Selami Öztürk söz verdi!
Abone olAnkara Temsilcimiz Nesrin Yanık'a konuşan Selami Öztürk, yerel seçimlerle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı..
Ankara Temsilcimiz Nesrin Yanık Çorakbaş, TÜSİAD ve Türkiye
Bilişim Vakfından e-yerel yönetim ödülü alan Kadıköy Belediye
Başkanı Selami Öztürk ile görüştü. Büyükşehir’e Derviş’i isteyen
Öztürk, Kadıköy’ü Hülya Koçyiğit’e kaptıracak gibi görünmüyor… Arı
gibi bir başkan! Kadıköy Belediye Başkanı ile röportaj yapalım, bu
vesileyle de şöyle Kadıköy sırtlarında bir Boğaz sefası çekelim
dedim, kısmet olmadı. Gerçi röportajı yaptım yapmasına ama,
İstanbul’da değil Ankara’da!.. İsmini yıllardır duyduğum, TÜSİAD ve
Türkiye Bilişim Vakfı’nın düzenlediği “Elektronik Türkiye”
yarışmasında “E-Yerel Yönetim” birincisi olup ödül alınca, kimdir
bu adam diye daha da çok merak ettiğim Selami Öztürk’ü karşımda
görünce, doğrusu biraz şaşırdım. İstanbul’un devasa Kadıköy semtini
idare eden kişi; elbise bedeninin çocukla büyük arası olduğunu
saklamayacak kadar kendiyle ve yaşamla barışık, neşeli, heyecanlı,
durduğu yerde duramayan, boşa geçen saniyeleri sayan, konuşurken
arı gibi çalışkan olduğunu fazlasıyla hissettiren biriymiş meğer.
Röportajı yapıp, Selami Öztürk’ün yanından ayrılırken, onu yerinde
oturtmayan heyecanın bana da bulaştığını, konuşurken ağzımdan çıkan
sözcüklerin bile birdenbire hızını artırdığına tanık oldum. Yani
öyle bulaşıcı bir enerji var Selami Öztürk’te… Bir de kendinden çok
emin oluşu dikkatimi çekti. Kadıköy Belediye Başkanlığı için
CHP’nin tekrar kendisinde karar kılacağına inanıyor. Hülya
Koçyiğit’in de yarışa hazırlandığını söylediğimde ise, kimin aday
olacağını önemsemediğini, çünkü halkın önce onları
değerlendireceğini söylüyor. Belediyede belirledikleri günlerde
saatlerce Kadıköylü vatandaşlarla chat yapan Selami Öztürk,
teknolojiyi gündelik yaşamında kullanmayı da seviyor. Sitede
ikimizi yan yana gördüğünüz fotoğrafı çeken, foto muhabiri
arkadaşım Ayberk. Ama başkanın elinde gördüğünüz cep telefonunda da
benim fotoğrafım var. Ayberk ile aynı anda silahlarına davrandılar
ama gördüğünüz gibi başkan daha hızlı çıktı. Ayberk’ten önce
fotoğrafı çekti, bir de objektife gösterdi. Bravo başkan!..
Kadıköy’ü İstanbul’un diğer semtlerinden ayıran özellikleri neler
ve Kadıköy’ün belediye başkanı olmak nasıl bir şey? Kadıköy benim
için birçok şey ifade ediyor. Kırk yılı aşkın zamandır bütün
yaşamımı sürdürdüğüm, politika yaptığım ve sokak sokak altyapısını
bildiğim bir kent. Kadıköy, İstanbul’un yatakhanesi. İstanbul’da
yaşayanların büyük bir bölümü, işi Avrupa yakasında olsa dahi
ailesi ile birlikte Kadıköy’de oturmayı yeğliyor. Çünkü Kadıköy bir
konut bölgesi. Bunun yanı sıra Kadıköy, eğitim ve kültür seviyesi
ile de iyi bir ilçe. Göç almasına rağmen o göçü kendi içinde
absorve eden, göçle gelen vatandaşları daha çabuk kentlileştiren ve
dolayısıyla göç alan bölgenin sıkıntılarını önemli ölçüde azaltan
bir yapıya sahip. Bu yapısıyla da Kadıköy, son derece özel.
