişkin Conrad Otel’de düzenlenen basın toplantısında
gazetecilerin 1 Mayıs’la ilgili sorularını yanıtladı. Çıkan
olaylarla ilgili konuşan Bakan Çelik, “Bu emek ve dayanışma günü.
Olaya bu çerçeveden bakabilsek, bugünün bir bayram, bugünün emeğin
haklarının, sorunlarının dile getirileceği ve özellikle Türkiye’de
1977’de yaşanan acı olayın bir anlamda anılacağı, unutturulmayacağı
bir gün olarak anılmasının doğru olacağı. Ama diğer taraftan da
idarenin nerelerden ne gibi nasıl toplantıların yapılacağıyla
ilgili bir karar alma yetkisi var. İdare bu yıl Taksim’de bu
gösteri ve yürüyüşün yapılamayacağıyla ilgili önceden net bir
şekilde açıklamalarda bulundu, gerekçesini de açık bir şekilde
söyledi. Kamu güvenliği açısından bazı meydanlarda bu ve benzeri
kalabalıkların toplanmasının sakıncalı olacağı ifade edildi. Amaç
toplantı ve gösterinin yapılmamasına dönük değil, buna karşı
alternatif birçok meydan oluşturuluyor ve bu meydanlarda kamu
güvenliği, toplumun huzuru dikkate alınarak buralarda yapılmasıyla
ilgili idare kararlar alabilir ve alıyor” diye konuştu.
"1 MAYIS TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA HUZUR İÇİNDE KUTLANDI"
1 Mayıs’ın Türkiye’nin dört bir tarafından huzur içerisinde
kutlandığını ancak birkaç yerde olumsuz görüntüler oluştuğunu
kaydeden Çelik, “Ne kadar işçi kardeşlerimizi temsil ediyorlardı
bilemiyorum. Mutlaka işçi kardeşlerimiz de o yürüyüşlerde vardı ama
önemli bölümünün ellerinde neler olduğunu hepimiz izledik, gördük.
Amaçlarının ne olduğunu da hep beraber izleme imkanı bulduk.
Taksim’e gitmezsek bayram olmaz gibi bir yaklaşımı ben doğru
bulmuyorum. Yani 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bir alanla
sınırlı kılmak doğru değil. Taksim’deki sembolik anmaya bütün
sendikalar geldiler, çelenklerini koydular, konuşmalarını yaptılar
ve oradan ayrıldılar. Gidecekleri yer yine İstanbul’da ve o
meydanlara emekçilerin ve çalışanların sorunlarının dile
getirilmesini biz arzu ederdik. Ama niyet neydi bilemiyorum.
Bazılarının niyetini çok net gördük. Diyarbakır’da toplandılar,
dertlerini ve sorunlarını haykırdılar, Kayseri’de, İstanbul
Kadıköy’de toplandılar ve emeğin sorunlarını, çözülmesi gereken
meseleleri haykırdılar” dedi.
Bakan Faruk Çelik, çıkan olaylarda yaklaşık 100 kişinin
yaralandığını belirterek, “Yazık. Bayram günü bunlar Türkiye’ye
yakışmıyor ve emekçinin de hak ettiği bir görüntü olmadığını
vurgulamak istiyorum. Oysa biz ısrarla Taksim diyen sendikalarla
görüşmelerimiz var. Kendileriyle 1 Mayıs öncesinde de görüşmeler
yaptık, bu ısrarın doğru olmadığını kendilerine söyledik. Ama onlar
ısrarla devam ettiler ve ille de Taksim dediler ve dün bazı olumsuz
görüntüleri Türkiye’ye yaşattılar” dedi.
“SENDİKACILIK DEMEK YALNIZ TAKSİM DEMEK DEĞİL”
İş sağlığı ve güvenliği konusunda hükümetin ve bakanlığın
sorumluluğu olduğu gibi sendikaların da sorumluluğu olduğunu dile
getiren Bakan Faruk Çelik, “Israrla Taksim diyen sendikalara
seslenmek istiyorum; emekçilerden birisi hayatını kaybettiği zaman
bar bar bağırıyoruz. Peki işçinin hayatını kaybetmemesi için
sendikalar işçiden almış oldukları aidatlardan ne kadarını iş
sağlığı, güvenliği ve eğitimi için harcamışlar. Çıkıp bunun
hesabını versinler. Bir işyerinde işverene karşı mücadelelerinde ne
zaman iş sağlığı ve güvenliği konusunda sıkıntılar yaşanıyor diye o
işyerinde oturmuş, pazarlık yapmış, iş sağlığı ve güvenliğine
aykırı, işçinin ölüm ve meslek hastalığına yakalanmasını
engelleyecek bir mücadele içine girmişler, yoksa yalnız ücret mi
görüşmüşler. Bunları alt alta çoğalmak mümkün. Ama bizim derdimiz
sorunları çözmek. Sendikacılık demek yalnız Taksim demek değil,
yalnız ücret sendikacılığı demek değil. Sendikacılık demek çalışma
hayatında emekçilerin karşı karşıya bulunduğu sorunları oturup
birlikte konuşup, 1 Mayıs’ı da fırsat bilerek bu sorunlara birlikte
nasıl çözüm buluruz diye kafa yormaktır, teklifler getirmektir.
Yalnız ideolojik dayatmalarla bir yaklaşımla çözüme dönük bir proje
üretmeden, bir görüş ifade etmeden ben dedim, ben yaparım olmaz”
ifadelerini kullandı.
“ALANA HAPSEDİLMİŞ BİR YAKLAŞIMI DOĞRU BULMUYORUM”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ısrarla alana
hapsedilmiş bir yaklaşımı doğru bulmadığını vurgulayarak, şunları
söyledi:
“Keşke 1 Mayıs’ta bir iki yerde de işçiler toplanıp, sorularını
aktarsalardı. Binlerce işçi şu anda kıdem tazminatından yoksun.
Defalarca ben masaların etrafında kendileriyle oturdum. .Çözüm
üretmeden, yalnız meydana endeksli, emeğin ve emekçinin yaşadığı
sorunlarına dönük bir çözüm üretmeyen, ona dönük bir faaliyet
içerisinde olmayan veya yıl içerisinde emekçinin karşı karşıya
bulunduğu sorunların çözümüyle ilgili adım atmayan bir sendikacılık
anlayışı demode bir sendikacılık anlayışıdır, 80 öncesinde kalmış
sendikacılık anlayışıdır, 20. Yüzyıl sendikacılık anlayışıdır,
diyalogdan uzak sendikacılık anlayışıdır. Biz 2014 yılında
yaşıyoruz. İlgili arkadaşları da ben 2014’e davet ediyorum.”
(İHA)