Sayın Arınç siz ne dersiniz?
Abone ol"ABD ve AB biliyor ki, Türk halkının, kırmızı çizgisi hürriyetidir" diyen yazarın Bülent Arınç'a bir sorusu var.
Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi yazarı Metin Işık, ABD'NİN, Irak merkezli Büyük Ortadoğu Projesi'ne Türkiye penceresinden bakmış bugünkü yazısında. "ABD ve AB biliyor ki, Türk halkının, kırmızı çizgisi hürriyetidir" diyen Işık'ın Bülent Arınç'a bir sorusu var. ABD'NİN, Irak merkezli Büyük Ortadoğu Projesi ile 'Orta' merakı coğrafyamızda da depreşti. Henüz tam bilinmeyen bu proje, bugün 'bazı çömezleri' Türkiye'yi idare eden ekipten olan Üstad Necip Fazıl'ın Büyük Doğu hedefinin arasına konulmuş bir 'Orta' kelimesinden ibaret değil herhalde. Keşke öyle olsaydı. ABD Nikaragua ve Panama'da 'Orta Amerika', Yugoslavya'da 'Orta Avrupa', Türkmesintan, Özbekistan'ı da içine alan Afganistan ve Kandahar'da 'Orta Asya', Sudan ve Somali'de 'Orta Afrika' projelerini hayata geçirdi. ABD ve AB biliyor ki, Türk halkının, 'kırmızı çizgisi' hürriyetidir. Tek güvencesi de İstiklal Harbi'nde akıttığı kanıdır. Bazıları farkında olmasa da, ABD yine biliyor ki, Anadolu'da yaşayan milyonlarca insan hürriyeti ve meşru ulusal hakları için her zaman, 'ölümü göze alarak' savaşabilir. Toprağının küçülüp, atama kahramanların cirit atması pahasına da olsa. Mikro milliyetçilik, 'hayalperestleri' ile Allah Kelamı Kur'an yerine, kafalarındaki, 'azınlık İslamı'nı meşrulaştırmak için, 'Kıbrıs ise Kıbrıs, ne ise o. Mutlaka AB'ye girmeliyiz' formülcüleri dört tarafımızı sarsa bile bundan vaz geçmez. Bunu bilen ABD 'pergelin merkezi'ni Anadolu'ndan Selçuklu yurdu Irak ve Afanistan'a çevirdi. Türkiye'ye ise, kabullenmemiz mümkün olmayan 'AB ile ABD arasındaki kenar ülke' rolü biçildi. İkiz mi, 'iki yüzlü' yasa mı? 19. Dönem Erzurum Milletvekili Rıza Müftüoğlu, bilgili ve deneyimli bir siyasetçidir. Olaylara 'parti gözlüğü' ile bakmaz. Doğru bildiklerini söylemekten de çekinmez. Rıza Bey 11 Ağustos 2003 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 'ikiz yasaları' aylardır gündeme getiriyor. 627 sayfalı kanunda, iki bölümlü üçer maddeli yasa gerçekten ilginç. Bölüm 1. Madde 1 şöyle: Bütün halklar kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptirler. Bu hak gereğince halklar, kendi siyasal statülerini özgürce kararlaştırırlar ve ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini özgürce sağlarlar. Bütün halklar, kendi amaçları doğrultusunda, karşılıklı yarar ilkesine dayanan uluslararası ekonomik işbirliği ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerine halel getirmemek kaydıyla, kendi doğal zenginlik ve kaynaklarından özgürce yararlanabilirler. Bir halk hiçbir durumda, kendi varlığını sürdürmesi için gerekekli olan kendi olanaklarından yoksun bırakılamaz. Özerk olmayan ve velayet altında bulunan ülkelerin yönetilmesinden sorumlu olan devletler de dahil, bu sözleşmeye taraf devletler, Birleşmiş Milletler Şartı'nın hükümleri uyarınca, halkların kendi kendilerini tayin etme hakkının gerçekleştirilmesini kolaylaştıracaklar ve bu hakka saygı göstereceklerdir. İkinci bölümde ise Türkiye Cumhuriyeti'nin bu anlaşmalara uymayı kabullendiği belirtiliyor. Ve Rıza Müftüoğlu günlerdir, 'Bu kanun Türkiye'de 38 halklı bir mozaik olduğu tezlerinin paralelindedir. Yasayla Lozan'ı kendi elimizle delmiyor muyuz? Türkiye ulusal bağımsızlığını devretmiyor mu? Türkiye'den 8-10 federasyonlu bir devlet mi çıkacak?' diye soruyor. Cevap yok. Her kesimde sessizlik var. TBMM üyelerine ise, 'Yasayı düzeltin. Lozan'a atıfta bulunun. Azınlıkların dışında Türkiye'de yaşayanlar tek halktır deyin. Yoksa hain damgası yersiniz' çağrısında bulunuyor. Mahalli idareler kanununda valilerin veto yetkisinin, 'federasyon iddialarını engellemeyeceğine' dikkat çekiyor. Evet, TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç, 'BM ilkelerini gerekçe göstermeden' siz ne diyorsunuz?