Semra kim vurduya gitti
Abone olKapkaççı kovalayan polislerin ateşiyle ölen Semra'nın davasındaki ceza, Türkiye'de insan canının kıymetsiz olduğusun gösterdi.
24 yıllık ceza, indirimle öyle düştü ki, sanıklar sekiz ayda
çıkacak Kavacık'ta bir yıl önce kapkaççıları 'Teksas usulü'
kovalarken sağa sola ateş açan iki polis, bu sırada bir aracın
içinde olanları seyretmekte olan Semra Kayacan'ı öldürmekten suçlu
bulundu. 'Kasten adam öldürmek'ten önce 24'er yıl ceza verilen
Nusret Akıner ile Esat Bitnel'in cezaları, tüm indirim maddeleriyle
kırpılarak 1 yıl 8 ay hapse indirildi. Diğer iki sanık polis beraat
ederken, kapkaççı da 'polise silahsız mukavemet' suçundan 1 yıl
hapis cezası aldı. İşten dönüyorlardı 30 yaşındaki Semra Kayacan,
19 Eylül 2002 gecesi işlek bir yolda, trafiğin ortasında,
kafasından vuruldu. Hacettepe Üniversitesi Turizm ve Otelcilik
Meslek Yüksekokulu mezunu Kayacan, ailesini Ankara'da bırakarak,
aile dostu avukat Kamil Göker'in evine yerleşmişti. Kayacan, hem ev
işlerine yardımcı oluyor hem de Göker'in bürosunda çalışıyordu.
Olay günü de Kayacan ve Göker bir haciz davasından dönüyordu.
Kavacık girişine 25 metre kala durmak zorunda kaldılar. Kapkaça
karışan 34 UH 5012 plakalı otomobili kovalayan polis, aracın Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü'ne doğru gittiğini belirleyince dört şeritli
otobanı trafiğe kapamıştı. Sağ şeritteki ilk araçsa Kayacan ve
Göker in içinde bulunduğu kamyonetti. Bir anda silahlar patladı.
Avukat Göker, dönüp Kayacan'a baktı, genç kadının başı öne
düşmüştü. Kayacan, başının arkasından giren kurşunla yaşamını
yitirmişti. Heyet anlayamadı! Sağlığında "Çocuk doğurmazsam gözüm
açık giderim" diyen Semra Kayacan'ın ölümüyle ilgili dava, Üsküdar
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti, sanıklardan
Kartal Soğanlık Bölge Denetleme Trafik Şube Müdürü Esat Bitnel'in
olay sırasında bir el ateş ettiğini, ancak merminin elinden
yaralanan mağdur-sanık polis memuru Ayhan Işık'a mı, yoksa maktule
Semra Kayacan'a mı isabet ettiğinin anlaşılamadığını belirtti.
Uygulanan indirimler Sanık Esat Bitnel'i önce kasten adam öldürme
suçundan 24 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, daha sonra
bu cezayı 'müdafaa ve zaruret sınırının aşılmasını' düzenleyen
TCK'nın 50. maddesine göre altıda beş oranında indirimle 4 yıla
düşürdü. Heyet, bu cezayı da 'faili belli olmayan adam öldürme'
suçunu tanımlayan TCK'nın 463. maddesine göre yarı oranında
indirerek iki yıla, ardından sanığın duruşmadaki davranışları da
göz önünde bulundurularak 1 yıl 8 ay hapis cezasına çevirdi.
Davanın diğer sanığı polis memuru Nusret Akıner'e de önce 24 yıl
hapis cezası veren heyet, aynı indirim maddelerini uygulayarak, bu
cezayı da 1 yıl 8 ay hapse indirdi. Akıner ayrıca mağdur-sanık
polis memuru Ayhan Işık'ı yaralamak suçundan da önce sekiz ay hapis
cezasına çarptırıldı. Sanığın bu cezası da önce 16 gün hapse,
ardından da 116 milyon 304 bin lira para cezasına çevrildi. Her iki
polis de üç ay memuriyetten men cezasına çarptırıldı. Kapkaççıda
silah çıkmadı Olay sırasında polisle çatışmaya girdiği öne sürülen
kapkaç sanığı Ercan Sökel ise 'polise silahsız mukavemet' suçu
nedeniyle bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sökel'in, 'adam
öldürmek ve yaralamak' suçlamasına ilişkin ise 'yeterli delil
bulunamadığı' gerekçesiyle beraatine karar verildi. Mahkeme, diğer
sanıklar polis memuru Nazif Aydın ve olayda elinden yaralanan
mağdur-sanık polis memuru Ayhan Işık'ın, üzerlerine atılı
suçlamadan beraatlarına hükmetti. Sanıklar, tutuksuz
yargılandıkları için karar Yargıtay'da kesinleşirse cezaevine
girecek. Sanık polis Nusret Akıner ile kapkaççı Ercan Sökel sekiz
ay cezaevinde kalıp tahliye olmuştu. Temyize gidilecek Semra
Kayacan'ın yaklaşık dört yıl boyunca yanında çalıştığı avukat Kamil
Göker gerekçeli kararın açıklanmasından sonra temyize gidileceğini
belirtti: "24 yıldan 1 yıl sekiz aya indirildi. Mahkemenin indirim
gerekçelerinden biri polislerin görev sırasında 'meşru müdafaa
hakkını' kullanmış olmaları. Ancak, mahkeme kararında kapkaççıda
silah olmadığı belirtiliyor. Ortada bir çelişki var. Polislerin
müdafaa hakkını kullanıp kullanmadığı Yargıtay'da anlaşılır."
Kaynak : Radikal