Kadıköy, müthiş bir denetim mekanizması işletiyor kendi başına.
Seçtiklerini müthiş şekilde denetliyor. Eleştiriyor, iyi şeyler
yapıldığında da takdir ediyor. Dolayısıyla Kadıköy’de belediye
başkanlığı yapmak hem çok zor, hem de yerine göre çok kolay. Çok
rahat eleştirilebiliyorsunuz, çok rahat manşet oluyorsunuz,
televizyona çıkabiliyorsunuz. Neden? Çünkü eleştirel bir yapısı var
Kadıköy’ün. Ancak bunun yanı sıra, size müthiş projeler sunan,
yardımcı olan bir yapıya da sahip. O yapıya açıksanız, o zaman
makul şekilde projeden faydalanıp başarılı olma şansınız var. O
yüzden, ben bu ikinci yönünü daha fazla değerlendiren bir belediye
başkanıyım. Gecekonduluya İstanbul’da yaşama eğitimi Kadıköy’de en
çok önemsediğiniz proje hangisi? Bu konuda neler yapıyorsunuz?
Aslında en çok benimsediğim proje, belki de ilk uyguladığımız
projeydi. 8 Kasım 1994 tarihinden beri ekonomik ve sosyal bakımdan
gelişmemiş bölgelerimizde Marmara Üniversitesi ile beraber
uyguladığımız, 300 tane kadın gönüllünün dışında Aile Araştırma
Merkezi projesi var. Bu proje ile, kadınlarımıza eğitim veriyoruz.
Daha çok ‘Kente Uyum Projesi’ adı altında onların kente uyumunu
sağlıyoruz. Çamaşır makinesine ne kadar çamaşır konulur? Ütü nasıl
yapılır? Çocuk nasıl bakılır? Karı-koca arasındaki ilişki nasıl
olmalı? İslam’da kadın? Biz ufacık bir yerde başladık. Şu anda 30
bine yakın insana, birebir eğitim veriyoruz. Konuyla ilgili 8 ayrı
merkez var. Bunların hepsi okul gibi çalışıyor. Kurumsallaşmış bir
merkez. Bu merkezden nasıl hizmet alınıyor, aile olarak mı gelmek
lazım? Bu merkezlere kadınlar da gelebiliyor, erkekler de. Ailece
de gelebiliyorlar. Bu eğitim kenti, bölgeyi tanıma, kentleşme
eğitimi. Demokrasi dersleri var, İslam’da kadın var. Daha çok beyin
açan, onlara kendisini, kentini tanıtan, demokrasiyi öne çıkartan
bir anlatım tarzı bu. Bitirenlere, Aile Danışma Meclisi’nin bir
üyesi olduklarına dair bir kart veriliyor. O kurul üyesi olduktan
sonra, meslek edinme kursları başlıyor. El işleri, kuaförlük,
aşçılık gibi kurslar var. Hiç meslek edinmemiş, evine bir lira
götürmemiş kadın, birkaç aylık kursa geliyor. Bir müddet sonra hem
evinde iyi yemek yapıyor, hem de bir mutfağa giriyor, yaptığı
ürünler satılıyor, ona para olarak geri geliyor. Yani üretici
olmaya başlıyor. Bu da son derece önemli. Bir yerde başlamıştık,
şimdi sekiz ayrı merkezde devam ediyor eğitim. Kadiköy bölgesinde
ulaşım büyük bir sorun. Neden hala çözülemediğini merak ediyor
insanlar? Aslına bakarsanız kaynakla değil, yetki ile ilgili bir
sıkıntımız var. Ulaşım problemi, şu anda Kadıköy’ün ve esnafın en
büyük sıkıntılarından bir tanesi. İyi bir ulaşım projesi, kent
hayatını son derece rahatlatıyor. Kadıköy’ün nüfusu 1 milyona
yaklaşıyor. Oysa dünyada 100 binlik nüfuslarda raylı sistem, 300
bini aşar aşmaz da metro yapılıyor. Oysa bizim bölgemizde ne raylı
sistem var, ne metro var. Doğru dürüst toplu taşıma yok. Büyükşehir
Belediyesi minibüsçülük yapıyor Büyükşehir Belediyesi semte bir
tramvay yaptı. Sizce Kadıköy’ün ulaşım sorunu tramvay ile
çözülebilir mi? O sembolik, nostaljik. Onun hiçbir anlamı yok. Ben
de harcanan parayı gereksiz bulanlarla mutabıkım. Önceliği yoktu bu
projenin. Nostaljik tramvay diye yaptılar bunu. Yolcu taşımıyor bir
kere. O bakımdan, onu hiç saymayın bile. Büyükşehir Belediyesi, bu
konuda sınıfta kalmış durumda. Evvelce otobüsler vardı. Şimdi
otobüsler dahi yok, minibüsler var. Büyükşehir Belediyesi,şu anda
minibüsçülük yapıyor. Minibüs, taşıma aracı değil ki. Gittiği yeri
mahvediyor. Ataşehir gibi şehircilik anlamında muazzam bir bölge
yaratıyorsunuz. Oraya yolcuyu minibüsle götürüyorsunuz. Minibüsle
götürdüğünüz zaman, bölgeyi olduğu gibi geri bir kültüre teslim
etmeye başlıyorsunuz. Bu da, son derece olumsuz etkiler yapıyor.
Eğer yetki ve para bizde olmuş olsaydı, o zaman muhakkak ulaşım
için kullanırdık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sık sık karşı
karşıya geliyor musunuz? Biz yaşadığımız bütün sıkıntılara rağmen
kavga etmeyen, fazla şikayet etmeyen, daha çok iş yapmayı tercih
eden bir anlayış sergilemeye başladık. Dolayısıyla Anakent
Belediyesi ile birebir konuşuyoruz. Ama hiçbir zaman, medyada veya
halkın karşısında kavgacı bir tutum içerisinde olmadık, olmayacağız
da işin doğrusu. Gürtuna, Kadıköy’ü cezalandırıyor Ali Müfit
Gürtuna ile belediyecilik anlayışlarınızda ne gibi farklar var?
Belediyecilik anlayışlarımız çok farklı bir kere. Örneğin, biz
sosyal projelere çok ağırlık veririz. İnsanlarımızı hiç ayırt
etmedik. Bizi oy vermeyen bölgelere, onların da sempatilerini
kazanalım diye daha titiz davrandık. Oysa Anakent Belediyesi, adeta
Kadıköy’ü cezalandırıyor yıllardır. Ana arterlerin yapması
gerekenlerin hiçbirini yapmadı. Bir spor kompleksi yapmadı, bir
kültür merkezi yapmadı. Üsküdar’a Kartal’a bunları yaparken,
Kadıköy’ü bunlardan arındırdı. Bunları ilkel, çok geri buluyorum.
Dolayısıyla böyle bir anlayışla paralel olmamız mümkün değil. Sayın
Ali Müfit Gürtuna’nın CHP İstanbul Belediye Başkan adaylığı
konuşuluyor. Sizi şaşırtır mı bu durum? Ben bu partide 18 yaşından
beri siyaset yapan birisiyim. Sayın Gürtuna ile bizim “doku
uyuşmazlığımız” vardır. O bakımdan o doku bize tutmaz, bizim
dokumuz onlara tutmaz. Kendisi bütün partilere sempatik yaklaşıyor
ama, öyle değil mi? O sayın Gürtuna’nın fikri olabilir. Ancak
dediğim gibi, Sayın Gürtuna’nın sosyal demokrasiyi, öncelikle de
demokrasiyi benimsemesi lazım bir kere. Bu anlamda, herkesin
demokrasi anlayışı kendisine. Bizim demokrasi anlayışımız olduğu
için, ben CHP’de Gürtuna’yı düşünemiyorum. Gönlüm Kemal Derviş’ten
yana Sizin, parti içinde Kemal Derviş ile fikir paralellikleriniz
olduğu biliniyor. Kemal Derviş İstanbul Büyükşehir Belediyesi için
iyi bir aday olur mu? Kemal Bey iyi bir yönetici. Aynı zamanda iyi
bir finansman yöneticisi. Dolayısıyla İstanbul gibi bir kentte,
elbette Kemal Bey gibi bir yöneticinin başarılı olma şansı çok daha
yüksek. Tabi bu, İstanbul için büyük şans olur. Ama Kemal Bey aday
