Şehit Savcı Selim Kiraz davasında gerekçeli karar açıklandı
Abone olSavcı Selim Kiraz’ın İstanbul Adalet Sarayındaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilmesine ilişkin davada 9’u firari 14 sanığın yargılanması ve davanın karara bağlanmasına yönelik gerekçeli karar açıklandı.
İstanbul Adliyesi'nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı
Mehmet Selim Kiraz'ın, makam odasında terör örgütü DHKP/C
üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin 4'ü
tutuklu, 9'u firari 14 sanığın yargılandığı ve hükme bağlanan
davaya ilişkin mahkeme heyeti gerekçeli kararını tamamladı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince 11 Temmuz'da açıklanan kısa hükme ilişkin gerekçeli kararın yazımı tamamlanarak taraflara gönderildi.
Gerekçeli kararda, Halkın Hukuk Bürosu mensuplarının rehin alma eylemi sırasında Cumhuriyet Savcısı Kiraz'ı şehit eden teröristlerle görüştükleri belirtildi. DHKP/C terör örgütünün duyuru, üstlenme, açıklama ve çağrılarının yer aldığı internet sitesinde savcı Kiraz'ın rehin alınmasıyla ilgili yürütülen müzakere süreci ve örgüt mensuplarına gerçekleştirilen operasyonla ilgili açıklama yayımladıkları gerekçeli kararda yer aldı.
Halkın Hukuk Bürosu adıyla açılan bir sosyal paylaşım sitesinde
"Çağlayan Adliyesi'nde yaşamını yitiren müvekkilimiz Bahtiyar
Doğruyol'' paylaşımında bulunulduğu belirtilen gerekçeli kararda,
Halkın Hukuk Bürosu'nun, adliyede meydana gelen rehin alma olayında
güvenlik güçleriyle girdiği silahlı çatışmada ölü ele geçirilen
Bahtiyar Doğruyol'un müvekkilleri olduklarını aynı sosyal paylaşım
sitesinde yayımladıkları ifade edildi.
Gerekçeli kararda Halkın Hukuk Bürosu kullanıcı adıyla açılan başka
bir sosyal medya sitesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik
silahlı ve bombalı saldırıda bulunan güvenlik güçleriyle girdiği
silahlı çatışmada ölü ele geçirilen DHKP/C terör örgütü mensubu
Elif Sultan Kalsen için ''Dersim yiğit kızı Elif Sultan'ı
ölümsüzlüğe uğurluyor.'', ''Elif şimdi Munzur'un doruklarında
Dersim'in bağrında bir fidan.'' gibi paylaşımlar yapılarak terör
örgütü mensubunun sahiplenildiği vurgulandı.
Teröristlerin telefonları ile örgüt yöneticileri
irtibatlı
DHKP\C terör örgütü mensupları tarafından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması ve ardından şehit edilmesi olayı ile ilgili terör eylemini gerçekleştiren örgüt mensupları ve Savcı Kiraz'a ait telefonların Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce incelenmesi sonucunda aralarında avukat Şükriye Erden'in de bulunduğu telefon kayıtlarına ulaşıldığı bilgisine yer verilen gerekçeli kararda, telefonların terör örgütüne mensup şahıs veya kuruluşlarca kullanılan numaralar olduğu belirtilirken, telefon kullanıcılarının eylem öncesi ve sırasında, eylemi gerçekleştiren örgüt mensuplarıyla irtibatlı, eylem hakkında bilgi alışverişi yaptıkları, muhtemel keşif çalışmalarına katılmış olabilecekleri değerlendirildi.
Gerekçeli kararda DHKP\C terör örgütünün yapılanması olan Halkın
Hukuk Bürosu içerisinde yer alan ve haklarında soruşturma yürütülen
şüphelilerin daha önce Cumhuriyet Savcısı Selim Kiraz'ı şehit eden
teröristlerle görüşmüş oldukları yurt dışı ve yurt içi telefonları
ile örgütsel bağlantılarının tespiti amacıyla HTS raporu yer
aldı.
Örgüt mensubu Şafak Yayla'nın otopsi işlemi sırasında ceket cebinde
bulunan Halkın Hukuk Bürosu ile örgüt arasındaki bağlantıyı
gizlemek amacıyla yırtılarak 34 parçaya ayrılmış kağıt parçalarının
birleştirildiği vurgulanan kararda, söz konusu kağıtta, Halkın
Hukuk Bürosu'nun 5 avukatının TC kimlik numaralarının yazılı olduğu
ifade edildi.
