Selçuk Aydın: İlgisizlik zoruma gidiyor
Abone olBelçikalı rakibi Sugar Jackson ‘ı mağlup ederek, orta siklet boksta ülkemize iki kemer kazandıran ve tarihe geçen Selçuk Aydın, isyan etti.
Cumartesi akşamı Belçikalı rakibi Sugar Jackson ‘ı mağlup
ederek, orta siklet boksta ülkemize iki kemer kazandıran ve tarihe
geçen Selçuk Aydın, isyan etti.
,
Radyospor’da “Özgür Sancar’la Haber Özel Programı”na katılan Selçuk
Aydın, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğini hatırlatarak, “İki
kemer birden kazandım. Ayrıca WBC madalyası kazanarak dünya
şampiyonluğu şansı elde ettim. Ama cumartesi akşamı salon boştu. Bu
ilgisizlik zoruma gidiyor” şeklinde konuştu.
İşte tarihi başarının kahramanı Selçuk Aydın’ın çarpıcı sözleri
GALİBİYETTEN HİÇ ŞÜPHEM YOKTU
Kazanacağımdan kuşkum yoktu, kendime inancım tamdı; her şey beyinde
bitiyor. Burnum kırıldığı zaman, “Artık yavaşla, burnun kırıldı
nasıl olsa, kimse sana niye kaybettin demez. Burnum kırık nasıl
olsa” şeklinde düşünseydim, o maçı kesin olarak kaybederdim. Ama
ben burnum kırıkken bile nasıl kazanacağımın hesaplarını
yapıyordum. Çünkü üzerimde emeği olan çok sayıda insan var, beni
izleyen milyonlarca insan vardı, onları mahçup edemezdim.
HER ŞEY DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU İÇİN
Çok büyük bir emek harcamıştım bu şampiyonluğa hazırlanmak için…
Her şey dünya şampiyonluğu içindi. Yarı finali kazandığım için bana
WBC madalyası verdiler. Artık tüm düşüncem dünya şampiyonluğu
için…
İbrahim Hacıosmanoğlu, bana öz ağabeyimden yakındır. En büyük
destekçimdir. Bunu herkes böyle bilsin.
SON ROUNDLARIN ADAMIYIM
Bir takım eksikliklerimiz var, çalışma stilimizden kaynaklanıyor,
ama bunları önümüzdeki dönemde kapatacağım. Kondüsyonum iyidir.
Rakibimi, dengede tutabilmek için zaman zaman rölantiye aldım. Ama
beni iyi tanıyanlar bilir ki ben son roundların adamıyım. Herkes
ilk raundlarda knockout’u bulduğum için son roundlarda yorulacağımı
düşünür; ama ben turbo gibi son roundlarda açılıyorum.
ASKER GİBİ YAŞIYORUM
Bana inananları hiçbir zaman mahçup etmeyeceğim. Ben bugünleri
görebilmek için hayatımdan fedakârlık yaptım, kendi yaşantımdan
fedakârlık yaptım. Bir kaç senedir askerlik hayatı yaşıyorum. Adeta
askerlik yapıyorum. Çok ağır antrenmanlar yapıyorum. Bu maça
çıkabilmek için 7 kilo vermek zorunda kaldım.
İLGİSİZLİK ZORUMA GİTTİ
Salonun yüzde 99’u Trabzonluydu. Ben Trabzonluyum ve memleketimi
seviyorum, ama ben Trabzon’un başarısı için orada değildim.
Türkiye’yi temsil ediyorum. Tabiî ki insanların mazeretleri
olabilir, ama maç saat 23.00’te başlıyordu. İsteyen gelebilirdi.
Gönül isterdi ki salon dolsun. Ben Kıtalararası Şampiyonluk için
Trabzon’da bir maç yaptım. O maçı Trabzon’da yapabilmek için çok
büyük fedakarlıklarda bulundum. Menajerim ve kulübümün büyük
fedakârlığı oldu ve bize büyük külfetlere mâl olmuştu. Ama salon
tıka basa dolmuştu. Hatta pek çok kişi dışarıda kalmış, salon
dışında bizi desteklemişlerdi. Tamam anlıyorum, orası benim kalem
gibiydi, ama ben Türk sporcusuyum ve Türkiye’yi temsil
ediyorum.
İnanın salonun boş olması beni çok üzdü. Ben büyük fedakârlık
yaptım. Türk insanı bu büyük zafere tanıklık etsin diye… Yoksa ben
gidip bu maçı Belçika’da oynar daha fazla para kazanırdım. “Ağrısız
kafam, dertsiz başım der”, çıkar maçımızı yapardık, benim için
yerler çok önemli değil, telefon kulübesinde bile maç yapabilirim,
yeter ki dövüşebileceğim bir adam olsun karşımda… Herkesi
yenebilecek gücüm de var, ama atalarımızın dediği gibi “Marifet
iltifata tabidir” böyle ilgisizlik gördüğümüz zaman zorumuza
gidiyor.