Sayısal dersler kabus olmayacak
Abone olFizik, kimya ve biyoloji derslerinde öğrencilerin zor algıladığı kavramları somutlaştıran yeni bir teknoloji geliştirildi.
ODTÜ'lü dört genç, fizik, kimya ve biyoloji derslerinde
öğrencilerin zor algıladığı kavramları somutlaştıran yeni bir
teknoloji geliştirdi.
'Artırılmış Gerçeklik' adı verilen teknoloji, hız, ivme, elektron
ve DNA gibi pek çok kavramı somutlaştırarak, yanlış algılamaları
ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Bir bilgisayar, bir web kamera ve bir kağıtla oluşturulabilen bu
teknoloji ile öğrenciler, bir DNA kromozomunu makasla kesebilecek,
hız ve ivme vektörü arasındaki ilişkiyi, bilgisayarda hız yapan
arabanın aldığı yolu görerek kolayca algılayabilecek.
Gerçek dünya ile bilgisayar simülasyonları
Öğrencilerin gerçek dünya ile bilgisayar simülasyonlarını
kullanarak, fizik, kimya ve biyoloji deneylerini kendi kendilerine
kolaylıkla yapabilmelerine imkan tanıyan teknoloji, daha çok
öğrencinin sayısal alana yönelmesini, böylece bilimle uğraşanların
sayısının artmasını hedefliyor.
ODTÜ Teknokent'te katıldıkları yarışmada, üç yıl ücretsiz ofis
kullanım hakkı ve 50 bin YTL'lik para ödülü kazanan ve Gürkan Caner
Birer, Mustafa Ayan, Münir Ercan ve Furkan Kuru'dan oluşan
'Rotasoft' grubu, yarışmanın ardından zaman kaybetmeden 'Artırılmış
Gerçeklik' projelerini geliştirmeye başladı.
Gürkan Caner Birer, hedeflerinin bu teknolojiyi Türkiye'nin yanı
sıra ABD ve Avrupa ülkelerine de yaymak olduğunu söyledi.
Projenin çıkış noktasının, öğrencilerin fizik derslerinin temeli
olan kuvvet, hız, ivme, yer değiştirme gibi kavramlarda
zorlanmaları olduğunu anlatan Birer, bu konunun 'fizikte yanlış
algılamalar' başlığı altında incelendiğini söyledi.
Mekanik deneyleri kapsayacak sistem
Hız ve ivme gibi kavramların, soyut olmaları nedeniyle
öğrencilerin, alınan yol ya da yer değiştirme gibi en temel
konuları algılayamadıklarını belirten Birer, ''Mekanik deneylerin
hemen hepsini kapsayacak bir sistem hazırladık. Bundan sonra bu
deneylerin örgün eğitimde kullanılması için çalışmalarımızı
başlatacağız'' dedi.
Bu çalışmayla söz konusu kavramların aslında o kadar da korkulacak
şeyler olmadığını göstermeye çalıştıklarını vurgulayan Birer,
''Öğrencilere aslında bu konuların ne kadar basit olduğunu, bunun
belli metodolojilerle çok rahat kavranabileceğini anlatmak
istiyoruz. Bu projeyle daha çok öğrencinin sayısal alanı tercih
etmesini ve bilimle uğraşanların sayısını arttırmayı hedefliyoruz''
diye konuştu.
Birer, ''Örneğin biyolojide DNA'nın yapısını göstermeye
çalışıyoruz. Micro düzeydeki DNA'yı lise, hatta ilköğretim
düzeyindeki öğrencilerin anlayabileceği seviyede örneklerle
anlatmaya çalışacağız. Öğrenci, sanal olan DNA modelini gerçek
makasla kesebilecek. Sonrasında da başka bir araçla kestiği parçayı
alıp diğer DNA'ya monte edebilecek'' dedi.
Birer, moleküllerin yapısı ve birbirleriyle ilişkisi gibi
kavramların da bu teknoloji ile kolaylıkla kavranabileceğine
dikkati çekti.
Öğrencilerin hazırlanacak setleri basit şekilde
kullanabileceklerini anlatan Birer, ''Normalde en düşük 15-20 bin
dolar civarında olan deney setlerinin fiyatları da aşağıya çekilmiş
olacak. Sistem için, standart bir bilgisayar, bir web kamerası, bir
de yazıcıdan çıktısı alınacak basit bir kağıt gerekiyor'' dedi.
Birer, yakında matematiğin de kabus olmaktan çıkması için
çalışmalar başlatacaklarını vurguladı.
Televizyon yayın sistemleriyle ilgili uygulama
Televizyon yayın sistemleriyle ilgili uygulamalarını da anlatan
Birer, özellikle canlı yayınlarda sanal nesnelerle etkileşime
girebilecek sistemlerin yakında kullanılacağını belirtti.
Yayındaki konukların, oturdukları masanın üzerindeki sanal
yaratıklarla diyaloğa gireceklerini söyleyen Birer, ''Yayınlarda bu
tür uygulamalar genellikle montajla ve iki boyutlu olarak
yapılabiliyor. Bunun canlı yayında yapılması çok zor. Yeni sistemle
bu tür yapımlar çok ucuzlayacak'' dedi.
Birer, şov programlarında çizgi film karakterlerinin üç boyutlu
olarak stüdyo ortamında hareket edebileceğini kaydetti. Birer,
yarışmanın ardından pek çok uluslararası yayın kuruluşunun canlı
yayınlarında kullanmak üzere projeleriyle ilgilendiklerini de
söyledi.
Öğrencilerin sayısal derslerde güçlük çekmesinin Türkiye'ye özgü
bir sorun olmadığını söyleyen Birer, dünyanın pek çok yerinde bu
sorunla karşılaşıldığını, bu nedenle bu teknolojiyi Avrupa ve
ABD'ye transfer etmeyi amaçladıklarını belirtti.
'Artırılmış gerçeklik' teknolojisinin askeriyeden eğitime kadar pek
çok alanda kullanıldığını vurgulayan Birer, dünyada sistemin
benzerlerinin olduğunu ancak şu an geliştirdikleri şekliyle
kullanılmadığını söyledi.