Selülit nedir?Selülit, cilt yüzeyindeki portakal kabuğuna benzeyen düzensiz iniş ve çıkışlarla kendini belli eden estetik bir cilt problemidir. İnsan vücudu; yağ, kas ve kemik dokusundan oluşmaktadır. İnsanlar yaşlandıkça vücuttaki yağ dokusu fizyolojik olarak artmaktadır. Selülitler de yaş ilerledikçe görülen olağan bir durumdur. Tıp literatüründe ‘ödemli fibrosklerotik pannikülopati’, ‘gynoid lipodistrofi’ ya da ‘adipoz ödemi’ gibi farklı isimler verilmektedir.Selülit nasıl oluşur?Bazı bölgelerdeki bağ dokusu bantları, yağ hücreleri arasında dikey olarak uzanır ve cildin üst katmanlarını vücudun daha derin dokularına bağlar. Bantlar, normal büyüklükteki yağ hücrelerinin yeterli miktarda boş alana sahip olduğu odalar veya mini cepler oluşturur. Yağ hücrelerinde genişleme olduğu zaman bantlar, yağ dokusunu bir file gibi sıkıştırarak girintili ve çıkıntılı selülit oluşumuna neden olur. Genişleyen yağ hücreleri küçük şişkinlikler oluştururken, sıkı ‘septa’ yağ dokusunu büzerek çukurluklara neden olur. Cildin epidermis ve dermis adı verilen üst katmanlarının altında aşırı miktarda yağ hücresi depolanır. Böylece pürüzlü bir görünüm ortaya çıkar.Hızlı kilo alıp verenlerde selülit artıyor! Özellikle çocukluk çağında kilo sorunu olan erişkinler ile 30-40 kilo ve üzerinde kilo verenlerde vücudun çeşitli bölgelerinde sarkma ve çatlaklar daha çok görülür. Yapılan bilimsel çalışmalarda hızlı bir şekilde kilo alıp verenlerde selülit şikayetlerinin arttığı bilinmektedir. Selülit erkeklere oranla kadınlarda sık görülen bir problemdir. Bunun nedeni ise kadınlarda bacak bölgesindeki yağlanmanın daha fazla olması ve erkeklere oranla kadınlarda kas dokusunun daha az olmasıdır. Ayrıca selülitin başlamasında ve ilerlemesinde östrojen hormonu etkilidir.Selülitin ardında pek çok sebep var Selülitin nedenleri hormonal değişiklikler, genetik faktörler, kilo alımı veya kilo kaybı, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, sigara, alkol, kafeinli içecekler, karbonhidratlı beslenme, yoğun tuz kullanımıdır. Bunların dışında dar kıyafetler ve çok fazla oturma da selülite neden olabilir. Ayrıca selülitin en önemli nedeni yapılan şok diyetlerdir. Yaklaşık 1000 kkal altında olan 600-800 kkal diyetler olarak tanımlanan bu diyetler vücudun her organında birtakım hasarlar oluşturabilmektedir. Hızlı kas dokusu kaybına neden olan ‘şok diyetler’ aynı zamanda kemik minerilizasyonunda azalmalara sebep olarak osteoporoz görülme olasılığını artırmaktadır. Ayrıca duruş ve oturuş bozuklukları ile düztabanlığın selülite neden olduğu düşünülmektedir.Selülit tedavisinde uygulanan bazı yöntemler şöyledir; Lenfatik drenaj uygulaması: Özellikle bacaklarda yüzeyel dolaşımın bozulması sonucu lenfatik drenajın sağlanması amacıyla tüm bacak veya karına eşit miktarlarda değişik aralık ve değerlerle basınç uygulanması işlemidir.Mezoterapi: 4 milimetrelik özel iğneler ve bir enjektör yardımıyla cildin orta tabakasına özel solüsyonların enjekte edilmesidir. Bu maddeler selülitli bölgeye doğrudan etki yapar ve vücut tarafından kullanılmayan yağ hücrelerini parçalayarak organizma tarafından tekrar kullanılabilir yağ durumuna getirir. Tedavinin amacı yağ hücrelerinin zarlarını parçalamak, lenf ve kan dolaşımını rahatlatmak, lipoliz mekanizmasını tekrar harekete geçirmek, cilt yüzeyini iyileştirmektir. Haftada 1 veya 15 günde 1 uygulanacak 8-12 seans yeterlidir.LPG: Cilde vakum uygulayarak “septa” adı verilen anatomik yapıları gevşetmeyi, uzatmayı ve hatta koparmayı amaçlayarak çalışan cihazlar selülit tedavisinde yer bulmuşlardır. LPG aspirasyon (emme) ve dönme aksiyonlarının birlikte kullanılarak deri ve deri altı dokulara negatif basınç uygulanması prensibine dayanan bir masaj metodudur.Akupunktur: Vücudun çeşitli kilit noktalarına iğneler yardımıyla ulaşıp su ve yağ hücrelerini harekete geçirerek yok etme yöntemidir.Ozon terapi: Yağ hücrelerini oksijen ile temizleyerek, yağların yakılmasını amaçlayan bir yöntemdir. Selülitli bölgeye uygulanan buhar banyosu sayesinde oksijen alt tabakaya kadar ulaşır ve kan dolaşımını hızlandırır.Lazer tedavisi: Selülitli bölgeler üzerine uygulanan lazer ile kan dolaşımı hızlandırılır ve hareketsiz bölgeler harekete geçirilir. Geçirgenleşen yağ hücrelerindeki fazla yağ dinamik lazer ile akışkan, sıvı hale getirilir ve yağ hücrelerinin sağlıklı formuna dönmesi sağlanır.Ultrason: Derinin altına doğru inilerek yağ hücrelerini parçalamayı sağlayan bir yöntemdir. Sadece selülitli bölgelerde değil küçük yağların tedavisinde de etkilidir. Bu yöntemle ses dalgalarının kavitasyon etkisiyle selüliti parçalaması veya depolarını azaltması sağlanır.Basınç tedavisi: Hava basıncı ile kan ve lenf dolaşımını harekete geçiren bu yöntem, selülit tedavisinde çok etkilidir.Lipoelektro: Çok ince ve uzun iğneler yardımıyla yapılan bu tedavide, elektro ile selülitli bölgelerdeki yağlar parçalanarak boşaltılmaya çalışılır.Radyofrekans: Radyofrekans, cilt kollajen sentezini tetiklerken cilt altı yağ dokusunun incelmesini sağlar. Derin katmanlardaki selülit sebebi olan bantların gevşetilmesine neden olur.Karboksiterapi: Karbondioksit gazı enjekte edildiği bölgede yağ hücrelerini parçalar, mikro dolaşımı ve dokuların oksijen kullanma potansiyelini artırır.