Seçimlere gidilirse ne olur AK Parti için...
Abone olErken seçim sonuçları ne olur? AK Parti-CHP koalisyonu olmazsa erken seçimlerde nasıl bir sonuç çıkar? Yanıtlar Ali Bayramoğlu'ndan...
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, "Seçimlere
gidilirse ne olur?" başlıklı bugünkü yazısında erken seçim
sonuçlarını analiz etti.
Olası bir erken seçimde sandıktan çıkması muhtemelen 2 olasılık
olduğunu yazar Bayramoğlu, "Böyle bir durumda ya aynı oy
dağılımı ve tablo ortaya çıkacak ya da istikrar unsurunun
baskısıyla AK Parti bu kez tek başına iktidar olacaktır"
dedi ve uyardı:
"Yeniden bir seçim sonucunda, aynı tablonun ortaya
çıkması Türkiye için olabilecek en kötü senaryodur."
Bayramoğlu şöyle devam etti:
"...Şu anda kritik virajdayız... Ya AK Parti ve CHP arasında
bir koalisyon kurulacak ya da Türkiye seçimlere gidecek...
Tersten başlayalım...
Bir uzlaşma çıkmaz ve seçimlere gidilirse ne
olur?
Böyle bir durumda ya aynı oy dağılımı ve tablo ortaya çıkacak ya da
istikrar unsurunun baskısıyla AK Parti bu kez tek başına iktidar
olacaktır.
Yeniden bir seçim sonucunda, aynı tablonun ortaya çıkması
Türkiye için olabilecek en kötü senaryodur. Zira bu durum, mevcut
siyasi dengeler ve kültür veri alınırsa, "yönetilemez
Türkiye" endişesine yol açacak ya da kerhen kurulacak,
kırılgan, çatışma üzerine kurulu AK Parti-MHP tipi koalisyonlar
üretecektir. Diğer bir ifadeyle örselenme ve dolaylı bir
istikrarsızlık hayatımıza girecektir.
Muhtemel bir yeniden seçim sonucunda AK Parti'nin tek başına
iktidara gelmesi ise kısa vadede istikrarsızlık riskini ortadan
kaldırır ve bir ölçüde eski dengeler geri gerçekleşmesi halinde
böyle bir sonuç, AK Parti tarafından şüphe yok ki çok büyük bir
başarı kabul edilir. Ve bu algı, bu seçmenin siyasi partiye yönelik
tüm uyarıların, "fabrika ayarlarına dönme",
"kurumsallaşma", "katılımcı demokrasi seslerine kulak
verme" ikazlarının üzerine (kaçınılmaz bir sonuç olmamakla
birlikte) hasır örtme riski doğabilir.
O zaman ise, farklı kesimler arası köprülerin oluşacağı, farklı
siyasi partiler arası etkileşimin belirleyeceği bir siyasi akış
değil, köprü gereğini bile tek gücün takdir edeceği, siyasi
kararlarda yeniden egemen gücün vicdanından medet umulacağı bir kaç
yılın düzeni devam eder.
AK PARTİ İÇİN ERİME
Bu düzen ise bir süre sonra, kendisini taşıyamaz ve ilk seçimlerde
çöker. Bu kez kelimenin gerçek anlamıyla AK Parti için bir erime,
sistem için dolaylı değil doğrudan bir istikrarsızlık evresi
başlar.
Bir ihtimal de tekrar tek başına iktidara gelmesi halinde AK
Parti'nin tüm unsurlarının kendisine gelen uyarıları almış ve
anlamış olması, söylem ve politikalarına buna göre yön verecek
olmasıdır.
Yani kurumlaşma, çoğulculaşma, farklı taleplere kulak verme
kapılarının açılmasıdır. Ancak biliyoruz ki, hiç bir sistem ve
yerleşik güç ya da aktör rekabet ve demokratik siyaset açısından
mecbur kalmadıkça taviz vermez, oluşan dengeleri veri kabul kabul
ederek yol almaz.
Şimdi başa, bugüne dönelim...
Yukarıdaki basit akıl yürütme bile Davutoğlu'nun dün başladığı
görüşme turlarının ülke ve gelecek için ne denli kritik ve önemli
olduğunu gösteriyor. Sistemin, son yıllardaki demokratik
kazanımları korumaya ihtiyacı var. Sistemin bazı açılardan tashihe
ihtiyacı var. Yeni bir kurumsallaşmaya ihtiyaç var.
Tüm bunlar "farklı siyasi anlayışların" taviz
vererek, en azından bir süre el ele vermesini gerektiriyor. AK
Parti'nin kendine gelmesi, yeni dönemde yeniden yapılanması,
CHP'nin yönetim sistemi ve sorumluluğuna dahil olmasından tutun,
çözüm sürecinin devamı, ekonomik istikrar böyle bir geçişi
gerektiriyor.
Koşullar uygun...
Örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerden bu yana siyasi alan
içine hiç bir şekilde girmiyor.
Mesele samimiyetlegerginlikleri düşürecek bir koalisyon
oluşturmak.