Tanık ifadeleri
Gizli tanık Berk Ercan'ın beyanlarının yer aldığı gerekçeli kararda, sanık Mustafa Koçak'ın daha önce örgütsel eylemlerde bulunduğu ve birçok gözaltında isminin geçtiği ifade edildi. Berk Ercan ifadesinde, Savcı Kiraz'ın şehit edilmesinde örgüt üyesinin kullandığı silahı Koçak'ın temin ederek Yayla'ya verdiğini, Yayla'nın da Mustafa Koçak'a "manevi sembolü" temsil eden kırmızı kareli bir gömlek bıraktığını anlattı.
Terör örgütü mensupları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından gerçekleştirilen Savcı Kiraz'ın şehit edilmesi eyleminde kullanılan silahı Murat Canım'ın örgütsel amaçlarla temin ederek sanık Koçak'a verdiği ve Koçak'ın da eylemcilerden Şafak Yayla'ya teslim ettiği anlatılan gerekçeli kararda, sanık Murat Canım'ın mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle "Anayasa'yı ihlal" suçuna ilişkin planlama ve hazırlık organizasyonundan haberdar olduğu belirtildi. Yargı faaliyetini hedef alan ve görevi başındaki cumhuriyet savcısını makamında şehit edilmesinin ülke çapında yarattığı vahamet ve yargının işlevini etkisiz bırakma çabasına yönelik eyleme, sanık Canım'ın silahı temin etme icra hareketiyle katıldığı aktarılan gerekçeli kararda, bu suç yönünden icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerektiği vurgulandı.
Ceza indirimi uygulanmadı
Gerekçeli kararda, sanık Mustafa Koçak hakkında yargılama sürecindeki olumsuz tutum ve davranışları, pişmanlık duymaması nedeniyle ceza indirimi uygulanmadığı kaydedildi.
Kararda, sanık Mithat Öztürk'ün kendisinin de iltisaklı olduğu örgüt mensuplarının yurt dışına çıkmaları için muhasebecilik işini kullanarak sigortalı gibi göstermek suretiyle vize almalarını sağladığı anlatılarak, Öztürk'ün, yurt dışından eylem talimatını getiren Berna Yılmaz'ı usulsüz biçimde muhasebesini tuttuğu iş yerinde sigortalı olarak gösterdiği, eylem gerçekleştikten hemen sonra Berna Yılmaz'ı sigortalı gösterme işlemine son verdiği aktarıldı.
Sanık Cengiz Özel'in evinin güvenli kabul edildiği belirtilen
gerekçeli kararda, terörist Şafak Yayla'nın bu evde kaldığı, örgüt
içerisinde Savcı Kiraz'ın şehit edilmesinin öncesinde evin güvenli
olması ve olay öncesinde kullanılacağı gerekçesiyle gidilmemesi
yönünde talimat verildiği belirtildi.
Gerekçeli kararda, sanık Deniz Özel'e yönelik ağabeyi Cengiz
Özel'in tanıdığı ve kendisinin de fotoğraflardan teşhis ettiği
örgüt mensubu kişilerin kıyafet- yemek gibi ihtiyaçlarını
giderdiklerine ilişkin beyanları olduğu belirtildi.
Kısa karar
Mahkeme heyetince 11 Temmuz'da verilen kararda, tutuklu sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılırken, bu sanıklar ayrıca, savcı Kiraz'ın şehit edilmesiyle ilgili, "kasten öldürmeye yardım" suçundan 27 yıl, "kamu görevlisini silahla hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 12 yıl ve "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan 3 yıl (2 bin 700 lira da adli para cezası) olmak üzere toplam 42'şer yıl hapis cezasına mahkum edilmişti.
Mahkeme heyeti, "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan tutuklu sanıklardan Cengiz Özel'e 11 yıl 3 ay ve Mithat Öztürk'e de 10 yıl hapis cezası verirken, bu sanıkların tutukluluk halinin devamın kararlaştırmıştı.
Tutuksuz sanık Deniz Özel'in, "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 6 yıl hapsini kararlaştıran heyet, sanık hakkında daha önce verilen "ev hapsi" şeklindeki adli kontrol uygulamasını kaldırırken, yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasının devamına yönelik hüküm kurmuştu.
Heyet, haklarında daha kırmızı bültenle yakalanma emri çıkarılan firari sanıklar Faruk Ereren, Hüseyin Fevzi Tekin, Mesut Demirel, Musa Aşoğlu, Nuri Eryüksel, Seher Demir, Şadi Naci Özpolat, Şerefettin Gül ve Zerrin Sarı'nın dosyalarının ayrılmasına ve yakalama infazlarının beklenilmesine yönelik karar da almıştı.