Selami Öztürk CHP'yi anlatıyor!
Abone olBu söyleşide, CHP, Deniz Baykal, AK Parti, Başbakan Erdoğan ve Kadir Topbaş hakkında ilginç sözler var..
İnternet Haber yazarlarının karşısına oturmadan önce Haber
Merkezi'ni dolaşan Kadıköy'ün başarılı Belediye Başkanı Selami
Öztürk, güçlü altyapısı ve teknik donanımıyla rakiplerinin çok
ilerisinde olan İnternet Haber'in başarılarına alkış tuttuğunu
söyledi. Ardından gelen tüm röportaj konuklarının ağırlandığı odaya
geçen Öztürk, "Görünen o ki çok terleyeceğiz" dedi
ve önce ceketini çıkardı. Çaylar içildi, ardından söyleşi
başladı:
Hadi Özışık- İnternethaber'de ben bir yazı yazdım.
Adamlar Amerika'dan mailler gönderdiler. Neden diye. Ben de
teknolojiyi yakalayan bir kişinin faydalı olacağını söyledim. O
internet ortamında biz bir başlık attık "Kadıköy'de Ümit
Yok" diye adam o sloganı ters çevirip, "Kadıköy'de
Ümit var" diye sloganını değiştirdi. Kaçtı diye bir haber
yaptık. O çok ciddi bir imaj zedelemesi yaptı. Ankara'da "İnternet
Selami" diye adınız çıktı. Türkiye'nin 4 bir yanında ve dünyada
imajınız çok güzeldi. Herkes Selami Öztürk'ü tanıdı bildi. İnternet
konusundaki görüşlerinizi alarak söyleşiye başlamak istiyorum..
Internette bilgi edinme hakkı var. Aynı süre içinde cevap verme
zorunluluğu var. İnternetten cevap vermek o kadar rahat ki. Hiç bir
şeye gerek yok. Hemen yazıyorsun anında gönderiyorsun. Bir de kalem
yok kağıt yok inanılmaz muazzam. Bir de bu imza olayı çıksa var ya
daha da rahat olacak. Yani isteyene en geç iki gün içinde
internetten sorduğu her ne ise dosyaları ile birlikte cevabını
göndermek. Mesela bir dosya mı istiyor. O dosya hemen bulunuyor ve
kendisine internet yoluyla postalanıyor.. Kadıköy Belediyesi olarak
bu konularda hep önde olduk ve bunu da ilk yapan kurum olmak
istiyoruz. Çalışmalarımız bu yönde..
Hadi Özışık- Biz burdan şunu anlıyoruz. Kadıköy'de bilgi
edinmek isteyenler İnternetten mi gelsinler size?
Tabi böyle olursa daha da kolay olacak. Oradaki 15 günlük sürede
gerekmeyecek. Hiç belediyeye gelmesine de gerek yok. En fazla iki
gün. Bütün yazışmalar İnternet ortamına gireceği için bilgi deponuz
da yanınızda hazır olacak.
Baki Karakol- CHP benim izlediğim kadarı ile
İnternetteki en iyi parti. Cumhuriyet Halk Partisi yani Ben CHP ile
bugünkü Baykal yönetimini ayrı tutarım. Böyle bir teknik olanak
var. Maddi imkan da var. Ama nedense CHP'nin kadroları bunu
yapamıyor. Bunun nedenini soracağım, arkasından da şuna gelmek
istiyorum. İnternet'le bu kadar haşır neşir olmuş siz, yararını CHP
yönetimine anlatamadınız mı? Anlattınız da dinlemediler mi?
Bakın bu konu aslında bizim sıkça eleştirdiğimiz bir konu. Web
sayfasının olması yetmiyor. Önemli olan kullanılması. Arkasında her
gün oraya girenler çıkanlar. Günlük politikayı oradan
iletemiyorsanız hiç bir anlamı yok. CHP interneti en iyi kullanması
gereken partilerden birisi. Fakat bu konuda CHP nedense son derece
tutucu davranıyor sanki. Biz bunu daha önce Genel Başkan ile olan
toplantılarda gerekse sayın Derviş'le birlikte yönetimin bu konuda
her ne kadar girişimleri olduysa da işi ehline vereceksin. Bu güne
kadar benim istediğim anlamda bir seviyeye gelmedi. Geçenlerde
Ankara'da Belediye Başkanları toplantısı vardı. 3-4 konuda
eleştirim oldu bir tanesi de buydu. Basınla olan ilişkilerimiz.
Genel Başkan'ın bir basın danışmanının olmayışı, bu konuda
iletişimin kurulmayışı, sorundu. Bir basın danışmanı olsa daha
yararlı olurdu.
Bize oy veren insanlar teknolojiyi en iyi kullanan olmamızı
beklerler. Seçmenimiz bilinçli bir seçmen. Biz kendi seçmenimize
ulaşmakta dahi sıkıntı çekiyoruz. Biz muhalefet yapıyoruz. Basın
bizi yazmıyor deme lüksümüz yok. İlk önce bunları yapacağız. Ha
bunları yaptık Yüzde 40'lara değil yüzde 90'lara ulaşırız. Niye siz
kendinize düşeni yapacaksınız. CHP yönetimi kendi medyasını
kullanamıyor. Nedeni ise bisiklete binmeyen bir çocuk bisikletin
tadını alamaz. Heralde biz daha tadını alamadık. Bunu hissedemedik.
