Andy-Ar Sosyal Araştırma Merkezi'nin seçime sayılı günler kala yaptığı anket çarpıcı sonuçlar içeriyor. 21 ilde 3 bin 126 denekle, 25 Mayıs 1 Haziran 2011 tarihleri arasında kantitatif araştırma tekniklerinden yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak yapıldı. 12 Haziran seçimlerine 10 gün kala sonuçlandırılan kamuoyu araştırmasına göre, yüzde 8 oranındaki kararsız seçmen dağıtıldıktan sonra tablo şöyle oluştu: AK Parti: yüzde 52,3 CHP: yüzde 24,8, MHP: yüzde 9,8, Bağımsızlar: 6,7 Diğer: 6,4 Birincisi; Son iki ay içerisinde tercihleri kademeli olarak netleşen ‘kararsız seçmenlerin’ büyük bir bölümünün AK Parti’ye yöneldiği gözlemlendi. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın ardı ardına açıkladığı büyük yatırımlı şehirleşme ve beraberindeki kalkınma projeleri kararsız seçmenin AK Parti’den tercih kullanmasında ciddi etken olmuştur. İkincisi; Propaganda sürecindeki AK Parti- CHP kutuplaşmasının neticesinde, ‘Diğer Partiler’ olarak adlandırdığımız kitledeki merkez sağ görüşlü ve muhafazakar tabanlı; Saadet Partisi, Demokrat Parti ile Büyük Birlik Partisi seçmenlerinin bir bölümünün de AK Parti’ye yöneldiği görülmekte. Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla, eskisinden daha farklı bir yapıya bürünerek ‘Yeni CHP’ söylemiyle geçmiş dönemlerde hiç oy alamadığı, uzak kaldığı seçmene yakınlaşıp, statükocu kimliğinden uzaklaşma eğilimiyle, Laiklik, Cumhuriyet, Rejim bekçiliğini ön planda tutmayıp ve irtica kaygısı gütmeyen merkeze yakın bir parti haline dönen Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerde oylarını yükseltecek. Fakat bu yükseliş, medya ve kamuoyunda dillendirildiği gibi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun beklediği bir oranda görünmüyor. Bunun önemli sebepleri var. Aile sigortası projesiyle yoksul seçmenle bütünleşmeye çalışan CHP diğer taraftan Kemal Kılıçdaroğlu’nun günü gününü tutmayan tutumları nedeniyle aslında bu seçim sürecinde bir bocalama yaşıyor. Özellikle sağ seçmeni etkisi altına alamayan CHP, merkez solun çatısı konumuna erişti ve araştırmamıza göre alabileceği oy oranı yüzde 25’lerde. Bu sonuç da zaten, geçmiş seçimlerde bölük pörçük olan sol seçmenin CHP etrafında birleştiğini ortaya koyuyor. CHP’nin son dönemdeki BDP yakınlaşması da bu sonucun diğer bir etkeni. Ulusalcı-Milliyetçi seçmenin tercihleri arasında olan CHP, BDP yakınlaşması ile bu oy kitlesinden de büyük oranda uzaklaşmış görünüyor. Referandumdaki hayır tercihinden dolayı tabanıyla ters düşen ve son olarak da kaset skandallarıyla sarsılan MHP’nin ciddi anlamda seçmen kaybettiği ve baraj altına düştüğü ortaya çıkmıştır. Araştırmamıza göre barajın hemen altında olan MHP 10 günlük süre içerisinde oylarının çok az bir seviyede hareketlenmesi bile baraj sorununu aşabileceği noktada olduğunu göstermektedir.