Seksenler yeni bölüm Ahmet'in şansı dönüyor
Abone olTRT 1 ekranlarının sevilen dizisi Seksenler yeni bölümde işler karışıyor. Nazlı'nın kendisinden kaçtığını hisseden Ergun öyle bir şey yapacak ki...
TRT 1'in sevilen sıcak, samimi dizisi Seksenler ' de bu akşamki
yeni bölümde heyecan dorukta. Yeni bölümde Nazlı ile Ergun'un arası
açılıyor. Ergun'a 'abi' diyerek seslenen Nazlı şimdi ne yapacak?
Seksenler 153. yeni bölümü ile bu akşam TRT 1'de...
Nazlı bir kelime bir işlem yarışmasına katılacaktır. Başta Fehmi olmak üzere herkes, Nazlı'yı yarışmaya hazırlamaya başlar.
Ergun ise, yarışmaya çalıştırma bahanesiyle, Nazlı'ya yaklaşmaya çalışır.Ahmet ve Gülden'in başı ev sahibiyle beladadır. Öte yandan Ahmet'in başına konan talih kuşu herkesi sevindirir.
İstanbul'a neden geldiği merak konusu olan Fehmi'nin yeğeni Şenol, öyle bir şey yapar ki başta Fehmi olmak üzere tüm ailenin başı belaya girer.Mahallenin topçu çocuğu Sergen ise Butik Ali ve Dilek aşkı için öyle güzel bir yardımda bulunur ki, yaşanan romantik olaylar yerini eğlenceli anlara bırakır.
Gazozuna maçlar yapıp, bakkal amcanın önünde maç sonucunu
kutladığımız yıllardı,- Karpuz kapuğu
düşmeden denize girmez,
- Eti kasaptan, peyniri bakkaldan
alıp, sebze için pazarın kurulduğu günü beklerdik. Bakkalı kasabı
daha henüz süpermarketler yutmamıştı.
- Cafeler açılmamıştı,
- Pizzacılar yoktu.
- Hamburgerle henüz
tanışmamıştık…
- O yıllar şimdi çok gerilerde
kaldı,
- Çınar ağacı bile eskidi, tıpkı
bizim gibi...
Seksenler dizisinin amacı Türkiye’nin 1980’lerin başından
günümüze değin geçen otuz iki yıllık geçmişini ve değişimini klasik
bir Türk ailesi üzerinden anlatmaktır. Seksenler dizisinde sosyal
hayattaki değişim, hayatımıza giren yeniliklerin bizleri nasıl
etkilediği gözler önüne serilir. Seksenler dizisi
kaybettiğimiz insani değerleri yeni nesillere tekrar kazandırmak
amacıyla geçmişe yapılmış eğlenceli bir yolculuktur.
Seksenlere Özlem
Seksenlerde çocuk ve genç olanlar konu o yıllardan
açıldığında yaşadıklarını müthiş bir özlemle hatırlıyor ve iştahla
anlatmaya başlıyorlar çünkü Seksenler tam olarak içinden
geçtikleri, iyi bildikleri ve hayatlarına damgasını vurmuş olan
yıllar. O yılları yaşayanlar Seksenler dizisini izlerken tıpkı
kendi eski fotoğraflarına bakarken yaşadığı gibi “vay be eskiden bu
saçlarla mı dolaşıyor muşuz, bu vatkaları mı takıyormuşuz” türü bir
nostalji yaşıyor ve eğleniyorlar. O yıllarda dinledikleri şarkıları
duyuyor ve o şarkıları özlemle mırıldanıyorlar. Bazen de dönemin
siyasi ve sosyal karışıklıklarını hatırlıyor, sokağa çıkmaya
korktuğumuz, herkesin birbirine şüpheyle baktığı günlere dönerek
hüzünleniyorlar.