Bilsem ki bir para harcadığımda farkını göreceğim. Paramı
yatırmaktan çekinmem.
Baki Karakol-CHP kadrolarında sizin gibi kişilerin
olduğunu biliyoruz. Nedense Baykal ve ekibi bunu istemiyor.
Gidelim Genel Başkan, Genel Sekreter ve yardımcılarına bakalım.
Kaçı bir hafta içinde İnternet sitelerine giriyor. Her gün açık
olması lazım aslında. Eğer buna girmiyor ve kullanmıyorsanız, bu
konudaki görüşlere adım atmanız mümkün değil. Şu an Genel Merkezde
böyle bir şey yok.
Hadi Özışık- Ancak CHP'nin sayfasına bakıyoruz.
Hepsinin internet adresi var. Ancak sorular yanıtsız kalıyor.
Süleyman Özışık- Hemen ekleme yapayım. Kendisini
en rahat hisseden parti şu anda CHP. İktidar partisinin ayda bir
bize cd'leri gelir. Bundan sonraki haberlerinizde sayın Başbakan'ın
bu fotoğraflarını kullanabilirsiniz diye.CHP'den bize gelen tek bir
e-mail yok.
Bu sadece sizin siteminiz ve şikayetiniz değil. Yazılı basına
bakarsanız sizin bir İnternet sayfanız varsa ve sabah siz atıyorum
A gazetesindeki bir bayan köşe yazarına e-mail geçerseniz ve bu
arkadaş CHP'nin tutumu ile ilgili bilgileri oradan görebilirse iyi
olur. Oradan aldığı haberleri doğruca köşesine taşır. Ben bu konuda
böyle düşünüyorum. Bunlar da eksik. Basındaki arkadaşların bir
bölümü de CHP'ye ulaşamamanın sıkıntısını yaşıyor. Sorun bizim
değil. Basında çıkmanın bir yolu da bunu kullanmaktır. İnternet
sayfalarında okunmak ayrı bir şey. Bu İnterneti kullanmayınca bir
çok şeyden mahrum oluyoruz aslına bakarsanız.
Bahri Kayaoğlu- Sayın Başbakan televizyonlara
çıktığı zaman medyaya yönelik ağır suçlamalarda bulunuyor. İktidarı
medyayı çok iyi kullanmasının yanında bir de suçlamalar var.
Hayır bakın küskün dahi olsanız da farketmez. Medyayı kullanmanın
interneti kullanmanın küslükle bir alakası olmamalı. Tam tersine
küsersen bunu daha çok kullanman lazım. Küskün diye bir şey yok.
Gerçi biraz geç kalındı ama Atı alan Üsküdar'ı geçti zaten. Çok
ciddi bir şey kaçıyor..
Baki Karakol- Başkanım çok özür diliyorum. Ben
hala tatmin olamıyorum. İnterneti çok iyi tanıyan bir kişisiniz. Bu
yönetim içinde iyi ilişkileri olan birisisiniz. CHP'nin Belediye
Başkanı Selami Bey'in partisine İnterneti anlatamaması. Baykal
yönetimi daha interneti tanıyamadı demesi bana biraz
"Başkan teğet geçiyor" diye çağrıştırdı. Neden
tanımadılar tanımak mı istemiyorlar?
Bunu zannetmiyorum. Sayın Baykal'la oturduk. İnternet ile ilgili
bahsettiğim şikayetlerimi sıraladığım gün. Ondan sonra ben bir
açılım bekliyordum işin açıkçası. Beklerdim ki Bu konu hakkında
Ankara'ya bir iki kişi çağırsın. Ne yapılabilir onları sorgulasın
isterdim. Bir de profesyonellik işi bu. İki üç kişi ile olacak iş
değil aslında. Ben belediye olarak ta bunu yapıyorum. Ben bunu
yaparken danışmanlık firmasına ayrı, yapımcılara ayrı para verdim.
Genç insanlar aldım. Ciddi maaş veriyorum. Bir tek sevgi yetmiyor.
Kadro da lazım. Deniz Bey bu konuda talimat vereceği arkadaşlar işi
kendileri yapmaya kalkıyorlar. O da onların işi değil. Profesyonel
işi. Ben bu toplantının ardından açıkça söyliyeyim bu akşam Deniz
Bey'i arayacağım. Telefonda da aynen söyleyeceğim. "Ben
İnternethaber'e konuk oldum. Arkadaşlar bana bu soruları sordular,
ben bu yanıtları verdim. Ayrıca bu konuda bir kırgınlık duyuyorum.
Ya biz gelelim. Bunu profesyonel bazda çözelim" diyeceğim.
Hatta bu konuyu Ankara'da kurmak şart değil.
Hadi Özışık- Yani siz CHP yönetim bu işi Ankara'da
yapamıyorsa bize bıraksınlar bizler yapalım diyorsunuz?
Tabi problem değil. Bizler de kurabiliriz.
Baki Karakol- Bana göre bu tutumu ile maalesef
eleştirdiğimiz. Atatürk devrim ve ilkelerine bağlı bir CHP'li
olarak eleştirdiğimiz bu günkü AKP iktidarının çok gerisindeler.
Çağdaşlık lafını AKP'liler çok daha iyi uyguluyorlar. Yaşama
geçiriyorlar diyebiliriz.
Bu tutuculuk bilinçli bir tutuculuk değil. Ama maalesef doğrusu
geride olduğumuz görülüyor.
