Selahattin Demirtaş'tan özerklik itirafı
Abone olBDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin bölünmesini önlemenin yolunun özerklikten geçtiğini savundu..
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP’ye göre
Türkiye’nin bölünmesini önleyecek formülün özerklik olduğunu ve bu
konuda mücadele edeceklerini açıkladı.
Selahattin Demirtaş, partisinin önceki günkü grup toplantısının
ardından bir grup gazeteciye değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş,
şunları söyledi:
KÜRTLERİN STATÜSÜ KABUL EDİLSİN
"Özerklik çekilmenin koşulu değil, bizim mücadelemizin
gerekçesidir. On yılda mı olur, 5 yılda mı olur bilemeyiz ama bunun
için mücadele edeceğiz. Bu bölünmenin önlenmesidir. Bölünmeyi
önleyecek formül budur. Bizim önerimiz BDP olarak özerkliktir.
Resmi çözüm önerimizdir. Sadece Kürtler için değil, bütün Türkiye
için öneriyoruz. Onun kabulü demek aslında Kürtlerin statüsünün
kabulü demektir. Yönetimde söz sahibi olmaktır statü. Şu anda
Kürtler kendi kimliği ile söz sahibi değiller. Kürt halkı dediğimiz
Suriye’deki gibi, Irak’taki gibi halk olarak kendi yönetimlerini
oluşturma hakları yoktur. O statünün sağlanması lazım. O nasıl
olur, önümüzdeki dönem göreceğiz. Bu çekilmenin koşulu değil, bizim
mücadelemizin gerekçesidir. On yılda mı olur, beş yılda mı olur
bilemeyiz ama bunun için mücadele edeceğiz. AKP bunu kabul etmiş,
özerkliği tanıyorum gibi bir vaatte bulunmuş değil. Ama bu
bölünmenin önlenmesidir. Bölünmeyi önleyecek formül budur.
AKİLLER İMRALI'YA GİTSİN
Netleşmiş bir şey yok ama çekilme başladıktan bir müddet sonra
işlerin nasıl gittiğine dair belki İmralı’da Kandil’de bir görüşme
yapabiliriz. Sürecin nasıl ilerlediğine dair, somut gözlemlerimizin
aktarılması ve tartışma yürütmek üzere. Ama tarihi belli değil. Bu
bizim düşüncemiz.
Akil İnsanlar’dan bir grup oluşabilir, İmralı’ya gidebilir. Bunun
nesi ters, yanlış olabilir ki? Çağrıyı yapan Öcalan’ın kendisi.
Süreci başlatan o. Dolayısıyla ‘Akil İnsanlar’ gidip onu da
dinledikten sonra kamuoyuna, halka çok daha rahat bir şekilde
anlatabilirler ne olup bittiğini. Akil insan seçilmeden önce
içlerinden kimilerinin öyle istekleri girişimleri vardı. Başbakan
bunu daha başından reddetmiş olabilir ama önümüzdeki aşamalarda
niye olmasın.
En azından geri çekilme ile ilgili mektup faslı bitti. Bundan sonra
mektuba ihtiyaç da olabilir başka aşamalar için. Biz değil de,
kendileri ihtiyaç duyabilir. Ama Kandil’in İmralı ile doğrudan
görüşme talebi var. Açık veya gizli İmralı’ya gelmek istiyorlar.
Koşullar normalleşirse olabilir.
Herkesin bir gözü İran’da, bir gözü Suriye’de olacak. Oralarda
sular durulmadan burada kalıcı, nihai 3. aşama dediğimiz şey çok
zor gibi gözüküyor. Ne kadar süreceğini hiç kimse bilmiyor. Ama
Türkiye’de savaş olmayacaktır buna inanıyorum. Türkiye’de bir daha
o günlere geri dönülmeyecektir. Ama tümüyle silahın bırakıldığı
aşama ne zaman gelir takvim vermek çok zordur.
CHP STATÜKOYU BIRAKSIN
İkinci aşama dediğimiz demokratikleşme aşamasında CHP kendi klasik
statükocu kimliğinden sıyrılıp, ulusalcı hassasiyetleri bir kenara
bırakıp, sosyal demokrat hassasiyetleri öne çıkarırsa birlikte
AKP’ye karşı demokrasi mücadelesi yürütebiliriz. Doğru olan
budur.
Birlikte muhalefet yapabiliriz. Kalıcı barış da o zaman olur. CHP
burayı ıskalarsa hem sürecin dışında kalmış olur hem de demokrasi
mücadelesinde gerçekten oynaması gereken tarihi rolünü ana
muhalefet olarak oynamamış olur. 80 yıllık geçmişi neyse 90 yılda
tekrar etmiş olur.
ÖCALAN DAHA DOĞMAMIŞTI
Kürt sorunun çözümü demek, eğer arzu ettiğimiz, istediğimiz
çerçevede çözülürse, tam demokratik çerçevede çözülürse bu hem AKP
hem CHP statükosunun tuzla buz olması demektir. CHP, MHP bundan
rahatsızlık duyabilir tabii ki, Çünkü Türkiye’de ‘Kürt halkı
vardır’ demek ulus devletin olmadığı anlamına gelir. Bunu söylemiş
olmak, Anayasada, yasada, hukukta resmiyete kavuşturmak ulus
devletin artık bittiği anlamına gelir.
Ulus devlet CHP’nin kuruluş gerekçesidir. Üstüne bina ettiği
politika odur. Dolayısıyla bu çerçevede çözülmesini kabul etmiyor
CHP: Biraz da PKK Öcalan ile bu işin yürütülüyor olmasından
rahatsız ama o da bir gerçek. CHP, 1950’de bu işi çözse idi Öcalan
daha doğmamıştı muhatap almaya gerek yoktu. Ama çözmediler işler bu
noktaya geldi. Mecburen görüşecekler. CHP’nin bunu görmesi
lazım.
10 KİŞİLİK KOMİSYON
İstihbaratı veren ABD’dir. Birlikte çalışıyorlar masada hatta.
Heron onun kontrolünde, sıcak istihbaratı veren onlardır. Türk ve
Amerikan subayları beraber çalışıyor. Uludere’de kaza olmadığını,
yanlış olmadığını ABD’liler biliyordu. Bu hükümete yapılmış bir
komplo falan değil ki, hükümetin de onayıyla, bilgisiyle olmuş bir
şeydir.
10 kişilik komisyon kuruyoruz, bir arkadaşımız buradan Çözüm
Komisyonu’na girecek. Kendi cephemizden bilgilendirme yapmak
istiyoruz. Gizli kapaklı değil. Herkesin bir anlaması için bir
çalışma yürüteceğiz."