Seksenler dizisi o yılları yaşamış olanlar kadar yaşamamış
olan gençlerin ve çocukların da ilgisini çekiyor. Gençler hem anne
babalarının yaşadıkları döneme hem de o yıllardan bu yıllara
yaşanan büyük değişime şahit oluyor ve çok şaşırıyorlar. Belki de
bir çok çocuk sobayı, merdaneli makineyi, pul yapıştırıp
yolladığımız mektupları, anket defterlerini, siyah önlükleri,
kolalı yakaları, sokaklarda koşturarak sürdüğümüz telli arabaları,
misket dolu torbaları ilk defa Seksenler dizisinde gördü...
Unutulan Değerleri Hatırlatan Dizi: Seksenler
Hayatımıza giren pek çok yeniliğin bize getirdiği konfor
kadar bizim değerlerimizden bir şeyler götürdüğü aşikar. Seksenler
aile birliği, arkadaşlık, komşuluk, yardımlaşma gibi insan olmanın
temel duygularının daha güçlü olduğu yıllardı. Cep telefonumuz
yoktu ama her nasılsa birbirimizi daha çok görüşüyorduk,
kaloriferimiz olmadığı için akşamları bir sobanın etrafında oturup
sohbet ediyorduk. Artık evlerimiz kaloriferli ama biz ayrı ayrı
odalarda yaşıyoruz. Ayrı odalarda yaşadığımız için birbirimizle
daha az iletişim kuruyoruz. O yıllarda televizyonumuz tek
kanallıydı, evlerimizde tek bir televizyon vardı ama
seyrettiklerimizden daha çok zevk alıyorduk. Bilgisayarlarımız
yoktu, sokaklarda ve boş arsalarda top oynuyorduk. Oyuncaklarımız
yoktu ama kendi oyuncaklarımızı yapacak yaratıcılığımız vardı.
Seksenler dizisi sayesinde aileler bu tip duyguları hatırlıyor ve
çocuklarıyla paylaşacağı hikayeler anlatıyor. Özetle Seksenler
dizisine romantik bir dönem komedisi demek yanlış olmaz. Seksenler
dizisi aslında o yıllarda genç bir aile olan Özdemir ailesinin
hüzünlü ve eğlenceli hikayesidir.
Seksenler Dizisinin Hikayesi
Seksenler dizisi kırk yaşındaki ortanca kardeş Nazlı’nın
abisi Ahmet’e getirdiği bir teklifle başlar. Bu teklif yaşlı anne
babalarının yaşadığı ve kendi büyüdükleri evin satılması ile ilgili
babalarını ikna etmeleri üzerinedir. Hatıralarla dolu bu ev kat
karşılığı satılırsa hepsi maddi olarak rahatlayacaktır ama
önlerindeki en büyük sorun babanın buna nasıl ikna
edileceğidir.
Üç kardeş o gece ikna etmek amacıyla babalarının karşısına
çıkarlar. Bu evde hatıraları ile birlikte yaşayan babalarına evin
satılması konusunu açmak bile bir derttir. Birlikte yedikleri yemek
sırasında en büyük kardeş Ahmet yavaş yavaş geçmişteki günleri
hatırlamaya başlar ve hatırladıkça babalarına bu teklifi götürmenin
ne kadar zor olduğunu idrak eder. Çünkü babalarının bu evle kurduğu
duygusal bağ aslında geçmişe olan özlemidir. Ahmet de eski günleri
hatırladıkça bu duyguya kapılır.
Ahmet’in hatırladığı yıllar 1980’lerdir. Seksenler aslında
hepsinin hayata adım attığı yıllardır. Geçmişe döndüğümüzde bu
ailenin erken yıllarını, kavgalarını, sevgilerini, evliliğe ilk
adım atışlarını, ilişkilerinin yapılanmasını görmeye başlarız.
Örneğin günümüzde evli ve çocuklu olan Ahmet ile Gülden’in
geçmişine döndüğümüzde asla olamayacak imkansız bir aşk hikayesine
başlarız. Seyirci bu bölümler boyunca “Ahmet’in umutsuz aşkının
nasıl olup da evliliğe dönüştüğünü” merak etmeye başlar.
Nazlı o yıllarda kendisine aşık olan iki gençten birini nasıl
seçmiştir. Seçmediği adam yıllar sonra boşanmış olan Nazlı’nın
karşısına çıktığında neler yapacaktır.
