Şehit babasından cezaya tepki

Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin, PKK ile çatışma sonrası ‘dağda unutulan’ Şehit Jandarma Er Selman Özay için Üsteğmen Mehmet Mazı’ya ‘bilinçli taksirle ölüme yol açmak’ suçundan verdiği 3 yıl 4 ay cezaya şehit babası Rahim Özay tepki gösterdi.
Dava dosyasına göre, 2010 yılında Hakkari’nin Habeşti Üs Bölgesi’nde Üsteğmen Mehmet Mazı komutasındaki askerler PKK’yı takip ediyordu. İddianameye göre, Uzman Çavuz Nazmi Avşar komutasındaki istihdam takımı da askerlerin güvenli operasyon yapabilmesi için yol çalışması gerçekleştiriyordu. 27 Nisan 2010 günü askerler geceyi geçirmek için bin 825 rakımlı tepede çadır kurdu. Çadırların kurulduğu yerler emniyetli değildi ve saat 21.00 sıralarında PKK alana saldırı düzenledi. Çıkan çatışmada Uzman Çavuş Erkan Ayas ve iş makine operatörü olarak görev yapan Jandarma Er Selman Özay şehit düşerken, iki asker de yaralandı. Saldırının ardından yaralı bir asker ile Uzman Çavuş Erkan Ayas olay yerinden tahliye edildi. Ancak şehit düşen Er Selman Özay ise olay yerinde unutuldu. Dava dosyasına göre, Özay’ın olmadığı ertesi sabah fark edildi. Olay yerine giden askerler Özay’ın uyku tulumu içinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Askeri savcılık tim komutanları Üsteğmen Mehmet Mazı ve Uzman Çavuş Nazmi Avşar hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan Jandarma Genel Komutanlığı, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne dava açtı. Sanıklar suçlamayı kabul etmedi. Askeri mahkeme, savcılığın sanıklara yönelttiği ‘görevi ihmal’ suçunun yetersiz olduğuna karar vererek, sanık Mehmet Mazı’ya, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak’ suçundan 3 yıl 4 ay yıl hapis cezası verdi. Diğer sanık Uzman Çavuş Nazmi Avşar ise hakkındaki suçlamalardan beraat etti.

“AHMET TÜRK’E ATILAN YUMRUK SONRASI OĞLUMUZ ŞEHİT OLDU”
Ahmet Türk’e Samsun’da yumruk atılma olayının ardından oğullarının şehit olduğunu belirten Şehit Jandarma Er Selman Özay’ın babası Rahim Özay, “27 Nisan 2010 tarihinde, yavrumuz şehit oldu. Samsun’da Ahmet Türk’e bir yumruk atılma olayı oldu. Peşinden Ladik ilçesinde polisimiz şehit edildi. Bir hafta sonra da oğlumuz şehit geldi. Tabii şehidimizin bununla alakalı olup olmadığının endişesini yaşadık. Bu endişemiz neticesinde idari ve adli tahkikatlar açıldı. Gereken tahkikatlar neticesinde Van Askeri Savcılığı olaya el koydu ve dava açtı. Mahkeme neticesinde biz bu olayları daha sonradan öğrendik. Çünkü mahkemeden bize davetiye celbi geldi. Bu celp geldikten sonra biz Van’a gittik ve davaya müdahil olduk. Van’a gittiğimizde askeri mahkemeden önce çocuğumuz ile ilgili olan dosyayı aldık ve inceledik. İncelememiz neticesinde Selman’ımızın akşam saat 21.00 sıralarında olayın vukuu bulduğunu ve gece sabaha kadar şehit olduğu yerde kaldığını öğrendik. Biz zaten düşüncelerimizde endişeliydik. Bu olayların neden ve niçin kaynaklandığını, bu yumruk atılma olayı ile alakalı olup olmadığından endişeliydik ve bu endişelerimizde de haklıydık. Biz çocuğumuzun şehit olduğu dönemde nasıl ve ne şekilde şehit olduğunu bilemiyorduk” dedi.

