Seçimin kazananı doğru dinamiklerde saklı

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Bu aziz millet polemikten uzak, vatandaşın yanında olan, ötekileştirmeyen devlet yöneticilerine her zaman her şartta pay bırakır, yer bırakır.

Murat Kurum’un ifadelerine bakıldığında şu 3 vurgu dikkat çekici.

Polemik içinde olmayacağız.

Hep sokaklarda, halkla beraber olacağız.

Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz, 16 milyon İstanbul’lu için çalışacağız.

Doğru dinamikler üzerinden ilerliyor Murat Kurum.

Her bir ifade üzerinde çalışılmış, kafa yorulmuş. Anlamlı, önemli ve çok doğru.

POLEMİK İÇİNDE OLMAYACAĞIZ

Polemik, için de olmamak gerekir aksi takdirde konuyu İstanbul belediyeciliği ve hizmet etmek bağlamından uzak tutar. Siyasi cepheleşmeyi mutlak kılar. Böyle bir yapının oluşması İmamoğlu cephesine mevzi kazandırır. Murat Kurum’un polemikten beslenmeme hali onu daha da güçlendirir. Konu sadece polemik değil aynı zamanda birleştiren, bütünleştiren temiz bir dil, üslup ve ifade ediş şekli. Sert, küçümseyen, aşağılayıcı, denge kurmaktan uzak bir dil ve beden dilinden çok çok uzakta durmak gerekiyor. Bu duruş AK Parti’nin teşkilatlarında da olmalı. Bir bütünlük içinde yol alınmalı.

HER ŞARTTA VATANDAŞIN YANINDA OLACAĞIZ

1994 ruhu gösterdi ki adam adama markaj taktiği başarılı oldu. Bu taktiğin uygulanması için çalınmadık kapı, girilmedik mahalle, sokak, cadde kalmayana kadar durmadan çalışmak. Hatta 8 gün 25 saat çalışmak…

Günümüz de tabi ki sosyal mecralar çok önemli. Ancak sosyal medyayı abartmamak gerekir. Galibiyet, klavye ile kazanılmaz. Galibiyet, halkın yanında, yakınında olmaktan geçiyor. Başarı ekip işidir. Bu ekibin konuta kadrosundaki isim AK Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, ilk andan itibaren direksiyon hakimiyetine sahipti. Murat Kurum’un yanındaydı. Ekipteki beraberlik ruhu sokağa, seçmene ve sandığa hızlıca taşınacak gibi görülüyor.

ÖTEKİLEŞTİRMEYEN OLMAK

Dış görüntüsü, fikirsel farklılığı, siyasal görüşü, hayata bakış açısı, hayatı yaşayış şekli ne olursa olsun ötekileştirmeden, ayrımcılık yapmadan, tarafgir olmadan yol almak gerekiyor. Oy versin ya da vermesin kucak açarak yürümek, yürürken de bunun doğruluğuna yürekten inanmak. Yerel seçim siyasi ideolojiden ziyade hizmet amaçlı ilerlenmesi gereken bir süreç. Maalesef durum çok da öyle ilerlemiyor. Şeriat, laiklik, hilafet, Arap, Türk  gibi kavramlarla kargaşa oluşturuluyor. Kurum ve İmamoğlu bu süreci sükûnetle yönetmeli, aksi bir durumda reaksiyon oluşur.

Diğer etken; CHP’si yıllardır seçim yenilgisi yaşamasına rağmen AK Parti’nin iç dinamiklerine hâkim değil. En büyük sorunda bu. Bilmediği, tanımadığı bir mahallede ilerlemesi mümkün değil. CHP’si dersine çalışmıyor.

Ak Parti’de önceki seçimde rakiplerini küçük görmüştü. Çekirdek gibi çitleyip atarız demişti ama öyle olmadı. Fazla özgüven beraberinde rahatlık getirdi, tembellik getirdi. Tabi ki kaybetmek kaçınılmaz oldu.

Murat Kurum ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe başta olmak üzere tüm teşkilat arzulu, istekli, azimli ve hedefe kilitlenmiş durumda.

Bir önceki seçimde Ekrem İmamoğlu’nun yanında İYİ Parti vardı, HDP aday çıkarmayarak destek vermişti. Saadet Partisi yanındaydı.

İYİ Parti, kendi adayını çıkaracak. HDP, DEM’e dönüştü. Destek konusunda henüz bir netlik yok. Bu durumda İmamoğlu 2019 seçimlerindeki şansına sahip değil.

İmamoğlu’na şans olarak dönecek bazı yanlışları AK Parti ve teşkilatları yaparsa, buyur mazbata demek durumunda kalabilir.

Rakibini küçümserse,

Ayrımcı, tarafgir bir üslup kullanırsa,

İmamoğlu’nun yapmış olduğu hizmetleri tamamen yok sayarsa,

İktidar sahip olduğu siyasal gücü aktive ederse,

Özellikle İstanbul’daki riskli binaların kentsel dönüşüm süreciyle ilgili tüm faturayı İmamoğlu’na keserse,

Böyle bir durumda AK Parti, reaksiyon oyları İmamoğlu’na giderse diye düşünüp o şekilde hareket etmeli.