Şehit oğlu için eşinden boşanıyor
Abone olülay Emer, emekli olan eşinin 27 yıl yaşadıkları İstanbul'a geri dönmesine rağmen oğlundan uzak kalmamak için Adana'dan ayrılamıyor..
2008 yılında eşinin tayininin çıkması nedeniyle geldiği
Adana'da, 15 gün sonra askerde şehit düşen oğlunu toprağa veren
Tülay Emer, emekli olan eşinin 27 yıl yaşadıkları İstanbul'a geri
dönmesine rağmen oğlundan uzak kalmamak için Adana'dan
ayrılamıyor..
Erzincan'ın Kemah ilçesinde 2008 yılında teröristler tarafından
yola döşenen mayının patlaması sonucu şehit olan Abdullah Aydın
Emer'in annesi Tülay Emer, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
İstanbul'un Pendik ilçesinde yaşarken 2008 yılında eşi İsmail'in
Adana'ya tayinin çıktığını anlattı.
Emer, aynı yıl Kocaeli Üniversitesi İşletme Fakültesi 1. sınıf öğrencisi olan oğlu Abdullah Aydın Emer'in kendi isteğiyle eğitimini yarıda bırakarak askere gittiğini anlattı.
Kocasının Adana'da Türk Telekom Yüreğir İşletme Müdürlüğünde göreve başlamasından 15 gün sonra oğlunun şehit haberini aldıklarını anlatan Emer, "O an dünyam yıkıldı. Daha bir kaç gün önce kendisiyle telefonda görüşmüştük. Oğlum askerliği çok seviyordu. Sanki asker olarak doğmuştu. Telefondaki son görüşmemizde ona Adana'daki adresimizi verdik, birliğine bildirsin istedik. Adana'daki evini göremeden şehit haberi geldi" diye konuştu.
Emer, daha yeni yeni alışmaya çalıştıkları kentte, şehit düşen oğullarını törenle toprağa verdiklerini belirtti.
Eşinin 1,5 yıl sonra emekli olduğunu ve 2009'un sonlarına doğru
kentten ayrılarak İstanbul'a gittiğini anlatan Emer, "Önce
benim de gelmemi istedi. İstanbul'a bir kaç gün gittim ama oğlumu
yalnız bırakmış gibi hissettim, ondan ayrı kalmaya dayanamadım.
Adana'ya geri döndüm" dedi.
Emer, kentten ayrıldığı zaman oğlunun rüyalarına girdiğini
belirterek, şöyle devam etti:
"Ben Adana'dan ayrılamadım, eşimin de yanıma gelmesini
istedim. Burada oğlumuzun mezarının bulunduğu kentte, onun yanında
olmamız gerektiğini anlattım. Ancak, o bunu kabul etmedi. 27 yıl
İstanbul'da yaşadım ama artık benim için bir anlam ifade etmiyor.
Adana, benim ömrümü tamamlayabileceğim tek kent oldu. Oğlumun
mezarının bulunduğu bu şehirden bir an olsun ayrı kalmak
istemiyorum. Bu nedenle buradan gidemiyorum. Onun mezarının
bulunduğu yerde olmak bana huzur veriyor. Kocam buraya gelmiyor,
beni burada yalnız bıraktı. Boşanma davası açtım. Şu anda
mahkememiz devam ediyor. 30 yıllık kocam, ama 60 yıllık da olsa
oğlumu burada yalnız bırakamam. Oğlum bir kez rüyama girdi, beni
yanına çağırdı. Uyandığımda saat 07.00'diydi ve hemen Şehitliğe
gittim. Mezar taşındaki resminin düştüğünü gördüm. Hemen
onarılmasını sağladım. İstanbul'da olsam yanına nasıl
giderdim."
Emer, diğer oğlu Meşale'nin evli olduğunu ve İstanbul'da özel bir
şirkette çalıştığını, oğlunun 2 ayda bir yanına gelerek kendisine
maddi destekte bulunduğunu belirtti.
Anne Emer, bunun yanı sıra şehit ailelerine verilen maaşın yarısı olan 376 lirayla geçimini sağlamaya çalıştığını, maaşın diğer yarısını ise eşinin aldığını vurguladı.
Oğlunun mezarını çok sevdiği kuşu ile ziyaret
ediyor
Emer, oğlunun mezarını, çok sevdiği "Fikri" ismini
verdiği muhabbet kuşu ve Beşiktaş forması ile ziyaret ettiğini
anlattı.
Oğlunun fanatik bir Beşiktaş taraftarı olduğunu ifade eden Emer, oğlunun çok sevdiği muhabbet kuşunu askere giderken kendisine emanet ettiğini söyledi.
Muhabbet kuşunun kendisine oğlundan yadigar kaldığını anlatan Emer, "Her bayram bu kuş ile oğlumun mezarını ziyaret ediyor, Aydın'ın çok sevdiği kuşu ile hasret gidermesini sağlıyorum. Öpmeye bile kıyamadığım oğlumun mezar taşı ile teselli buluyorum" dedi.
Emer, oğlunun adının Adana'da bir parka ve bir Anadolu Lisesine verildiğini, bunun da kendisini duygulandırdığını ve gururlandırdığını söyledi.