Selahattinin kemikleri kırılmış
Abone olKızıltepe'de Selahattin Aksu ve kızının öldürülmesi olayında imam tüyler ürperten iddiada bulundu.
Selahattin Aksu ve 7 yaşındaki kızı Rozerin'i yıkayan imam,
uyuşturucu hesaplaşması izleri bulunan cinayette babanın işkence
gördüğünü iddia etti.
Yakın zamanda bir jandarma baskınında o tarlada 4 çuval
hintkeneviri bulunmuş. Cinayeti soruşturan ve "neredeyse sonuna
geldik" diyen yetkililer de komşu tarlada yeni bulunan
hintkenevirlerini işaret etti. Gerçekten de Selahattin'in çalıştığı
tarlada olaydan bir hafta önce 4 çuval içinde hintkeneviri
bulunmuş. İddiaya göre, birileri Selahattin'den bu keneviri ya
kendisinin koyduğunu da patronu Davut Bozan Öğretmen'in koyduğunu
söylemesini istemiş. Ama Selahattin, ikisini de yapmadığı için
öldürülmüş.
KOMŞU GÖZALTINDA
Biz "yetkililerle" bunları konuşurken, Abdülbaki Akikol'un oğlu
Yaşar Akikol'un gözaltına alındığı bilgisi geldi. Akikol,
Selahattin'in öldüğü tarlanın yanındaki arazinin sahibiydi. Oğlu
Yaşar da tarlada 2 300 kök Hint keneviri ekili olduğu için
gözaltına alınmıştı. "Selahattin'in çalıştığı tarlada bulunan
kenevirler, yan tarladakileri gözden kaçırmak için yem miydi?" diye
sorduk, yetkili, "sus" işareti yapıp güldü ve konuşmadı. İnsanı
rahatsız eden soru: "Kim bu Akikollar?" Köylülere göre, bazı
güvenlik görevlilerine yakınlar. O kadar ki Rozerin'in öldüğü
tarlaya 7 km uzaklıktaki Şenyurt Karakol Komutanı Astsubay
Ramazan'ın, Peugeot marka haki renk pikap arabasını Abdülbaki
Akikol kullanıyor.
KORKUNÇ İDDİALAR
Bu bilgilerden sonra Aksu ailesinin yaşadığı Harmanlı Mezrası'na
gidiyoruz. İmam ve cenazeyi yıkayan köylü, ürperten bir iddiada
bulunuyor: "Boynu ve bacakları kırıktı." İnanmaz gözlerle
bakıyoruz. Köylü ısrar ediyor, elleriyle baldır ve uyluk kemiğini
gösteriyor: "Buraları, buraları kırıktı, boynu kırıktı." Tekrar
soruyoruz: "Mermi mi kırmış?" Köylü kafasını iki yana sallıyor:
"I-ıh kırıkların olduğu yerde mermi giriş çıkışı yok."
Bu, "Selahattin öldürülmeden önce, tarladaki Hint kenevirini
kendisinin veya patronunun koyduğunu söylemesi için zorlandığı"
iddiasını getiriyor aklımıza ve şu sorunun yanıtını olayı
soruşturan yetkililere bırakıyoruz: Selahattin'e ölümünden önce
işkence mi yapıldı? Taziye çadırına "Allah'a ısmarladık" için
dönüyoruz. Bir köylü kenara çekiyor. Alçak sesle: "Ben Yaşar
Köyü'ndenim. 92 kurşun deniyor ya. Biz o gün o saatlerde, önce aynı
yerden gelen iki el kurşun sesi duyduk. Seri tarama daha sonra
oldu. Tam bilemiyorum ama 3-5 dakika önce." Ciddi bir iddia, "Yani
Rozerin ve babası önce iki kurşunla öldürüldü de sonra mı tarandı?
Adın ne?" Köylü korkulu: "Abi ne olur adımı söylemeyeyim." Biz de
sormuyoruz. Yetkililerin "neredeyse sonuna geldik" sözlerinin
verdiği umutla ayrılıyoruz.
Haber: Ersan Atar
Kaynak: