Selçuk Bayraktar, Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulundu
Abone olBaykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, "Geleceğin konusuna odaklandığınızda, insanlığın ve ülkenizin faydasını hedeflediğinizde oluyor. Baykar'ın başarısının altında da bu yatıyor" dedi.
Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk
Bayraktar, CNN Türk'ün Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan ve
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar'ın sorularını
yanıtladı.
Selçuk Bayraktar'ın açıklamasından satır başları şu şekilde;
O zaman ben bir araştırma görevlisiyim. (15 yıl önceki video ile ilgili) Gece gündüz çalışıyoruz Türkiye'nin ilk İHA'sını yapmak için. Bu aslında bir robot uçak ve işin çekirdeği. O maket uçak değil, oradaki teknoloji bunu otomatik uçuran yazılımlar, elektronik aksamı. Onda bir tane bilgisayar var, Akıncı'da onun gibi 100 tane bilgisayar var.
Tarihi hamlenin başlangıcı
İlk milli özgün İHA, ama en ufak sınıfta. 16 yıl önce. Maket uçak
gibi bir şey ama otomatik uçuyor. O zamanlar o drone'lar bile
ortada yok daha. Henüz dünyada araştırma konusu. Baykar bir aile
girişimi, eski bir firma. Bu alanda çalışmaya başlaması 2003
gibi.
"Dünyada 10 yıl sonrasının teknolojisine
çalışıyorsunuz"
İlk defa, en ufak da olsa, Savunma Sanayii Başkanlığı şöyle bir
modelle çıkıyor: Ben bu teknolojiyi milli olarak geliştireceğim ve
en ufağından başlayacağım. 2003-2004 yıllarında ağabeyimle birlikte
çalışmaya başlıyoruz. Dünyada belki 10 yıl sonrasının teknolojisine
çalışıyorsunuz. Amerika bu beyinleri bütün dünyadan topluyor. Bizim
çalıştığımız laboratuvarın yüzde 90'ı yurtdışındandı. Dünyanın en
parlak beyinlerini toplayıp en iyi, en gelişmiş harp
teknolojilerini yapıyor, sonra sivilleştirip çok daha büyük bir
pazara satıyor.
Fikri hakların, tasarımların kimde olduğu çok daha önemli. Teknolojinin kendisini değil, bilgiyi üretmek önemli. 2000'li yılların öncesinde savunma sanayiine bakacak olursanız yüzde 85'i yurtdışına bağlı. 2000'li yıllarda bir paradigma dönüşümü oluyor.
Bugün dışa bağımlılık yüzde 30'ların altında. O dönemde yüzde 15 yerliyken bu dönemde yüzde 70'lerin üzerinde. Bu tümüyle bakış açısının değişmesiyle ilgili.
Dünyanın başka ülkelerini inceledim, az gelişmişlik kompleski olan ülkerde böyle bir tutum oluyor. O zihniyet devam ediyor.Bizim bilimle olan irtibatını kesmemizle birlikte 'biz yapamayız, biz beceremeyiz' tutumu gelişmiş. Eski bir hastalık. Önümüzdeki en büyük engel bu.
Başarının altında ne yatıyor?
Bizim inancımız gereği, etikten, ahlaktan ayrılacak olursan
yapacağın işin bir bereketi, faydası olması mümkün değil. Bu
işlerin önündeki en büyük engellerden biri de etik ve ahlaka riayet
edilmiyor olması.
Orta ve uzun vadede bedelleri çok ağır oluyor. Niye Türkiye bu alanda bu kadar bağımlıydı? En önemli engellerden bir tanesi bu ahlaki husustu. Hem üreten, hem teknolojiyi geliştiren, hem de bürokrat taraf için geçerli bu. Geleceğin konusuna odaklandığınızda, insanlığın ve ülkenizin faydasını hedeflediğinizde bu oluyor. Baykar'ın başarısının altında da bu yatıyor.
Bizim ekibimiz büyük tecrübeleri olan insanlar değil ama dünyada sadece 3 ülkenin yapabildiği 6 tonluk SİHA'yı yapıyor. Her birini birer birer biz tasarlıyoruz. Space X'te de böyledir, gencecik çocuklar çalışır. Yönlendirme ile alakalı.
Otomotivin yaşadığı 4. devrim. Şu an elektrikli, akıllı arabalar var. Bütün dünya uçan arabalar için çalışıyor. Yarının oyuncuları bugünden çalışanlar olacak. Gençleri teşvik etmek için sosyal medya üzerinden yaptığımız çalışmaların resmini koydum. Sorun şurada. Bunu yapmaya kalktığınızda birileri sadece dalga geçiyor. Bu bir engel. Az gelişmişlik kompleksi olan, sömürge yerlerdeki bir tutum bu. Kamuoyunun bakışı açısından engel bu.
Son 10, 20 yılda değil bu zihniyet, yüzyıllar boyu böyle gelmiş. Eski bir hastalık. Bütün bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri bu. Diğeri de demin söylediğim etik ve ahlakla ilgili.
Uçan araba
Bütün
dünyada haber oldu. Reuters haber yaptı, en fazla
etkileşim alan haberlerden bir tanesi oldu dünyada. Ama yine
paylaştığınızda garip garip şeyler duyuyorsunuz: 'Bunlarla mı
uğraşılır?' Bunları geliştirmediğinizde müreffeh olmanız mümkün
değil. Uçan araba geleceğin hayali. Şu an arabalarımızın büyük
kısmında otomatik park etme özelliği var. Bu tümüyle
otomatikleşecek, sonra da uçmaya başlayacak. Şu anda yaptığımız
bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en
derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı
arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip
olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan
araba.
Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba.
Her bir uçan araba kişisel uçak gibi olacak. Bu uçakların akıllanmasıyla uçan araba olmuş olacak. Uçan bir robot bu, yüzlerce minik bilgisayar yönetiyor. Bunu geliştirirken o kadar çok teknoloji geliştiriyorsunuz ki bir anlamda uzay çalışmalarına giriyor.
2005'te Minia, 2007'de Minia ilk defa TSK'ya teslim edildi, Türkiye'nin de ilk İHA'sıydı, milli ve özgün tasarımı yapılan, envantere girebilmiş ilk İHA'ydı. Bunların hepsi robot uçak. Sonra, Malazgirt Helikopter var, o proje maalesef öldürüldü. Sonra Bayraktar TB-1 2009'da. Ama TB-1 envantere hiç girmedi. Bayraktar TB-2 İHA olarak ilk defa envantere 2014'te girdi, 27 bin fite çıkarak irtifa rekorları kırdı.