Selahattin Demirtaş Cemaat'in eş başkanı oldu!
Abone olAkşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Cemaat'in gazetesine manşet olan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Cemaat'in eş başkanına dönüştüğünü öne sürdü.
İNTERNETHABER.COM - Akşam
gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, HDP Eş Başkanı Selahattin
Demirtaş'ın Bugün gazetesine mülakat vermesini çok ağır sözlerle
eleştirdi.
"HDP Eşbaşkanı Demirtaş, KCK kumpasını İstanbul Emniyeti'nde planladıklarını açıkça itiraf eden, polis şeflerinin sözcüsü Bugün gazetesi üzerinden hükümeti tehdit etmesini nasıl açıklıyor? Bunun adı 'akıllı' siyaset mi? 'Taktik' bir hamle mi? Hükümeti köşeye sıkıştırmak mı?" diye soran Kurtuluş Tayiz, şyöle devam etti:
Sahi Kürt siyaseti nasıl bu kadar hızlı değişti? Yıllardır geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olduğu ve bir türlü değişemediği için eleştirilen Kürt hareketi, hangi ara Cemaat'i dost bilecek kadar değişti?
Kurtuluş Tayiz'in 'Cemaat'in eşbaşkanı' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
CEMAAT ÖCALAN'A
DÜŞMAN
Merak ediyorum; Kürt hareketinin siyasi geleneği nasıl bu kadar
hızlı değişti? HDP'nin devraldığı gelenek bugüne kadar Cemaat'e
mesafeliydi; bunun başlıca nedeni bu yapının çözüm karşıtı oluşu ve
PKK lideri Abdullah Öcalan'a karşı aldığı düşmanca tutumdu. Kandil
ve HDP, AK Parti iktidarını sırf Cemaat’e yakın durduğu için
şiddetle eleştirdiler. Kürt siyasetçiler, Cemaat'in devlet içindeki
ağırlığının demokrasiye, Kürt meselesinin çözümüne ve PKK'nın
Türkiye ile barışmasına engel olduğunu savunuyorlardı; bu yapıyla
mücadele etmediği için de hükümeti şiddetli eleştiriyor,
suçluyorlardı.
KARAYILAN'DA CEMAATLE İLGİLİ DOSYA VAR
İDDİASI
KCK'nın eski başkanı Murat Karayılan'ın elinde hâlâ Cemaat'in o
dosyası duruyor mu bilmem; ama Karayılan'ın, Ahmet Altan'a
gönderdiği mesajı çok iyi hatırlıyorum; Karayılan, "Yüreğiniz
varsa, gazeteciyseniz elimizdeki Cemaat ile ilgili dosyayı
gönderelim, yayınlayın" diyordu.
Kandil, Cemaat aleyhindeki o dosyayı yayınlatacak bir gazete
bulamadı; ama ne tuhaftır ki bugün HDP'li Demirtaş, Cemaat'in en
militan gazetesinde, manşette yer bulabiliyor ve bu gazete
üzerinden 'Sokağa ineriz diyerek' hükümeti tehdit edebiliyor. Ki bu
gazete Cemaat'in istihbaratçı polislerinin sözcüsü olarak
biliniyor; Zaman bile, bu gazetenin yanında bir "gazete" gibi
kalıyor.
BUNUN ADI NE?
HDP Eşbaşkanı Demirtaş, KCK kumpasını İstanbul Emniyeti'nde
planladıklarını açıkça itiraf eden, polis şeflerinin sözcüsü Bugün
gazetesi üzerinden hükümeti tehdit etmesini nasıl açıklıyor? Bunun
adı "akıllı" siyaset mi? "Taktik" bir hamle mi? Hükümeti köşeye
sıkıştırmak mı?
KÜRT HAREKETİ NE ARA CEMAAT'LE DOST
OLDU?
Sahi Kürt siyaseti nasıl bu kadar hızlı değişti? Yıllardır
geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olduğu ve bir türlü değişemediği
için eleştirilen Kürt hareketi, hangi ara Cemaat'i dost bilecek
kadar değişti? Çözüm sürecini başlatan, örgütün lideriyle müzakere
yürüten ve bunu hükümet programına alarak meşrulaştıran bir
iktidarı bile dost belleyemeyecek kadar katı olan Kürt hareketi,
çözüme düşman olan bir yapıyı nasıl oldu da bu kadar çabuk
benimsedi, "dost" oldu?
Merakımı mazur görün lüften; Demirtaş'a soruyorum: Paris
suikastının arkasında olduğu ortaya çıkan bu derin yapıyla
yakınlaşmanın sırrı nedir? Öcalan'ın sorgu kasetlerini piyasaya
süren, ona imaj suikastı yapan bu derin çeteyle bu kadar rahat
nasıl dostluk kurabiliyorsunuz? Öcalan ile görüştüğü için Hakan
Fidan'ı, Başbakan'ı ve bu süreçte yer alan bürokratları içeri
atmakla tehdit eden -Fethullah Gülen, BBC'ye verdiği demeçte açıkça
bunu söylemişti- bir yapıyla nasıl bu kadar kolay ahbap
olabildiniz? Geri çekilme sürecinde PKK'lılara operasyon yapmadığı
ve onları öldürmedikleri gerekçesiyle valileri, askeri yetkilileri
tehdit eden Cemaat'le kaynaşmanızın sebebi nedir? Ben bu soruların
yanıtlarını gerçekten merak ediyorum; "reel politik" adına mı,
siyasetin bilmediğimiz dengeleri için mi?
HDP TABANININ GÖZÜ NEFRETTEN BAŞKA BİR
ŞEY GÖRMÜYOR
Ne Kandil'in, ne Kürt siyasetinin böyle bir yakınlaşmaya sıcak
baktığını düşünüyorum; Kürt hareketinin geleneğinde var olan o
mesafe aslında hâlâ var; fakat Demirtaş'ın başını çektiği bir klik,
bu mesafeyi Kobani geriliminden faydalanarak kapatmaya çalışıyor.
Derin devlet, Gezi ve 17 Aralık'ta Erdoğan karşıtı keskin bir blok
oluşturabildi; bu karşıt bloku hâlâ değişik algı operasyonlarıyla
konsolide edebiliyor; fakat bu karşıt blokun en zayıf yanı, Kürt
ayağının eksik olması. Onu da Kobani gerilimiyle çözmeye
çalıştılar. Demirtaş'ın buradaki misyonu hem gerilimin üretilmesine
katkı sunmak ve hem de bu gerilim sayesinde Kürt mahallesini
iktidar karşıtı bloka yaklaştırmak. Demirtaş önden gidiyor; derin
devletin en militan gazetesine hükümeti şikâyet ederek sokakları
nasıl harekete geçireceklerini anlatıyor. Kürt mahallesi, Kobani ve
IŞİD üzerinden nasıl olsa "pişti"; AK Parti nefreti o kadar
körüklendi ki, HDP tabanının gözü artık nasıl olsa bu nefretten
başka bir şeyi görmüyor; fakat maalesef... En çok da HDP'nin
başındaki ismin Cemaat'in eşbaşkanına dönüşümünü göremiyor.
Ancak hiç umutsuz değilim; Kürt sosyolojisinde karşılığı olmayan bu
siyasi eğilimin -daha doğrusu siyasi mühendislik projesininçok
geçmeden eriyeceğini düşünüyorum.