Selahattin Demirtaş'tan yeni açıklama! Baskı başladı
Abone olSelahattin Demirtaş AİHM kararı sonrası avukatı aracılığıyla yeni bir açıklama yaparak hükümeti karalamaya çalıştı. Demirtaş "Hükümetin 'hamle' ve 'işi bitirme' operasyonunun ne olduğu artık anlaşılıyor, İstinaf Mahkemesine siyasi baskılar yapılmaya başlandı bile" dedi.
AİHM’in iki yıldır cezaevinde bulunan Demirtaş’ın tutukluluğuna
son verilmesi gerektiğine dair kararını açıklamasının ardından,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Karar bizi bağlamaz, karşı hamlemizi
yapar işi bitiririz” demişti.
AK Parti’nin AİHM kararına karşı ‘işi bitirme’ arayışlarını hızlandırdığını söyleyen Demirtaş, karara karşı geçen ay kendisi hakkında verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezasının onanması için ‘siyasi baskılar yapılmaya başlandığını’ belirtti.
2013 Nevruz’undaki konuşmaları nedeniyle Demirtaş’a ‘terör örgütü propagandası’ndan 4 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti.
AÇIK BİR SİYASİ MÜDAHALE SÖZ KONUSU: Demirtaş böyle bir ‘siyasi operasyon’un ‘insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında’ olacağını ve bunda da zaman aşımı olmayacağını savundu.
Demirtaş şunları kaydetti: “Normalde, ilgili İstinaf
Mahkemesindeki 1700 esas numaralı benzer dosyalar bile aylardır
incelenmeyi beklerken, bizim 2362 esas numaralı dosyamız incelenmek
üzere raportör hakime gönderilmiş durumda. Bu olağanüstü
hızlanmanın, AİHM kararından hemen bir gün önce başlaması asla
tesadüf değildir. Açık bir siyasi müdahale söz konusudur. Amaç,
AİHM kararını uygulamadan önce, uyduruk bir başka siyasi kararla
beni hükümlü duruma düşürüp içeride tutmaya devam etmektir.“
İŞİ BİTİRME OPERASYONUNUN NE OLDUĞU ANLAŞILIYOR": Demirtaş’ın açıklamasının tam metni şöyle:“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) dava dosyama dair verdiği, ciddi ihlal ve serbest bırakılma kararına karşı Hükümet cephesinin yapmayı planladığı ‘hamle‘ ve ‘işi bitirme‘ operasyonunun ne olduğu artık anlaşılıyor. Geçen ay İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince ben ve Sayın Sırrı Süreyya Önder hakkında verilen, hukukla alakası olmayan 4 yıl 8 aylık hapis cezasının İstinaf Mahkemesince bir an önce ele alınıp onanması için siyasi baskılar yapılmaya başlandı bile.
BU TESADÜF DEĞİL: Normalde, ilgili İstinaf Mahkemesindeki 1700 esas numaralı benzer dosyalar bile aylardır incelenmeyi beklerken, bizim 2362 esas numaralı dosyamız incelenmek üzere raportör hakime gönderilmiş durumda. Bu olağanüstü hızlanmanın, AİHM kararından hemen bir gün önce başlaması asla tesadüf değildir. Açık bir siyasi müdahale söz konusudur. Amaç, AİHM kararını uygulamadan önce, uyduruk bir başka siyasi kararla beni hükümlü duruma düşürüp içeride tutmaya devam etmektir.
CİDDİ BİR SUÇUN PARÇASI OLURLAR: Bunu yapamazlar mı? Yaparlar elbette. Ama ne bizim irademizi kırabilirler ne de bizi mücadelemizden alıkoyabilirler. Bu ve benzeri siyasi operasyonun parçası haline gelen ve gelecek olan bütün yargı mensupları, açık ve ciddi bir suçun parçası olurlar. Bir gün mutlaka da, adil bir yargı karşısında hesap verirler. Bu suç, TCK 77/d kapsamında insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında olacağından, zaman aşımı olmadığını da hatırlatmak isterim. Hiç kimse, siyasilere güvenerek bu tür bir suçun parçası olmamalıdır.
ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ: Belirttiğim dosyada verilecek herhangi bir onama hükmü karşısında hukuken çaresiz olmadığımız da bilinmelidir. Ama bizim her halükarda en anlamlı ve değerli ‘hamle’miz halkın iradesinin yapacaklarıdır. Sandıkta ve her türlü demokratik imkanla halkımız bunun hesabını soracaktır. Ayrıca herkes emin olsun ki, bize bu yapılanlar ve yapılacak olanlar hakkında çok daha ağır ihlal kararları çıkacak. Biz asla boyun eğmeyecek ve moralle, coşkuyla dik durmaya devam edeceğiz. Hukuk, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesini er geç, mutlaka kazanacağız.”