Bahri Kayaoğlu- Orada aldığınız oyların yüzde kaçı
sizin yüzde kaçı partinizden. AKP ve diğer partilerin bölgenizde
gösterdiği adaylar sizin şansınızı nasıl etkiledi. Mesela AKP'nin
adayı Hülya Koçyiğit olsaydı sizin şansınız bu kadar olurmuydu?
Özellikle AKP Kadiköy'de neden başarılı olamıyorlar. Orada farklı
bir yol mu izliyorsunuz. Sizin rakibiniz Ümit Özerol'da laik ve
Atatürkçü biri.
Benim iki dönem başkanlık, 3 dönem de yöneticiliğim oldu. 94 ve
99'da ANAP'la yarışmışız. Az farklarla kazanmışız yerel seçimlerde.
Hep genel seçimde ANAP almış yerelde biz almışız. Bu da memnuniyeti
gösteriyor. Genelde ise tam tersi ANAP alıyor. Laik düşünce tek
başına etkili olmuyor. ANAP'ı merkezde gördüğü için ona veriyor.
Ama yerelde Sizi başarılı görüyor. Orada DSP ile olan yarışımızda
da Atatürk ve Çağdaşlık etkili olmadı orada bir tek kişiye oy
verildi. Bu seçimde de aslında aynı anlayış devam etti. Bu seçimde
AKP gibi radikal sağ bir parti çıkınca Atatürkçülük ve Laikliğin ön
plana çıktığını söylemek mümkün. AKP değil bir başka parti de
olsaydı yine böyle bir oy alacaktık. AKP'nin burada değişik aday
çıkarması farketmezdi. ANAP'ın hiç bir zaman CHP'ye oy vermeyen
adayları bu dönem AKP'ye kaydılar. Zaten, AKP hükümet olduktan
sonra ANAP'ın belli kadroları ciddi şekilde AKP'ye kaydı. Yani
AKP'nin burada İstanbul il örgütünde yapmış olduğu yemeklere
gidiniz. Siyasi kadroyu çok tanıdık göreceksiniz. ANAP'ın iş
bitirici kadroların hepsi orada. Çünkü etkili bir partide iş
yapabilme iş bitirme için oraya gelen bir sürü insan var. Çok doğal
bir şekilde AKP'nin oy oranı arttı. Ancak biz 1977'den bu yana
alınan en yüksek oy oranını almayı başardık. O bakımdan burda büyük
oranda memnuniyet var.
Biz mesela Kırsal kesimden de oy aldık niye? Çünkü orada sosyal
faaliyetlerimiz var. Üniversite ile işbirliği içinde çocuk
bakımından aile yardımına okuma yazma kurslarına kadar bir çok
faaileyetler var. Biz oralara da demokrasi getirmeye uğraşıyoruz.
50 bin aile var. Yeri geldiği zaman yatacak, giyinecek, yakacak
kullanacak. Çocuğuna elbise ve okul ihtiyacı giderecek. Bu süre
içinde o insanlarla kaynaştık. Kimin çocuğunun dişi ağrısa belediye
gelmeye başladı. Doğum yapılacaksa belediyeye haber verdiler.
Dolayısı ile evvelce Refah'ın daha sonra AKP'nin kırsal kesime
getirmiş olduğu sadece yiyecek dağıtma olayı değil bizim için.
Bizimki her alanda bir sosyal yardım olayı. 7 bin kişiye o bölgede
okuma yazma öğretmişiz. Bu çok ciddi bir rakam. Bir ilköğretim
dolusu insana her sene okuma yazma öğretmişiz.
Hadi Özışık- Başkanım neden böyle olduğunu
söylediniz. Hepimizin bildiği bir şey var. Kadıköy'ün gerçeğini
unutmamak lazım. Acaba bu yüzden mi sayın Baykal mecbur kalıp
Selami Öztürk'ü bu dönem de aday gösterdi?
Baki Karakol- Parti yönetimi de sayın Selami beyin
aday olmaması tartışılıyordu?
Ben bunu çok açık şekilde yanıtlıyayım. Deniz beyin hiç bir gün
böyle bir düşüncesi olmadı. Bundan 3 yıl kadar önce büyük klüpte
yaptığımız bir sunuma geldi. Biz orada Kadıköy belediyesinin yapmış
olduğu elektronik belediyeciliği hizmete soktuğumuz gün. Türkiyede
önemli bir kısma herkesin dahil olduğu e-belediyeyi anlattık. Deniz
bey o gün bizim belediyemizin ne olduğunu çözdü. O günden sonra
Deniz Baykal her ortamda "Beyler gidin Kadıköy'ü
görün" dedi. Biraz da cesaret aldık oradan. Deniz Bey'in
kafasından başka bir şey geçmiyor. Ben bundan çok eminim. Zaten
eğer kafasında olmasaydı beni aday yapmazlardı. Benim adaylığımı
savunan Deniz Bey'in kendisidir. Bunun yanında sayın Kemal Derviş
var Eşref Erdem var. Ama MYK'dan sayın Algan Hacaloğlu, biraz böyle
şovence buldular. Aday olmam durumunda Kadıköy'ün alınamayacağını
savundular. Algan Hacaloğlu ve İlçe Başkanı Karadenizliydi o
dayanışma içerisinde hareket ediyorlardı biraz. Algan Bey'le bizim
aramızda hiç bir problem yoktu. Bu Algan Bey'in bir tavrıydı.
