Sayan Nihat Doğan'ı anlattı
Abone olSeda Sayan yeni yayın döneminde 'Sabah Sabah Seda Sayan' programıyla eğlendirmeye ve ihtiyacı olanlara yardım etmeye devam edecek. Ama bir farkla!
Seda Sayan, artık itiraf ettiği Nihat Doğan'la aşkını da
hayranlarıyla paylaşacak! Hatta ilişkisinin her aşamasında
hayranlarının görüşlerine başvuracak. - Kapının önünde bir sürü
çiçek var. Doğru, gazinolarda, özellikle kulis önleri böyle
çiçeklerle dolu olur. Ben de televizyon programına değil, sanki
gazinoya çıkıyormuşum gibi hazırlanıyorum. Mesela biraz önce bir
şişe parfümü bitirdim. Ben hala seyircim ekran başında değil de
yanımdaymış gibi davranıyorum. Belki de başarımın nedeni bu! - Beş
yıldır ekrandasın, sıkılmadın mı? Aslına bakarsan tam 10 yıldır
ekrandayım ben. Sabah programını ilk ben başlattım. Zaten Kanal D
ailesi benim çalışkanlığımı seviyor. Haziran ayında tatile
girdiğimiz an ben de yeni sezon için kıyafetler almaya başlıyorum.
Çünkü artık bana sponsorlar kıyafet vermiyor. - Neden vermiyorlar?
Kesiyorum diye... Yakasını kesiyorum, paçasını kesiyorum! O yüzden
de ya diktiriyorum ya da hazır alıyorum. Şu içerideki dolapta ciddi
bir servet yatıyor. - Merak ediyorum, böyle sessiz, 'çıtkırıldım'
olduğun bir dönem oldu mu hiç? Hayatım boyunca bir prenses gibi
olmayı, bir kraliçe gibi oturup kalkmayı, konuşmayı çok istedim ama
beceremedim. Mutlaka bir yerde patlak verdim. Biraz deli
dumrulluğum, biraz haksızlığa tahammül edemediğim için, haklıyı
kayırma, onun haklarını gözetme gibi bir durumum var. O yüzden
istesem de prenses, kraliçe gibi olamıyorum. SEYİRCİM NE DERSE O -
Şimdi hayatında Nihat Doğan var. Biraz bu ilişkinden bahseder
misin? Biraz önce canlı yayında, 'Evin içinde onu aramıyorum,
seccade, tespihi arıyorum. Onlar neredeyse, Nihat orada' dedim.
Hakikaten böyle birisi. - Bugüne kadar birçok kişi onu 'itici'
bulmuştur. Ben bile nefret ediyordum. Halbuki bizim gördüğümüz
Nihat ile alakası olmayan, çok saygılı, tam bir Anadolu erkeği o.
İçkisi yok, sigarası yok. Beş vakit namaz kılıyor. Kolunun altından
seccade düşmüyor. Ne yalan söyleyeyim, ilk adım da benden geldi. -
Ne yaptın? Bilmiyorum, bir anlık bir şey! Ocak ayında Gökhan'dan
boşandım, haziran ayında son programımdan bir önceki programıma
Ceylan'la beraber Nihat'ı konuk aldım. Canlı yayında ona, 'Ay ne
kadar kötü giyinmişsin, bu ayakkabılar ne böyle' dedim. Öyle bir
gözle karşılaştım ki, sanki beni boğacak. Ben de taktım mı takarım.
Saçına laf söyledim, ayakkabısına laf söyledim. Dedim ama bu arada
gözlerimiz de cebelleşiyor. Sonra seyirci lafa karıştı, 'Evet
yardımcı ol, düzelt onu' falan dedi. O da herkesin önünde kendisini
bana teslim edeceğine, dik kafalılık yapmayacağına söz verdi. Nihat
beni tavladı ya, tamamdır! Tabii bu arada o evlenmek istiyor, çocuk
istiyor! Ben onun bu kadar isteklerini görünce, kendimi geri
çekmeye başladım. Bana hitap şeklini, beni sevmesini seviyorum. -
Nasıl hitap ediyor sana? Birtanem, cantanem, gültanem,
aşkım...Bırakayım da artık biri benim için bir şeyler yapsın. Zaten
bu kez yemin ediyorum milyonların önüne, canlı yayına çıkaracağım
onu ve 'Ne istiyorsanız sorun' diyeceğim. Önce seyircimden onay
alacağım. - Birlikte mi yaşıyorsunuz? Onun evi var, benim evim
ayrı. Ama bugüne kadar kimse kendi evinde kalmadı! Eğer benim
seyircim, 'Evlenmeden doğur kız' derse, evlenmeden çocuk sahibi
olacağım. Ama 'evlen' derlerse de evleneceğim! Benim kriterlerim
var. Başarılı birisi, kuralları ve karakteriyle bir yerlerdedir.
Karakterini asla değiştiremezsin. Ben hatayı görmezlikten
gelemiyorum. Herkes 'beş kere evlendi' deyip duruyor. Ben iki tane
evlilik yapsaydım, üç tanesini de evlenmeden yaşasaydım, bundan
bahsedilmeyecekti! Ben nerede hata yaptım? Bunları resmi olarak
yaşamam mı hata? Yürümeyen bir şeyi nereye kadar ittirebilirim ki?
Ben örnek alınan birisiyim. Belki de kadınların yapmak isteyip de
yapamadıkları şeylerin tercümanlığını yapıyorum, olamaz mı? Neden
üzüntü çektiğim bir şeyi sürdüreyim? Eğer benim gözümün ışığı
sönmüşse, eğer benim canım acıyorsa, nereye kadar bunu
sürdürebilirsin ki? Gitmiyorsa, en güzeli bitirmek. Ben de bunu
yaptım. Şimdi çok önemli bir şey söyleyeceğim: Eğer benim Gökhan
Şükür'den bir çocuğum olsaydı, asla boşanmazdım. Demek ki hatalar
ve suçlar benden kaynaklanmıyor.