Selahattin Demirtaş oturma eylemi yapan annelerle ilgili ilk kez konuştu! 'Haklı ve meşrudur'
Abone olHakkındaki terör suçlaması nedeniyle Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'daki HDP binası önünde eylem yapan aileler hakkında ilk kez konuştu.
Halkların Demokratik Partisi eski Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, Edirne F Tipi Cezaevi'nden Diyarbakır'daki HDP
binası önünde, 10. gününe giren oturma eylemi için "Annelere
borcumuz barışı sağlamak" başlıklı bir mesaj gönderdi.
Mesajda, "Geçmiş deneyimlerden de yola çıkarak, Öcalan'ın bu konulardaki etkisini ve samimiyetini değerlendirip devreye girmesini sağlayalım. Daha yakın zamanda, avukatları aracılığıyla 'Ben bu sorunları bir haftada çözmeye hazırım. Kendime güveniyorum' diyen bir şahsiyeti görmezden, duymazdan gelmeyelim. Sadece HDP önündeki anneleri değil, eli yüreğinde bekleyen tüm anneleri sevindirecek, ülkeye demokrasiyi ve barışı getirecek girişimlerin önünü açalım" diye yazdı.
Demirtaş'ın HDP binası önünde eylem yapan ailelere ilişkin gönderdiği mesaj şöyle:
"Süreci takip ediyoruz"
"Çocuklarının dağa gittiğini veya PKK tarafından kaçırıldığını
belirten aileler, bir süredir HDP Diyarbakır il binası önünde
oturma eylemi yapıyorlar. Kısıtlı medya imkânlarına rağmen biz de
cezaevinden süreci takip etmeye çalışıyoruz. Bu konudaki kendi
düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşma sorumluluğu duyarak, bir kaç
noktaya değinmek istiyorum.
"Annelerin evlatlarına kavuşma isteği haklı ve meşrudur"
Her şeyden önce, bir annenin ve babanın kendi evladına kavuşma isteği ön koşulsuz, amasız ve ancaksız olarak haklı ve meşrudur. Her türlü niyet sorgulamasından azade bir şekilde saygıyla karşılanacak, son derece doğal bir istektir. Bir annenin yavrusuna kavuşmayı istememesi anormal, sıra dışı ve doğaya aykırı olurdu. Dolayısıyla annelerin bu beklentisinin, her türlü siyasi çıkar tartışmasının üstünde ayrı ve özel bir yerde tutulmasına özen gösterilmelidir.
'Geri kalan bütün tartışmalar meselenin siyasi yönüdür'
Kanımca meselenin bu yönünün tartışılacak bir tarafı yoktur. İşin özü ve esası da budur. Geri kalan bütün tartışmalar meselenin siyasi yönüdür. Ve tamamı da işin özünü ıskalar niteliktedir. Oysa siyaset halkın sorunlarını çözebiliyorsa insanların günlük, sıradan yaşamlarına dokunabiliyor ve iyileştirebiliyorsa siyasettir. Bunu yapamıyorsa ayak oyunu ve cambazlıktan başka bir şey değildir.