Selami Öztürk Aday olmasın diye konuşan tek odur. Ben de
konuşacağım gün geldi. Başkanlık toplantısında çıktım,
"Benim için seçim alamayacak diyenler basına oraya buraya
malzeme dağıtanlar, bugün görsünler ben yüzde 53 oy almışım. Ben
gereğini yaptım, onlar da gereğini yapsınlar" dedim
Hadi Özışık- Yani?
Siyasette bunun ne demek olduğunu çok iyi anlatılıyor.
İrfan Sapmaz- Belediye Başkanı'nın kendi şahsi
girişimlerinin halk üzerinde çok etkili olduğunu görüyoruz. Burada
da bildiğim kadarı ile belediye başkanlığının yanında parti
kimliğini ön plana çıkarmadığınızı görüyoruz. Artık Türkiye'de
ideoloji anlayışı, parti anlayışı kayıp mı oluyor?
Parti anlayışı kayıp olmuyor. Aslına bakarsanız partinin bu
anlayışta olması gerekiyor. Partiler iktidara gelmek için araçtır,
amaç hizmettir ve ülkedir bizim için aynı zamanda demokrasidir. Ama
siyasi partiler araçtır. Ama bu aracı iyi kullanmanıza bağlı. Benim
uyguladığım polikalar sosyal demokratların uygulamasını gerektiren
politikalardır. Sosyal demokrat bir insan mevkiye göre değil,
karşısındakini insan gördüğü için muamele eder. Dolayısı ile
sözetmiş olduğunuz kimlik konusu ile ilgili kimliklerin kaybolması
aslında çok tehlikeli bir olaydır. Demokrasi açısından da çok
tehlikelidir. Her siyasal partinin ayrıştığı nokta olmalı. Onlar
kadro olmaktan çıkar, bireyselliğe girer. O zaman, dünyada
bireysellik kalmadı. Atataürk'ü siz bir daha nereden bulursunuz. En
büyük olay siyasi partilerde şu an ideolojinin kalmayışı var olan
ideolojilerin de uygulamasında hataların olması. A çıkıyor başka B
çıkıyor başka konuşuyor. CHP'nin programında özelleştirme var. Bir
milletvekilimiz çıkıyor daha önceki dönemler için konuşuyorum.
Diyor ki biz efendim özelleştirmeye karşıyız. Bir işadamı diyorki,
"Bu CHP'den afedersiniz bir ... olmaz" Eğer siz
parti programınızı çalışmanız içinde uygulamıyorsanız, parti
içerisinde birbirinize saygı göstermiyorsanız, ki bu CHP'de bir
dönem böyle oldu, CHP tıkanmalara gitti. 1989 yılında CHP'nin
Güneydoğu raporu var. Eğer bu kararlılık içerisinde bugüne kadar
uygulasaydık, bu bölgelerde 1 numaralı parti olurduk. Almışsınız
savunmuşsunuz orda kalmışsınız.
Hadi Özışık- Tıpkı YÖK gibi mi kapatın diye
yıllarca savunmuşsunuz?
Ama şimdi nereye geleceğini biliceksiniz sonuç itibarıyla. Bir
partinin ideolojisi hiç değişmiyecek. CHP bunları yazmış, söylemiş
ama savunamıyor, uygulayamıyor..
Hadi Özışık- Şu sıra CHP'nin etkin savunduğu
şeyler daha öncekilerden çok farklı?
YÖK çok farklı. Bir tek siyasal partinin getirdiği organizasyon
değil. Toplumun, sivil toplum örgütlerinin ortak katılımı ile
şekillenmeli. Tek başına olmaz bu iş
Süleyman Özışık- Sizin parti programınızda bir
cümle var. "Eğitimin hiç bir aşamasında kimsenin önü
tıkanmayacaktır. Bu anlayışla CHP eğitimin önündeki bütün engelleri
kaldıracak. Bu anlamda YÖK'te kaldırılacaktır." Bu
düşünceye bakınca sizin de söylemlerinize bakınca CHP kendini inkar
mı ediyor?
YÖK'ü kaldırınca yerine bir kurum koymanız lazım. Ne koyacağınıza
bağlı oraya. Önemli olan ne konulacağı. CHP'de iyi olduğunu
savunmuyor YÖK'ün. Siz kendinizi ifade edemiyorsanız sıkıntı olur.
Sanki biz YÖK'ün kaldırılmasını istemiyormuşuz gibi bir durum
var.
Bakın bugün Irak politikamızın doğru olduğu görülüyor. Ama o gün
bunu ısrarlarımıza rağmen kimseye anlatamamıştık. Köşe yazarlarını
açın. Yüzde 90'ı inanılmaz derecede CHP'ye vuruyor. Türkiye'nin
menfaatlerini gözardı etmişiz, Türkiye'yi savaşa sürüklemişiz...
Adam gelmiş limanlarımıza girmiş, meydanlarımıza girmiş, ülke işgal
altında aslına bakarsanız. Tezkereyi istemiyorsunuz ve 70 bin ABD
askeri Türkiye'ye gelemiyor. 70 bin askeri siz Güneydoğu'da
düşünün. Orada bir de iç savaş var. Halk o birliği protesto
edecekti işgalci diye. Araplar Türkiye'yi düşman ilan edecekti.
