Seçim tarihi, iyi bir siyasi dizayn!
Abone ol"Özal tanton Babaydı ben Somon Babayım" diyen Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçim tarihinin 10 Ağustos olmasını da bir 'proje' olduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin
İhsanoğlu, kendisini Özal'a benzetirken, "O Tonton Baba'ydı ben
Somun babayım diyor"... Seçim tarihinin 10 Ağustos olarak
belirlenmesi için 'siyaseti dizayn çabası' diyen İhsanoğlu,
Fethullah Gülen'le de tanıştığını söyledi.
Ayşe Arman'ın sorularını cevaplayan İhsanoğlu, Turgut Özal'ın,
cuntanın tüm planlaması ve baskısına rağmen seçimi nasıl
kazandığını hatırlatıp, "Yapılan dizaynların halk tarafından kabul
edilmediğinin en güzel örneklerinden biridir" dedi. İşte İhsanoğlu
röportajından ilginç bölümler:
ÖZAL BENİ SİYASETE DAVET ETTİ
AMA
- Konumunuzu Özal’ın adaylığına benzetiyor
musunuz? Özal’ın savunduklarını savunuyor
musunuz?
- Rahmetli Turgut Bey, bizim komşumuzdu. Karşı dairemizde
oturuyordu. Ben daha önceden de tanırım kendisini, münasebetlerim
çok iyiydi. (..) Gerçekten çok yakındık. Bana politikaya girme
teklifi de yaptı. Ama uluslararası kariyerde devam etmek
istiyordum.
CUNTANIN DİZAYNINI BOZAN
ADAMDI
- Unutmayınız ki o, istenmeyen bir adamdı. Askerler, iki parti
kurdular. Bir sağ parti, bir de sol parti. Sağ partinin başına bir
generali, sol partinin karşısına da bir bürokratı getirdiler. Ve
dediler ki, “İki parti girecek, birisi sağ, birisi sol!”
Keyiflerine göre Türkiye’yi siyasi açıdan dizayn ettiler. Ama tabii
Turgut Bey’in aradan çıkıp, ‘challenge etmesi’yle, yani meydan
okumasıyla, bütün hesaplar bozuldu. Turgut Bey tek başına iktidar
oldu. Onlar da hüsrana uğradı. Turgut Bey hem Türkiye’deki bu
vesayet sistemini yıktı hem de milletin önünü açtı, demokrasinin
önünü açtı. Üstelik Türkiye’nin ekonomisinin kollarını,
bacaklarını, burnunu, gözünü, boynunu bağlayan zincirleri koparttı.
Türkiye bugün buralara geldiyse, temelinde rahmetli Turgut Özal
var...
- Siz, kendinizi ona mı
benzetiyorsunuz?
-Ben diyorum ki, bu bir örnektir. Yapılan dizaynların halk
tarafından kabul edilmediğinin en güzel örneklerinden biridir. Ben
de öyle hissediyorum ki, bu seçimlerde halk bir değişim istiyor.
Yani değişimi şu şekilde istiyor: Hükümet değişsin manasında
demiyorum. Çünkü bu hükümetle ilgili bir seçim değil. Ama
cumhurbaşkanlığı makamında farklı bir isim görmek istiyor. Farklı
bir ses duymak istiyor.
İNSAN KENDİSİYLE DALGA
GEÇEBİLMELİ
- "Ekmek için Ekmeleddin” sloganını siz
ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?
-Ben sevdim. Halkın hemen anlayacağı, psikolojisine hitap edecek,
lafı dolandırmadan, doğrudan doğruya söylenmiş bir mesaj...
- Siz, bütün şakalara da hoşgörülü
bakıyorsunuz?
-Elbette. Gülüyorum. Kendim bazı şakalar yaptım. “Somun Baba” dedim
kendi kendime. Ya da demin gelinim Twitter geyiklerini anlattı,
yine güldüm, komik çünkü bazıları...
- Bir sürü insan sinir
olur...
-Olur mu efendim! İngilizler ‘mizah anlayışı’ derler. Milletlerin
mizah anlayışı yükseldi mi, olgunlukları da yükselir. Ben mizahı
çok önemserim. Bizim tarihimizde Nasreddin Hoca vardır mesela.
Mizah, kültürümüzün temel kaynaklarından biridir. Tabii ki insan
kendini tenkit edecek, ti’ye alacak, hatta alay edecek. Bundan daha
doğal ne var?
12 YILDIR İKTİDARDA OLAN STATÜKO DEĞİL DE
BEN Mİ STATÜKOYUM?
- Başbakan sizin için, “Onu seçerseniz
statükoyu seçmiş olursunuz!” dedi...
-12 senedir iktidarda olanlar statüko değil de, yeni cumhurbaşkanı
adayı mı statüko? Sayın Başbakan diyor ki, “Biz vesayet sistemini
kaldırıyoruz, kaldırdık!” Bu çok güzel bir şey. Meclis’in üzerinde,
devletin üzerinde kullanılan tabirle ‘atanmışların’ vesayetinin
olmaması gerekir. Fakat bu eski vesayeti ortadan kaldırırken, yeni
bir vesayet sisteminin de kurulmaması lazım.
KADIN BEDENİNE KARIŞMAK BANA AYIP GELİYOR
- Sizin hürriyet ve demokrasi tanımınız
ne kadar farklı? Yani demokratlık sınırınız nerede bitiyor. Kızlı
erkekli gençlere, yazın Kadıköy vapurundan inen kadınlara tahammül
yüzdeniz ne kadar?
-Reşit insanlardan bahsediyorsunuz değil mi? Reşit insanların özel
hayatlarına müdahale etmek kimin haddine.
- Başbakan’ın görevleri arasında, kimin
kaç çocuk doğuracağına karışmak, kadınların kürtaj ya da sezaryen
yaptırmalarına engel olmaya kalkışmak var mıdır, olmalı
mıdır?
- Biz üç çocuk yaptık. Ama başkası yapmaz. Herkesin kendi kararı.
Herkes hürdür. Ve tabii ki kadın bedenine karışmak bana ayıp
geliyor.
SİYASETİ DİZAYN ETME
ÇABASI
- Seçimin 10 Ağustos’ta olması, herkes
yazlıktayken, güneydeyken, sanki özellikle denk getirilmiş gibi
duruyor...
-Bunu değiştirmeleri mümkündü, yapmadılar. Eylül’de bir tarih
yerine 10 Ağustos’u tercih ettiler. Gayet tabii ki bunları üst
üste, yan yana koyduğunuzda bir ‘dizayn’ olduğunu görüyorsunuz.
Bunu yapanlar mahçup olsun isterim!
FETHULLAH GÜLEN’LE
TANIŞTIM
- Türkiye’de yaşanan 17 Aralık
iktidar-paralel yapı savaşını nasıl değerlendiriyorsunuz? Fethullah
Gülen’le bir yakınlığınız var mı?
-Benim hiçbir cemaate yakınlığım yok. Bu konudaki fikirlerimi
değişik vesilelerle ifade ettim. 17 Aralık’ın bir siyasi çekişme
meselesi olmaktan çıkıp, bir adli mesele olarak çözüme kavuşmasını
temenni ederim.
- Bir yakınlığınız var mı
Gülen’le?
-Kendisini tanıdım tabii. İstanbul sosyal hayatında, aktif bir
şahsiyet olarak kendisini tanıma imkânım oldu.