Nihayet bir seçimi daha demokrasiye helal getirmeden sağlıklı
bir şekilde bitirmenin mutluluğunu yaşıyoruz,
Arzuladıklarımız oldu ya da olmadı, ancak sonuç hepimizin
sonucudur.
Bundan sonrası için herkes önüne bakıp işine gücüne, ailesine
yoğunlaşması zamanıdır.
Artık bir buçuk ay boyunca herkesin siyasetçi olduğu zamanı
dondurup, işi meclise gönderdiklerine bırakma zamanıdır.
Ülkeye hizmetin yolu sadece siyaset yapmak değil, kendi işini en
iyi şekilde yapmak la mümkün olduğunu unutmayın.
Bir sürü kritik ler yapabiliriz, seçim sonuçlarını analiz edip
sözüm ona geleceğe dair dersler ve buna bağlı sonuçlar
çıkarabiliriz.
Öncelikle partilerin ciddi dersler çıkarması lazım, hani derler
ya başkasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyozdan ağır
sanırmış.
Maalesef siyasi parti liderlerin de böyle bir hastalığı var,
etraflarında dönen her insanı potansiyel seçmeni sanma
hastalığı,
Meydanlara toplanan inanların kaçta kaçı o partiye gerçekten oy
verdiği araştırılmalı.
sadece seyredenlerin oranı nedir?
Konuyu geçmeden söyleyelim ki meydanlara toplanan insanların en
fazla üçte ikisi potansiyel oy verecek kişilerdir, gerisi sadece
seyircidir.
Hatta alana o partiye oy vermek için gelen seçmenin konuşmaya
bakarak kararından vazgeçtiği de görülmüştür.
Mitingler bu anlamda ciddi sonuçları olan önemli
organizasyonlardır.
Gelelim seçim sonuçlarına dair benim analizime
Öncelikle bana göre Ak partinin öyle kaybettiği oy oranı falan
yok, neden derseniz ortalama 48 civarında olan oy potansiyelini
hala koruduğu düşüncesindeyim, cumhur başkanlığında 53 alması
MHP’den gelen yüzde beşlik katkıdır.
Buda MHP’nin oy oranının yüzde beş olduğu, ancak aldığı 11’lik
oranın AK parti içinde ki eski milliyetçi Kanata aittir.
Yani bu 6 puanı birlikte ittifak oldukları için MHP’nin yara
almaması için AK partililer tarafından ona verilen geçici
destek oylardır.
Gelelim CHP ye, bence bu partide kendi seçmen sayısını sabit
tutmuştur partinin aldığı oy ile sayın incenin aldığı oydaki fark
kimseyi kandırmasın, yüzde sekizlik farkın bir kısmı iyi parti
seçmeninden bir kısımda HDP seçmeninden gelen oylardır.
Asıl hayal kırıklığını sadet partisi yaşatırken aslında HDP de
yüzde üç ile dört arasında oy kaybı yaşamıştır.
HDP’nin gerçek oy yüzdesinin yüzde sekizlerde olduğunu
düşünüyorum, Türkiye genelinde aldığı yüzde on birlik oranın yüzde
üçü barajı geçsin diye CHP seçmeninden gelen oylardır.
Sonuç ne olursa olsun çıkan durum herkesin hiçbir mazerete
sığınmadan kabul edecekleri gerçektir. Kısacası bu seçimde büyük
umutlar yüklenerek giren iyi parti bana göre en başarılı
partidir.
Biraz ak partiden birazda CHP’den oy çalsa da asıl oyların
çoğunu MHP’den, şikâyetçi olan milliyetçilerin oyunu almayı
başarmıştır ki bu oran yaklaşık yüzde altı civarındadır.
Bu arada söylüyorum her ne kadar MHP kendini kilit ya da anahtar
partisi olarak görse de, zaman hiç de öyle olmayacağını
gösterecek.
AK partinin emanet oylarıyla, ak partiyi kilitlemeye çalışacak,
tuhaftır ama göreceğiz ki iyi parti ak partinin can suyu
olacaktır.
Artık hepimize düşen, ülkemizin geleceğine katkıda
bulunmaktır.
Siyasilerin başarısızlıkları üzerinden bir gelecek algısı
hepimizi dünya arenasında ve tarihin tozlu raflarına
gömecektir.
Zaman birlik olma zamanıdır, farklılıklarımızdan çok benzerlik
ve ortak kader anlayışıyla daha çok çalışmak.
Boş eleştiriler yerine yeni sistemde sivil toplum örgütleri
üzerinden yönetenlere ışık tutmak zamanıdır.
Huzur zenginlik mutluluk bir zümrenin değil,hepimizin olması
için çaba sarf etmek olmalıdır.
Sonuçlar Hepimize hayırlı olsun.
Kazanan ak parti ve iyi parti olduğu görünse de,
Asıl kazanan demokrasi olmuştur.