ABD'de ağır ağır elini ayağını çekecekti oradan. Bir Irak
politikasını dahi topluma anlatamayan bir anlayış olmaz. Deniz
Bey'in onu anlatması yanlış. Genel Sekreter diyecekki, "Bu
anneler Deniz Bey'e şükran borçlu. Bugün eğer oğullar ölecekse
Deniz Bey'in sayesinde ölmeyecek." Ama bunu Deniz Bey ben
yaptım diye değil, birileri demeli ve topluma hatırlatmalı.
Baki Karakol- Güneydoğu politikası var
kullanamıyor. Irak politikası var kullanamıyor, o zaman
kullanamıyan bir kadronun yönetimde ne işi var?
Bahri Kayaoğlu- Sizler CHP yönetiminden
müzdaripsiniz, sizin gibi diğer başkan arkadaşlarınızla bir araya
geldiğinizde bunları konuşuyormusunuz?
Yönetimde olanlar da şikayetçi. Özeleştiri son derece önemli. Benim
bunları söylemiş olmam kendi partimi yerlere vurmak, onları alaşağı
etmek değil. Onların daha iyiyi yapması anlamında eleştiriyorum.
Bir takım arkadaşlar seçimden önce çalışmadılar. Ama onlar bugün
bir uğraş peşindeler. Ben onlarla aynı anlayış içerisinde değilim.
Sonuna kadar bu partinin başarısı için çalışıyorum. Benim
eleştirilerim de bu uğurdadır. Onlarla aynı rafa aynı yere de
konmamı çok yanlış buluyorum.
Bakın aslında bugüne gelmiş Türkiye'de Genelkurmay Başkanı'nın
açıklamasına gerek kalmaksızın, toplumun tüm kesitlerinin bu kadar
önemli konularda toplum önünde tavır sergilemesi gerekir.
Sendikalar sivil toplum örgütleri, barolar, odalar, bunlar
sergilemeli tepkiyi. Türkiye uzun süredir, mesela basında olduğu
gibi, bir konuya basın empoze oluyor Irak'taki gibi doğru
inandığını yapıyor. Bu konu da Türkiye'nin demokrasi mücadelesidir.
Sadece Lionsların Sabah Gazetesi'nde vermiş oldukları ilanı gördüm.
O da tepkiyi kibarca getirmiş.
Hadi Özışık- Askerin çağırılmasını nasıl
buluyorsunuz?
Bakın bu çok yanlış, Bu dönemde askeri müdahaleden bahsetmek son
derece yanlış ve tehlikeli. Hem Türkiye için hem de halk için.
Türkiye İran gibi bir başka ülke gibi demokrasiyi tatmamış değil.
İran demokrasiyi tattıktan sonra toplumun artık bir tepkisi oluştu.
her gün bir adım atılıyor.
Hadi Özışık- Türkiye'de bir irtica tehlikesi var
mı?
Yok derken var tabi. Yok demek mümkün değil. Var demek ise bütün
her şeyi bırakın buraya yönlenin değil. Siz sağlıklı bir
insansınız. Ama hastalık yok diye kendinize bakmamazlık
edemezsiniz. Çevrenize bakın Türkiye müslüman ülkeler içinde tek
demokratik olan. O tehlike güncel diye söylemiyorum. Ama sürekli
var. Bazı kurumlara bakın Türkiye'de geriye doğru gidiyor. Öğretmen
okulları ortadan kalktı. İHL'lerin zorlanmasını sebebi şu gayet
basit. Valisi, kaymakamı, savcısı din eğitimi almış olacak. Neden.
Eğer laik bir ülkede iseniz bu ülkede Yahudinin de Hıristiyanın da
Ermeninin de Müslüman olsa dahi açık şeffaf anlayışların da hakim
olduğu bir anlayış içerisinde nasıl dini bir formatla insanları
yönetmeye çalışırsınız?
Bahri Kayaoğlu- AKP Hükümetinin böyle bir planı
var mı diye düşünüyorsunuz?
Ben AKP'nin açık söylüyorum içindeki bir çok kadronun bu anlayış
içinde olduğunu ve şu dayatmanın da onun bir parçası olduğunu
düşünüyorum. AKP'den yine aklıselim bir çok insanın bulunduğunu...
AKP'nin uzun süre iktidarı götürmesinin Liberal bir parti konumuna
gelmekle mümkün olacağını, AKP kısa sürede başarı elde etse dahi,
bunların uzun süreli olmayacağını düşünüyorum.
Getirilen yasa tasarılarından bir kısmının AKP milletvekillerinin
hiç birisinin haberinin olmadığını sadece Genel Başkan ve bazı
kişilerin bu kararı aldığı için evet dediğini düşünüyorum. Geçen
hafta Meclis'ten çıkan milletvekillerine bu konuda ne düşünüyorsun
diye soruldu. Ya Türkiye'de bir milletvekili bu konudaki düşüncemi
söylemiyorum deme lüksüne sahip mi, Parti ambargo koydu diye bir
şey olamaz. Milletvekili destek veriyorum ve ya vermiyorum diye bir
fikir açıklamalı. Şimdi onun için AKP vekilleri içerisinde hayır
diyebilecek bir çok insanın bulunduğu düşünüyorum.
Hadi Özışık- AKP yanlış içerisinde. Yanlışları
kamuoyuna duyurmak adına yapılan çalışma yeterli mi? CHP ciddi bir
muhalefet partisi, AKP'nin alternatifi olabilmek adına ne yapıyor.
Ordunun açıklamalarını uzaktan alkışlayarak mı Alternatif olacak.