Dizi ilk bölümde babanın evin satılması teklifini öğrenmesi
ile biter. Hayatını çocuklarına ve ailesine adamış olan Fehmi
çocuklarına şöyle bir teklif götürecektir; “Eğer evin satılmasını
istiyorsanız bir şartım var. Bir ay boyunca bu evde birlikte
yaşayacaksınız”. Fehmi’nin tüm beklentisi ise birbirinden tamamen
kopmuş çocuklarının bu bir ay boyunca tekrar birbirlerine
bağlanmasıdır. Seyirci ise hem bu ailenin geçmişini yavaş yavaş
öğrenecek hem de günümüzde hangi noktaya varacağını merak
edecektir.
Maddi sıkıntılar içinde olan aile fertleri babanın bu
teklifini mecburen kabul eder ve bu eski evde yaşamaya başlar.
Bu eski ev ve hatıralar Fehmi Bey’in çocukları ve torunları
üzerinde büyük bir değişime neden olur ve zaman ilerledikçe tüm
aile bireyleri evin satılması fikrinden vazgeçerler. Bu ev hepsini
iyileştirmiştir. Aile dayanışması, geçmişte yaşanan hatıralar, bu
Seksenler mahallesinde hepsinin kenetlenmesine neden olur.
Seksenler Dizisinin Karakterleri
Seksenler dizisinin başrollerinde Rasim Öztekin, Özlem
Türkad, Şoray Uzun, İlker Ayrık, Ayşe Tolga, Yasemin Çonka, Serhat
Kılıç, Ceyhun Fersoy, Begüm Öner, Berat Yenilmez, Hakan Bulut ve
Necmi Yapıcı gibi ünlü isimler vardır.
Fehmi karakterine can veren usta oyuncu Rasim Öztekin,
Seksenler dizisinde geleneksel-modern kıskacına takılıp kalmış bir
babayı oynamaktadır. Nazlı, Ahmet ve Çağatay’ın babası olan
Fehmi’nin en ünlü lafı “İcat Çıkartma”dır.
Rukiye karakterine can veren Özlem Türkad, Seksenler
dizisinde, her geleneksel Türk annesi gibi çocukları ve babaları
arasında paravan görevini gören bir annedir. Rukiye’nin bu
hayattaki en büyük amacı çocuklarının SSK’lı bir işte çalışması ve
hayırlı kısmetlerle evlenmesidir. Rukiye’nin en sık kullandığı
cümle “ SSK’sı var mı çocuğum?” dur.
Ahmet karakterine can veren Şoray Uzun, Seksenler dizisinde
Gülden’e aşık olan ve tek isteği onunla mutlu bir yuva kurmak olan
delikanlı bir gençtir. Ahmet, sadece Nazlı ve Çağatay’ın değil, tüm
mahallenin de abisidir.
Nazlı karakterine can veren Yasemin Çonka, Seksenler
dizisinde annesinin evlilik ısrarlarından sıkılmış, üniversite
eğitimini tamamlamaya çalışan, mahallenin Ergun Plak’ına aşık genç
bir kızdır. Önceleri bu aşkı ailesinden saklasa da şimdilerde Ergun
ile olan birlikteliğini resmiyete taşıyıp nişanlandıkları için,
ailesinin haberi vardır. Ancak ailesi bu birlikteliği hiç
desteklememektedir.
Çağatay karakterine can veren İlker Ayrık, Seksenler
dizisinde ailenin laftan anlamaz, haylaz ama bir o kadar da
duygusal olan en küçük çocuğudur. Şimdilerde askere gitmeye
hazırlanan Çağatay’ın en büyük hayali, ünlü bir yazar olmaktır.
Çağatay’ın en büyük hobisi ise futbol oynamaktır. Futbolcu olmaya
çalışmış ama ne yazık ki becerememiştir. Gülden karakterine can
veren Ayşe Tolga, Çınaraltı mahallesinin en güzel kızı, Nazlı’nın
en yakın arkadaşı ve Ahmet’in eşidir. Başlarda Ahmet’e hiç yüz
vermese de, sonrasında aralarında çok büyük bir aşk
başlamıştır.