Seçim sonrası için kritik 'operasyon' kehaneti
Abone olCHP'li Gürsel Takin'in seçim öncesi Suriye'ye operasyon yapılacağı iddiaları üzerine, Habertürk yazarı Muharram Sarıkaya operasyonun seçim sonrası yapılacağını iddia etti.
İNTERNETHABER.COM- CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in
Taraf Gazetesi'ne yaptığı açıklamada ortaya attığı "Türkiye 2 gün
içinde Suriye'ye girecek" iddiası gündeme bomba gibi düştü. Bu
iddiaların üzerine bölgeye hakim, Habertürk yazarı Muharrem
Sarıkaya, gündemi sarsan bu iddiaları ele aldığı bugünkü yazısında
kritik bir 'kehanet' ortaya atarak ordunun 'seçimden sonra
Suriye'ye gireceğini' ileri sürdü.
GÜRSEL TEKİN NE DEMİŞTİ?
Gürsel Tekin, en geç iki gün içinde ordunun Suriye'ye sokulacağını
iddia ettiği o açıklamasında "Bu bilgi çok sağlam bir kaynaktan.
Aynı kaynak daha önce de Süleyman Şah Türbesi'nde askerlerimizin
IŞİD'in insafına terk edildiğini söylemişti. Bana verilen bilgiye
göre, Türkiye bu akşam ya da yarın askeri operasyon yaparak
Suriye'ye girecek. Başbakan'a sesleniyorum, Çıkın, böyle bir
çılgınlık yok, o iddia yanlış deyin. Beni yalanlayın". diyerek
iddiasını savunmuştu.
TEKİN İDDİASINDA ISRARLI
Muharrem Sarıkaya, birkaç gündür Güneydoğu’da, özellikle de
sınır boyunda dolaştığını vurgulayarak kaleme aldığı yazısında 'ne
gördüğü, ne de sohbet ettiği üst düzey kamu görevlilerinin
anlatılarında Türkiye’nin sınır ötesine operasyon yapacağına
ilişkin veriye rastladığını' belirterek, iddianın sahibi olan
Gürsel Tekin’i telefonla aradığını, 'Tekin'in de iddiasını yeniden
tekrarlayarak; güvendiği kişilerin kendisine aktardığını
bildirdiğini' kaydetti.
Sarıkaya, bunun üzere bölgede yaptığı araştırmalar ve bölgeye hakim
isimlerden aldığını ileri sürdüğü bilgiler ışığında Türkiye'nin
seçimden sonra sınırı geçeceğini "sınırın öte yakasında çok
değil, seçim sonrası çok büyük bir çatışma çıkarsa kimse
şaşırmasın" diyerek iddia etti.
İşte Sarıkaya'nın seçim sonrası Türkiye'nin Suriye'ye
gireceğini iddia ettiği o yazısından çarpıcı satırlar:
(...)
Kendisine de (Gürsel Tekin'e) söyledim, yaklaşık 300 kilometresini
katettiğim sınırın, Gaziantep’ten Mardin’e uzanan 500 km’lik
kesiminde herhangi bir askeri hareketlilik görmedim, duymadım.
Hatay bölgesinde tanıdığım birkaç dostuma da danıştım, onlar da bir
askeri harekâtın olmadığını bildirdi.
Peki bütün bunlar yakın gelecekte bir şeylerin olmayacağı
anlamına gelir mi?
Hemen belirteyim ki sınırın öte yakasında çok değil, seçim
sonrası çok büyük bir çatışma çıkarsa kimse
şaşırmasın.
Çünkü uzun süredir çatışmanın zemini
hazırlanıyor.
Türkiye ile ABD’nin “eğit-donat” kapsamında eğitimini tamamladığı
güçlerin Suriye içinde IŞİD’e karşı savaşmaya hazır olmasını da
buna eklemeli.
Ayrıca aralarında Nusra Cephesi, Ebu Amr, Ahrar-uş Şam, Nurettin
Zengi Hareketi ile Suriye Devrimcileri Tugayı’nın da bulunduğu 15
örgütün birkaç gün önce YPG ve IŞİD’e karşı ortak mücadele için bir
araya gelmiş olmaları da çatışmaya hazırlığın bir başka
göstergesi.
YENİ GÖÇ
Bu hareketliliğin Türkiye’ye yeni bir göç dalgasına yol açacağını,
bölgede sohbet ettiğim Türk yetkililer de açıktan dile
getiriyor.
Birkaç gün önce de konuyu masaya yatırmışlar.
Sınırın tam anlamıyla güvenliğini sağlamanın zorluğunu onlar da
biliyor.
Buna karşın askeri kontrol bölgelerinde sınır güvenliğinin
sağlandığının da altı çiziliyor.
Son dönem en büyük sorunları uyuşturucu, insan ve hayvan
kaçakçılığı...
Sınırın diğer tarafına Türkiye’den çok miktarda gübre
taşındığı ve bunların patlayıcı yapımında kullanılacağı iddiasına
verdikleri yanıt ise şöyle:
“Sınırın öte yakasında çok daha güçlü patlayıcı bulmak
sorun değil ki buradan gübre gitsin...”
Onları kaygılandıran bunların ötesinde Şanlıurfa’da 500 bin,
Gaziantep’te de 300 bini bulunan ve toplamda 2 milyonu geçen
sığınmacılara yenilerinin katılacak olması.
KOORDİNATÖR YOK
Görünen o ki, böyle bir durumla yüz yüze kalmaları halinde nasıl
bir yöntem izleneceği konusunda da herhangi bir hazırlıkları
yok.
Çünkü bölgede bu işlerle ilgili koordinatör vali, milletvekili
adayı olarak görevinden ayrıldıktan sonra yerine atama
yapılmamış.
“Olması gereken koordinatör valiliğin müsteşarlığa dönüştürülmesi”
beklentilerini de kayda geçiriyorlar.
Böyle bir statünün bölgede hizmeti daha etkin kılacağını
vurguluyorlar.
Havayla birlikte zeminin de ısındığı bölgede durum bundan
ibaret.