CHP nasıl bir parti olmalı ki AKP'nin yanlışlarının önüne
geçebilsin?
Süleyman Özışık- Son bir aydır YÖK tasarısı
gazetelerin manşetlerinde "Geldi-geliyor" falan
gibi. CHP'den hiç ses yok. Genelkurmay Başkanı çıkıyor bir
eleştiride bulunuyor. Ardından CHP açıklama yapıyor. Bugün Hadi
Bey'in yazısı üzerine İnternethaber'e gelen bir yorum vardı.
"Baykal tankın üzerinden hiç inmedi ki. Asker nerede
konuştuysa Baykal askerin tankının üzerindeydi ve oradan
konuştu" diye bir yorum vardı. Bunda haklılık payı var
mı?
Eğer az önce dediğim gibi CHP kendini anlatmış olsaydı o vatandaş
ta o şekilde yazı yazmazdı. Daha askerin açıklamasından önce YÖK
konusunda CHP'nin tavrının ne olduğunu bilirsiniz. Ama siz bunu
kamuoyuna herkese ulaşacak şekilde iletmemişseniz,
açıklamamışsanız, mikrofon dayadıklarında böyle sakıncalı buluyoruz
derseniz, bunu parti olarak açıklamıyorsanız o vatandaş haklı. Ama
haksız olduğu konu şu CHP daha önce de aynı görüşteydi. CHP kalkıp
bu tasarıya evet diyecek konumda da değil
Süleyman Özışık-CHP tasarının zamanını mı
içeriğini mi beğenmiyor?
İçeriğini beğenmiyor tabi ki.. Başından beri söylenen şu. YÖK ile
ilgili bir şey hazırlanıyorsa, herkesin görüşü alınarak
hazırlanmalı. Hükümet bu konuya hiç yanaşmadı. Bundan çok daha az
demokrasiyi saptırabilecek olaylarda avukatlar yürürdü Türkiye'de
Ama o zaman insanları sürükleyecek liderler vardı Türkiye'de. Ve
basın da önemli yürüyüşlere değer verirdi.
İrfan Sapmaz- Türkiye yoruldu mu? Politikacılara
mı güvenmiyor?
Çok eleştiren insanlar kendilerini yorgun hissediyorlar. Evvelce 6.
Filoyu buraya sokmayan üniversite gençliği Irak savaşına giderken
pek ses çıkarmadı.
Bahri Kayaoğlu- Öğrenci geçliği de mi
güvenmiyor?
Aynı yere geldik. Bu o kadar uzun süreden beri o kadar hoş şeyler
oluyor ki. Popstara da karşı değilim Popstarla toplumun nereye
geldiğini bilmek lazım. Gelsin bunu incelesinler toplum neden ilgi
gösteriyor? Bir siyasi parti bunu araştırmalı aslına bakarsanız.
Ben Popstar'ı bir çok kişinin izlemediğini sanıyordum. Bir konser
yaptırdım belediye olarak. Bu Popstar'a arkadaşlar gidecekte diyor.
Yani izlemediğini söylemeye çalışıyor. Halbuki gerek yok. İzlemek
kötü bir şey değil. Anladım ki Popstar bir olaydır. Bunları
irdelemek lazım.
Hadi Özışık- Kadıköy projelerini size
sormayacağım. Bu dosya savaşı noktasında kaldım. Seçimden önce
benimle ilgili dosyalar gönderdiler dediniz. Bize de geldi o
dosyalardan. Ama herkes o dosyalara yeni dosyalar ekledi. Son
dönemlerde müfettişler sıkçca ziyaret etti belediyeyi. Taç Spor'a
belediyenin geniş bir arazisini vermişsiniz ama nasıl verildiği
yolunda iddialar var. Taç Spor'un Başkanını belediye Başkan
Yardımcısı yapmayı düşünüyormuşsunuz?
Cengiz başkan döneminde yani 94'ten önce, onlara 20-22 dönümlük bir
yer verildi. Meclis kararı ile verildi gayet yasal. Onlar da oraya
harika bir yer yaptılar. Türkiye'deki en güzel tenis kortları orda.
Keşke bir başkası daha yapsa da onlara da yer versek. Belediye
Meclis Üyesi ve Başkan Yardımcısı yapıldı. Benim dönemimde hiç bir
şey yok. 10 yıldır hiç bir şey yok. Burası spor tesisi, adamın evi,
işyeri olur hadi neyse. Binlerce çocuk orda tenis oynuyor yüzüyor
gelsinler görsünler.
Hadi Özışık- Müfettişler sıkça gelmesi?
Bu gayet normal. Dilekçeler var ya... Geldiler gördüler tesisleri.
4 ay denetleyecekler bu gayet normel. Biz 2002'de 2003'de
denetlendik. 2004'ü de şimdi denetleyecekler. Bu asıllı ve asılsız
ihbarlardan kaynaklanıyor. Mesela bir balkon kanunsuz yapılmış
yıkılmamış onlar gidiyorlar bakıyorlar yıkılmış mı yıkılmamış mı?
yıkılmadıysa niye yıkılmadı diye sorar. Bu işler için geliyor.
Bugüne kadar parasal konuda müşettiş gelmedi.
Baki Karakol- Erdoğan'ın var mı bir belediyecilik
anlayışı?
Tayyip Bey'in bir yönünü yabana atmamak lazım. Hiyeyarşik yapı
içinde sözünü dinleten kendi kadrosuna iş yaptıran yapıya sahip.