“3 YIL 4 AY CEZA BİZİ TATMİN ETMEDİ”
Üsteğmen Mehmet Mazı’ya verilen 3 yıl 4 ay cezanın kendilerini tatmin etmediğini ifade eden Özay, “Dava açıldı, dava neticesinde davaya müdahil olduk ve biz Selman’ımızın şehit olduğu yerde bırakıldığını öğrendiğimizden dolayı çok yıkıldık. Dava süreci devam etti. Biz bunun devamlı takipçisi olduk. Askeri savcılık mahkemeye ‘görev ihmali’ neticesinde bir dava açmış. Fakat mahkeme ‘görev ihmali’ değil de, daha ağır bir şekil olabileceğini düşünerek ‘bilinçli taksirle ölüme yol açmak’ neticesinde bir yargı sürecini başlattı. Bu yargı sürecinde yargı neticelendi ve belgeler elimize geldi. 4 yıl gibi bir ceza verildi. Bu 4 yıl ceza bu olay için yeterli mi, değil mi, bu olay tartışılır. Takdir mahkemelerimizindir. Mahkemelerimiz bu kadar cezayı öngörmüş ve bizimde diyeceğimiz bir şey yok. Şehit ailesi olarak bizleri bu ceza tatmin etmedi. Bizim yüreğimiz kan ağlıyor. Selman’ımız askerde eğer bir operasyon neticesinde şehit olmuş olsaydı biz işin üzerinde durmazdık. Selman operatördü ve iş makinesi kullanıyordu. Gündüz çalışıyorlardı, gece de dinleniyorlardı. Bunları da koruyan bir birlik vardı. O birlik bunları güzel koruyamadı. Akşam çocuklar istirahat için yanlış bir yere konuşlandırılıyor. Çocuklarımızın önündeki menzillerdeki askerler geri çekiliyor. Askerlerin geri çekildiği yerden teröristler çocuklarımızın bulunduğu çadıra 15 metre kadar yaklaşıyor. Önce el bombaları atılıyor ve daha sonra da çadırlar taranıyor” diye konuştu.

“MAZI’YA ŞEHİT ROZETİ VERİLMESİ BİZİ ÜZDÜ”
Dönemin Asayiş Kolordu Komutanı’nın Üsteğmen Mehmet Mazı’ya ‘şehit rozeti’ vermesinin kendilerini derinden üzdüğünün altını çizen Özay şöyle konuştu:
“Asayiş Kolordu Komutanı, Mazı’yı tebrik ederek şehit rozet ile ödüllendiriyor. Bu ne demek oluyor? Biz bunu daha yeni öğrendik. Takdir yüce milletindir. Biz şehit ailesi olarak 3 yıl 4 ay cezayı yeterli bulmuyoruz. Bizi şu anda derin üzen olay, Asayiş Kolordu Komutanı’nın şerit rozet ile bu komutanı ödüllendirmesidir. Bunu da mahkeme kararından öğrendik. Üsteğmen Mehmet Mazı’nın vermiş olduğu ifadeden öğrendik. Askerdir, şehit de olunur, gazi de olunur. Hiçbir şey olmadan da ailesine de kavuşur. Ama bizim çocuğumuzun koruma birliğinden kaynaklanan bir şehitlik olduğu için biz işin üstesinde durduk ve duracağız. Bunun sonrasında yasal haklarımız neyse avukatlarımız takip ediyor. Gereken her şey yapılacaktır. Bu konuda 3 yıl 4 ay ceza az mıdır, çok mudur bilemiyorum ama mahkeme böyle karar vermiştir. Ama ceza bizi tatmin etmedi. Avukatlarımız olayı takip ediyor, gereken davalar tekrar açılacak ve gerekli işlemler yapılacaktır.”
(İHA)