olur mu? Kendisi kabul eder mi? Aday gösterilir mi? Bu partinin ve
kendisinin bileceği bir şey. Ama benim gönlüm arzu eder. Belediye
hizmetlerini elektronik ortama geçirdiniz ve bu konuda bir ödül
aldınız. TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı tarafından verilen ödülün
anlamı neydi sizin için? Büyük ödülü aldık orada. Bu ödül bize
verilirken çeşitli kıstaslar göz önüne alındı. Bu kıstasların
başında sadece web sayfası yapıp düzenlemek değil; vatandaşın
direkt olarak belediyeye ulaşması, bunun yanı sıra öneri ve
isteklerini bu ortamda iletebilmesi, bu isteklere zamanında cevap
verilmiş olması, Meclis kararlarının ve ihalelerinin burada
yayınlanmış olması ve halkın bu konudaki yasal haklarını
kullanmasına olanak tanınması, şeffaflığın ön plana geçmiş olması,
emlak ve çevre belgeleri gibi tüm vergilerin kredi kartıyla
yatırılmasıyla vatandaşın belediyeye gelmeden bütün ödemelerini
yapması, bizim vatandaşla “chat” yapmamız gibi, birçok önemli unsur
bir araya toplandı. Şu anda benzer başka bir uygulama yok. Bu da
gösteriyor ki, gerek buraya yatırdığımız mali yatırımın, gerekse
vermiş olduğumuz emeğin karşılığını almışız. Burada yatırımı yapmak
veya onu kurmak yetmiyor. Kullanmak son derece önemli. E-Belediye
talebi Kadıköylüden geldi Belediye sınırları içindeki halkın
“e-belediye” den faydalanma oranı nedir? Bun talep eden zaten
Kadıköy. Biz devamlı Kadıköy’e yetişmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla,
Kadıköylü bizden sürekli başka taleplerde bulunuyor. Elektronik
ortamda belediye hizmetleri de, halkımızın talepleri doğrultusunda
hayata geçti. Bunları takip ederek, Kadıköy’ün isteklerine cevap
vermeye çalışıyoruz. Eğitim kültür seviyesi yüksek olduğu için,
Kadıköy’ün yoğun bir kullanıcı seviyesi var. Bir yıl içerisinde
mavi masaya girenlerin sayısı 14 bin. Bana, belediyeye e-mail
gönderen, cevap alan, vergilerini yatıranları da kattığınızda sayı
40 bin civarında. Bunların hepsi işlem görmüş. Sadece sayfaya girip
çıkma değil. Bir hizmet almışlar. Dolayısıyla çok büyük bir rakam
bu. Bir dilekçe geliyor. Siz onu bir müdürlüğe gönderiyorsunuz ama
o dilekçeye cevap verilip verilmediğini, ne cevap verildiğini
bilemiyorsunuz. Oysa ben elektronik ortamda, “Hangi müdürlükte kaç
dilekçe var, konusu neymiş, tarihi neymiş, ne cevap verilmiş?”
Bütün bunları görebiliyorum. Belediye içinde de e-belediye
imkanından faydalanıyorsunuz o zaman? Tabii. Belediye içindeki
bütün yazışmalar bu ortamda olduğu gibi, vatandaşla olan tüm
yazışmaları da takip etme olanağımız var. Dolayısıyla, bir
yöneticinin eli gözü kulağı. Bir de, personel istihdamı konusunda
tasarrufa gidiyorsunuz ister istemez. Bir makine, dört beş kişinin
yapacağı işi tek başına yapabiliyor. Personel istihdamında ne kadar
tasarruf sağladınız? Biz göreve geldiğimizde 2 bin 479 çalışanımız
vardı. Şu anda bin 700 çalışanımız var. 700’e yakın personel
azaldı, hala azalıyor. Bilgisayar, bir tek zabıta görevi yapamıyor.
