SEKA’yı kapatmak
Cumhuriyet’in temel sanayi kuruluşlarından
İzmit SEKA Fabrikası özelleştirmeye kurban
edilerek kapatılacak. Selüloz İş Üyesi kağıt
işçileri, günlerdir fabrika içinde direniyorlar:
-Seka kapatılamaz!
Bu türden eylemler geçmiş yıllarda Paşabahçe
Şişecam, Beykoz Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası’nda
yapıldı. İşçilerin yaşam çığlığı yankısız kalarak fabrikalar
kapatıldı. Bu iki tesisle birlikte SEKA da
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı yoluna
konulan temel taşlardandı.
Şimdi birer birer kapatılıyorlar. Paşabahçe 2200,
Beykoz 3000 işçiye varan istihdam hacmine sahipti.
SEKA’da bugün 600 işçi çalışıyor. Ancak geçmiş
yıllarda bu tesiste 2000’in üzerinde emekçi hayatını
kazanıyordu.
Köklü sanayi kuruluşlarının kapatılmasını başta
IMF olmak üzere yabancı kuruluşlar istiyor. 12
Eylül 1980’den bu yana işbaşına gelen bütün hükümetler de kimi
zaman gönüllü, kimi zaman gönülsüz bu politikaları harfiyen
uyguluyorlar.
Geniş emekçi kitlelerini yoksullaştıran işsizlik politikalarının
adına da “kalkınma hamlesi” diyorlar.
Şimdi bir başka fotoğrafa geçiyorum.
Başbakanlar, bakanlar, özel kuruluş temsilcileri zaman zaman
Anadolu’da açılan özel sektör kuruluşlarının
törenlerine katılıyorlar. Yeni tesislerde 50 işçi, 100 işçi, 200
işçi gibi minimize istihdamları, büyük yatırım hamlesi olarak
takdim ediyorlar:
-Bu tesisten 50 işçi ekmek yiyecek!
Eğer mesele sadece “ekmek yemekse” bol bol fırın
açın. Asgari hatta onun da altında yasa dışı ücret ödeyerek
emekçileri açlık sınırında tutmanın neresi marifet? Dev sanayi
komplekslerini yabancıların arzuları doğrultusunda hançerledikten
sonra, uyduruk tekstil yatırımlarını bir şeymiş gibi takdim
ediyorlar.
SEKA ve orada direnen işçiler bu talihsiz
güzergaha yargının marifetiyle şimdilik dur dediler. Eğer
başarabilirlerse işçi sınıfının “makus talihini”
de yenmiş olabilirler. Bu nedenle ülkesini seven herkes
SEKA işçilerinin yanında olmalıdır.