Sen ne yaptın baba!
Abone olHasan Cemal 'bağımsız gazetecilik' dedi. Umur Talu, bu 9 olayı hatırlattı.
Sabah ve ATV'nin Çalık Grubu'na satışı Doğan Grubu'nu rahatsız
etti. Milliyet yazarı Hasan Cemal bağımsız gazeteciliğin tehlikede
olduğunu iddia etti.
Cemal'in Sabah çalışanlarını köle ruhlu ima etmesi yeni bir
polemiğin fitilini ateşledi. Sabah yazarı Umur Talu'nun itirazı
Cemal'in geçmişteki sabıkalı sicili.. İşte bu bozuk sicili gündeme
getiren Talu, Cemal'a şöyle sesleniyor:
"Yaşı, donanımı, adı, maddi güvenceleri, bilgisi, demokrasi kültürü
ve cesaretiyle o günlerde "öncülük" edip "değişik" bir şey
yapsaydı, Hasan Cemal' in "Gazetenin satılması ve editoryal
bağımsızlık" üstüne dün yazdıklarını, bugün yazacaklarını öpüp
başıma koyardım"
Talu'ya Sen ne yaptın baba! dedirtecek kadar sinirlendiren şeyler
neler? Sabah yazarı onları bir bir sıraladı. Editoryal bağımsızlık
vurgusunu öne çıkaran Cemal'i kendi silahıyla işte böyle vurdu:
1. Bir gün gidene kadar, "Nadir Bey ve İlhan Abi"
nin editoryal müdahaleleri karşısında;
2. Sabah'ta yazarken, "Çiller ile kanka" gazetede aşırı otosansür
ve manipülasyon yapılmasında;
3. 28 Şubat döneminde, bu kez Çiller ile Erbakan' a bindiren
Sabah'ta asker zoruyla gazetecilerin hain ilan edilmesinde,
kovulmasında;
4. Milliyet'te yazarken, rahmetli Duygu Asena, Turhan Selçuk, Bedri
Koraman, Zeynep Oral, Doğan Heper, Yalçın Doğan, Şahin Alpay,
Nilgün Cerrahoğlu ve (kendimi eklemesem de olur) başkalarının bir
günde atılmasında;
5. Ecevit koalisyonunda, medya siparişi RTÜK yasasıyla birlikte,
gazeteci hapsi öngören Basın Kanunu paketlenirken, gazetede tek
kelime eleştirinin dahi yasaklanmasında;
6. Bu yasağa tam iki yıl uyulması sırasında;
7. Mesut Yılmaz Sadettin Tantan' ı azlettirdiğinde, birkaç yazarla
birlikte yazdığınız eleştiren yazıların gazeteden atılmasında ve
başka yazı istenmesinde;
8. Emin Çölaşan' ın kovulmasında ve kitabında koyu sansürden, çöpe
giden haberler, biçilen yazılardan bahsetmesi karşısında;
9. Daha dün sendikalı, sendikasız onca gazeteci temel bir hakkın
budanmaması için yürüdüğünde bir kelimeyle olsun onları görmek
varken;
Sen ne yaptın Hasan Cemal Baba? Ne yaptın da biz duymadık,
görmedik, kıymetini bilmedik? Ne yaptın da, sen editoryal
bağımsızlık içinde yüzerken, biz böyle zincirli, kara kuru köle
kaldık?