Seçmenler üzerinde baskı ve korku var!
Abone olSakarya Üniversitesi Rektörlük seçimi öncesi adaylar arasında hummalı seçim yarışı tüm hızıyla sürüyor.
21 Ekim Perşembe günü yapılacak olan Sakarya
Üniversitesi Rektörlük seçimi öncesi adaylar arasında hummalı seçim
yarışı tüm hızıyla sürüyor. Seçimlere 10 gün kala bazı adayların
isimleri ön plana çıkarken, diğer adaylar da kendilerini seçimlerde
oy kullanacak 700 öğretim görevlisine tanıtma ve özellikle kararsız
seçmenlerin oylarını toplama peşinde koşuyorlar.
Hali hazırda 10 Profesörün aday olduğu seçimlerde Sami Şener,
Muzaffer Elmas, Harun Taşkın, Uğur Arifoğlu, Etem Köklükaya ve
Murat Tütüncü isimleri ön plana çıkarken, Remzi Altunışık, Ahmet
Tutar, Mehmet Sait Doğan ve Zeki Özcan da seçimi yapacak olan
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bildirilecek isimler arasında olmak
için mücadele veriyor.
Mevcut Rektör adayları arasında en fazla ön plana çıkan adaylardan
Prof. Dr. Uğur Arifoğlu, Rektörlük seçimleri sırasında oy
kullanacak öğretim görevlilerinin üzerlerinde baskı ve korku
bulunduğunu ifade ederek bu durumun 21 Ekim’de yapılacak seçimleri
olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Seçmenlerin, Rektör adaylarını
ekibi ve projeleri ile değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen
Prof. Dr. Uğur Arifoğlu, buna karşın halen seçmenlerin kafalarında
“Acaba ekip ve projelerine inandığım bir adaya destek verirsem ve
bu aday seçimi kazanamaz ise, seçim sonrası başıma bir şey gelir
mi?” korkusunun bulunduğunu belirtti. Başıma bir şey gelir mi
endişesinin; atanma zamanı geldiğinde kadro verilmemesi, proje
tekliflerinden olumlu cevap alamaması, çeşitli sebepler ile kurum
içinde sahipsiz kalma gibi olayları kapsadığını söyleyen Prof. Dr.
Arifoğlu, seçim ortamında “Kim haklı?” sorusu yerine akademik
ortamda dahi “kim güçlü? “ sorusunun sorulmasının Sakarya
Üniversitesi’nin geleceğine olumsuz yönde etkilediğinin altını
çizdi.
Kendisini diğer adaylardan ayıran en önemli özelliğinin ekibinin
akademik kalitesi olduğunu söyleyen Arifoğlu, mevcut adaylar
arasında en genç, uluslararası yayın sayısı açısından en çok yayın
üreten ve bilimsel ödülleri olan ekibin kendi ekibi olduğunu
belirtti. Her türlü siyasi görüşün rahatlıkla ifade edilebildiği,
hiçbir arkadaşımızın etik olmayan davranışı dışında kınanmadığı, iş
ortamının ev ortamı kadar sıcak olarak algılandığı, tartışmaların
akademik bazda ve bilimsel doğruların ortaya çıkması için
yapıldığı, akademisyenlerin bürokratik yüklerinin ilgili personel
tarafından azaltıldığı, tüm jüri ve komisyonların yalnızca ehliyet
ve liyakat temeline göre oluşturulduğu, değerlendirmelerin de
yalnızca bu temele göre yapıldığı bir üniversite arzu ettiğini
belirten Prof. Dr. Uğur Arifoğlu, idare ağırlıklı bir yönetimden,
akademisyenlere hak ettikleri değerin verildiği bir yönetime
geçişin herkesin ortak arzusu olduğunu ifade etti. Akçalı işlerde
şeffaflığı sağlayacak resmi bilgilerin, kurum personeli ile belirli
aralıklarda paylaşılmasının önemine değinen Uğur Arifoğlu,
Rektörlüğe seçildiği taktirde hedefinin, kendisinden sonraki
Rektöre kurumsallaşmış bir üniversite bırakmak olduğunu
söyledi.