Yasal falan olması önemli değil. Tayyip Bey'in hakkını vermek
gerekir. Şu anda da Kadir Bey orda ama
Kim gelecek oraya Genel sekreter olarak?
İdris Güllüce bakarsın gelir. Eğer bu olursa bu demektir ki hiç
bunun sözü yok direk olarak Ankara yönetecek burayı.
Süleyman Özışık- Yüzde 50 müthiş bir nokta. 5.
dönem olmayacak gibi. Bir milletvekilliği düşünüyor mu Selami
Öztürk?
Hiç düşünmedim bugüne kadar. Çok ta aktif olduğunu biliyorum. Benim
yapıma uygun. Deniz Bey toplantıda "Bunun burada işi bitti
bunu Ankara'ya götürelim" dedi. Bütün salon alkışladı. Ben
çıktım aynı anda teşekkür ettim ve burada çok işim olduğunu
Ankara'ya dönmeyi düşünmediğimi söyledim. Deniz Bey beni 10 gün
sonra yanına çağırdı. Sebebini sordu. Ben Belediye Başkanı'yım
Bugün gideceğim desem herkes diyecekki, gidiyormuş bak... İşlerim
aksar, iki hemen yerime adam aranır, giden adama şey göstermezler
nasıl olsa gidecek diye, gidecekseniz son gün şapkayı alıp
gideceksiniz. İkincisi gerçekten ben milletvekili olmak istemem
çünkü belediye benim yapıma çok uygun.
Süleyman Özışık- İstanbul'u niye düşünmediniz?
İstanbul'u ben bir yıl önceden bizim performansımızın oraya
yetmeyeceğini düşündüm. Kadıköy ve Şişli vardı. Halkubi büyükşehiri
almak için en az 10-12 belediyeyi almanız lazım. Çok önce bu 10-12
yere çok ciddi adaylar hazırlanmalıydı. Topluma kabul ettirmemiz
gerekirdi. Ben aday seçimleri için her aşamada bulundum. Biz her
aşamada kan kaybettik. Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut
AKP'ye gitmeden onunla görüştük. Bize çok kişi gelmek istedi.
Gürtuna bize gelmek istemedi. Belki istedi ama yalnızca bunu
kullandı açık söyliyeyim.
Hadi Özışık- Adana'da Aytaç Durak'a gelen teklif
size gelseydi siz de AKP'ye gitermiydiniz?
Ben Aytaç Durak değilim.
Hadi Özışık- Genç Parti'den teklif aldınız?
Tüm partilerden teklif aldık ta ciddiye almadım.
İrfan Sapmaz- İstanbul Belediye Başkanlığı Genel
Sekreterliği'ne Ömer Dinçer'in ismi de geçiyor? Bu isim Ankara dan
gelirse CHP'li belediyelere nasıl bir yaklaşım içinde olacak?
Kadir Bey'i tanıyorum kimliğine güveniyorum. Ayrım yapmayacağını
diğer AKP'li belediyeler gibi eşit davranacağını biliyorum. Yani
ufak tefek kayırmalar olacaktır. gayet doğal. Şu an hiç bir şey yok
ortada. Daha Kadir Bey'le görüşmemiz olmadı. Ben randevu bekliyorum
mesela. Kaç gündür randevu talebimi yeniliyorum. Biz iş görüşeceğiz
açıkça. Eğer Kadıköy'de iş yaparlarsa bize yapacakları fazla bir
şey yok. Ama iş yapmazlarsa kötü. Mesela bugün üzüldüm ama daha
sonra düzelttiler. Büyükşehir Belediyesinin bir çalışması var,
bizim de var. Valilik onlara 100 kişilik çevik kuvvet vermiş
Eminönü'nü temizlemişler, Üsküdar'ı da temizlemişler, Pazartesi
bize yapacaklardı gelmediler, bugün de gelmediler. Baktık Kartal'a
gitmişler. Kadıköy'e gelmeyeceklerse bu hata. Niye tamamını
yapacaksınız. Eşit olarak davranacaksınız.
Süleyman Özışık- Ömer Dinçer'in gelişini
konuştuk Genel Sekreterlik makamına. Ömer Dinçer gelirse ne
olur?
Ömer Bey'in davranışına bağlı. Önemli olan Ömer Bey'in ne yapacağı.
Eğer bizi ayırırsa biz de ona açıkçası ayrı davranırız. Ömer Bey
hakkında yargılar var ve bir nedene dayanıyor. Ömer Bey buraya
genel sekreter olarak gelecek. Ayrımcılık yapmayacaklarsa bizim bir
problemimiz olmaz. Büyükşehir Belediyesi olarak bir spor tesisi yok
bir kültür merkezi yok, ana cadde düzenlemesi yok. Kadıköy'de çok
önemli yerler var. Örneğin Tarım İl Müdürlüğü, örneğim
Meteoroloji'nin yeri. Bunlar Toplu Konut İdaresi ve ya Özelleştirme
İdaresi tarafından plan yapılarak kat karşılığı yapılacağı
söyleniyor. Biz bunlara karşı duruyoruz. Bunlar Kadıköy'ün ortak
malları. Bu binada kat verilirken yeşile göre verilir. Bunu ihale
ederseniz hakkınız yok. Burdaki yeşil alan düzenlemesini ben
yaparım. Kadıköy'de İstanbul içerisinde Bayındırlık Bakanlığı'nın
plan yapmasına gerek yok. Ben Kadir Bey'den bunu bekliyorum. Ona
gel diyeceğim. Yeşil alanlarda Bayındırlık ve Özelleştirme İdaresi
plan yapacak. Siz yapın diyeceğim. Kadir Bey mimar yeşil katliamı
yapamaz. Ankara'da olan birisi iki kalemde bunu katletecek. Siyasi
olarak rantı gözönüne aldığınızda oy gelsin diye yaklaşabilir
olaya.