Ama diğer işlerde hem personelden, hem kırtasiyeden, hem de
zamandan önemli tasarrufta bulunduk. Bir hizmet içi eğitim de söz
konusu oldu değil mi? Hem de uzun süre oldu. Bu projenin başlangıcı
1995’e kadar dayanıyor. O zamanlar bilgisayar, daktilo olarak
kullanıyordu. Yoğun bir şekilde bilgisayar teknolojisini getirmek
istediğimde, dirençle karşılaştık. 30 yaşın üstündeki insanlar bunu
kullanmak istemiyor, oto kontrole girmek istemiyor. Öyle olunca da
eğitim, eğitim, eğitim… İki yıl yoğun beyin yıkama yaptık,
insanları bu konuda eğittik. Çok direnenleri geri plana ittik. Bu
konuya yakınlık gösterenleri öne çıkardık. Yeni bir anlayışla
bilgisayar yerleşti. Yoksa, bazı kamu kuruluşlarında bu projenin
başarıya ulaşma şansı sıfır olabilir. San Diego Belediyesi örnek
alındı Yurtdışındaki belediyelerle, belediyecilik konusunda bilgi
alışverişi yapıyor musunuz? Biz bu elektronik ortama geçiş
projesini profesyonel bir firma aracılığı ile inceletmiştik. ABD’de
San Diego Belediyesi’nin sistemi bize en uygun sistem geldi. Bu
belediyenin kent portalı da çok hoştu. Kentte ne nerede satılıyor,
ne ihtiyacı var? Hepsi bulunabiliyor. Biz de onu yaptık; mesela
nöbetçi eczaneleri, vizyondaki filmleri kent portalımızdan
görebiliyorsunuz. Bu ödülden sonra ne gibi tepkiler aldınız?
Ödülden sonra çok olumlu tepkiler aldık. Chat yaptığımız
vatandaşlardan da olumlu tepkiler geldi. Ayrıca öneriler gelmeye
başladı. Bir vatandaşımız “Chat yaparken sizi ekranda görmek
istiyoruz” dedi. Şimdi arkadaşlarımıza talimat verdim. Bu konuyu
araştırıyoruz. Sanırım bu da mümkün olabilecek. Yani konuştuğum
vatandaşlarım, ekrandan beni de görebilecekler. Bunun gibi,
Evlendirme Dairesi’nde gelin ve damadın İstanbul dışındaki
yakınları da izleyebilsinler diye bir sistem de kurulacak. Sizin
internete verdiğiniz önem biliniyor ancak partinizin internetle
arası çok sıcak değil. Neden? O konuda çok eleştiri alıyorum. Yeni
Merkez Karar Yürütme Kurulu ile onu görüştük. Tekrar görüşeceğiz.
Bu konuyla ilgili bir komisyon teşekkül ettiğini duydum.Teknik
yardım gerekirse bu yardımı yapabilecek nitelikteyiz. Bu konuda
iddialı olan bir partiyiz. Genel Başkan, araştırma yapmak için
Hindistan’a ekip bile gönderdi. Türkiye için yaptı bunu, parti için
değil. Bugün Hindistan sadece yazılım programlarından 10 milyar
dolar gelir elde ediyor. Bu konuyu inceleten ve Türkiye’de bu
potansiyeli tespit eden bir partinin, bunu kullanmaması çok garip.
Bu sıkıntıyı en kısa sürede gidereceğiz. Kemal Derviş de
ilgileniyor bu işle. Onunla da görüşeceğiz. Seçimi nasıl alacağımı
biliyorum Kadıköy için tekrar aday gösterileceğinize, aday
gösterilirseniz de kesin olarak kazanacağınıza inanıyor musunuz?
Mazbata almadan hiçbir şeye garanti veremem. Ancak iddialı mısınız
derseniz evet iddialıyım. Bunu sadece iddialı olmakla bırakmıyorum.
Biz iyi çalışan bir ekibiz. Seçimin nasıl alınması gerektiğini
bilen bir ekibiz. Biz bunu en zor zamanlarda, 1994 ve 1999’da
başardık. Şimdi de başaracağız. Bunu söylerken sadece kendimize
güvenmiyoruz. Bugüne kadar beyin birlikteliğimiz olan Kadıköy
halkına da güveniyorum.