Hadi Özışık- Tramvay ne olacak başkanım?
Tramvayla ilgili iyileştirme taleplerimiz var. Güzergay
değişebilir. Ona masraf yapıldı çöpe atmak yazıktır.
Süleyman Özışık- İGDAŞ'ın Genel Müdürü'nün Ümit
Bey olacağı söyleniyor?
İyi olur. Onu ben de duydum. Sevindim ama olmamış galiba..
Süleyman ÖzışıkKadıköy'de bırakacağım ama
gerçekleştiriyim dediğiniz hangi proje var?
Benim farklı bir anlayışım var. Anılmak için bir şey yapmaktansa
insanlar rahat yaşasın rahat nefes alsın, rahat spor yapsın, rahat
kültürel faaliyetlerde bulunsun...
Süleyman Özışık- Marmaray projesinin katkısı
size ne olur?
Ciddi bir projedir. İstanbul'da toplu taşıma adına hiç bir şey yok.
Aynı anda en az 250 insanı bir yerden bir yere alacaksınız. Kadıköy
ayağı Harem'den geliyor. İbrahimağa'dan giriyor. Natilyus üzerinden
açığa çıkıyor. Yolu karşıya geçiyor. Fenerbahçe Stadı'nın ordan
geçiyor. DDY ile birleşiyor oradan demiryolu ile Kartal Maltepe
istikametine gidiyor. Kadıköy'e banliyo hattı üzerindeki insanlar
bindiklerinde karşıya geçebilecekler. Bu da Kadıköy'ün
sürkilasyonunu azaltır. Direk olara karşıya gidecekler. Yapılacak
olan bizim minibüs yolundaki raylı sistem Söğütlüçeşme'ye
geldiğinde inip bir üst kata çıkıp marmaray'a binecek. Kadıköy'e
inmeye gerek kalmayacak.
Hadi Özışık- Altıyol tamamen yayaya mı
açılacak?
Şu an net bir proje yok. Raylı sistem açıklanmadan orayı
elleyemiyoruz. Salı pazarı projesi ortasından bir yol geçer sol
bölümü 3 kat yeraltına inip 980 araçlık bir otopark oluyor. Sağ
taraf komple yeşil alan olacak. 6 yol projesi eğer tramvaya uyarsa,
altıyoldaki trafiği tamemen yer altına indirip üstü ise yaya alanı
haline getirmeyi düşünüyoruz.
Baki Karakol- 5 yıl sonra CHP'nin İstanbul Anakent
Belediye Başkanı olacak mısınız?
Her şeyin hayırlısı
Baki Karakol- Tayyip Erdoğan'ın Belediyecilik
anlayışını öğrenmek istiyorum ve sosyal demokrat belediyecilik
anlayışını öğrenmek istiyorum?
Tayyip Bey'in belediyecilik anlayışı Sayın Sözen ile
karşılaştığımızda Tayyip Bey gerilerde. Fakat imaja baktığınızda
Tayyip Bey çok önlerde. Önemli olan bir şeyi değerlendirmektir aynı
zamanda. Sözen çok proje yapmasına rağmen... mesela metronun kökü
Sözen zamanında oldu. Doğalgaz'ın kökü Sözen zamanında atıldı. Bu
kenti ayakta tutan projelerin hepsinin kökünde başka bir belediye
var. Daha sonra gelenler bu projelere çok daha fazla sahip çıkmış
ve devam ettirmişler. Tayyip Bey'in kendine özgü İstanbul'da
uygulattığı projesi yok ama devam ettirmiş. Bir de Tayyip Bey'in
huyu çok iyi söz geçiren belediye başkanıdır. Ali Müfit Bey
sözgeçiremediği için gitti zaten.
HADİ ÖZIŞIK'TAN ANKET SORULARI
Hangi takımı tutuyorsunuz
Fenerbahçe, Şampiyonu tutarım
Kaç yıllık evlisiniz?
25, 26'ya girdik
Evlilik tarihi?
Gülüşmeler... 28 haziran 1978 18 Şubat nişan
Eşinizin doğum tarihi?
3 tani doğum tarihi var. 30 haziran 1954,30 Kasım 1954 bir de 28
Ekim 1954. Asıl doğum tarihi Haziran, okula yazılsın diye Kasım'a
almışlar daha sonra bizim evlendirme memurları kayıt yaparken Ekim
yazmışlar. Hepsini kutlamak zorundayım
Dogum günlerini unutuyormusunu.?
İşin doğrusu unutuyorum son zamanlarda hassas davranıyorum.
En son okuduğunuz kitap?
Paşanın kitabı, yeni bir şey yok.
Sinemaya ne zaman gittiniz
2 ay önce
Hangi film
Aşk her yerde
Anneler günü eşinize ve annenize aldığınız hediye
Eşime kumaş kaplı cep telefonu. Anneme de hamın şal aldı. Hediye
almayı pek beceremem.