Savunma sanayisinde ihracat yüzde 30 arttı ithalat yüzde 60 geriledi
Abone olSavunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma sanayide ihracat yüzde 30 artarken ithalatın ise yüzde 60 gerilediğini söyleyerek, "Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkarttığı çeşitli zorluklar, gizli ve açık ambargolara rağmen ürünlerimizi sahaya vermeye devam etmektedir" diye konuştu.
Eskişehir’e bir takım ziyaretlerde bulunmak üzere gelen Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Sanayi Odasını ziyaret etti. Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş ile Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan İsmail Demir, ardından toplantı salonuna geçti. Burada iş adamları ile savunma sanayisine yönelik hizmet veren Eskişehir’deki işletmelerin katkıları konuşuldu.
“İhracatımız yüzde 30 artarken ithalat yüzde 60 geriledi”
Toplantı sırasında konuşan Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, son 5 yılda savunma sanayi ihracatı yüzde 30 artarken ithalatın yüzde 60 gerilediğine vurgu yaptı. Konuşmasında, geçmiş yıllardaki dışa bağımlılıktan bahseden Demir, “Başkanlığımız güvenlik güçlerimizin modernizasyonu ve savunma sanayimizin geliştirilmesi, her türlü silah, araç gereç, sistem ve teçhizat ile ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamak için görevlendirilmiştir. Savunma sanayi teknolojilerini geliştirmek üzere çeşitli projeler yürütmekte ve faaliyetler yapmaktadır. Bu faaliyetlerin ana ekseninde özellikle stratejik ürün ve metotlarda sistemlerde yerlileşme ve milli sistemlerle çalışma ve bu anlamda teknoloji kazanımı yatıyor. Yıllar önce hazır alım modelleri ile giden, geniş ölçüde dışa bağımlı bir savunma sanayimiz vardı. Güvenlik güçlerimizin Silahlı Kuvvetlerimizin kullandığı sistemleri, cihazları, teçhizatları dışarıdan temin etmek zorunda kalır ve onların idamesi, onarımı ve benzeri güncellenmesi, modernizasyonu süreçlerinde de yine bu çok uzun süre bağımlılığa yol açan bir zincirin dairenin içerisinde kalmışlığımız vardı. Ancak artık bunu aşıyoruz. Son 5 yılda savunma sanayi ihracatımız yüzde 30 artarken ithalatımız yaklaşık yüzde 60 gerileme gösterdi. Bu durum savunma sanayinde bağımsızlık hedeflerimize ulaşmamız konusundaki kararlılığımızın göstergesidir. Hatta şunu da söyleyebilirim eğer ki biz çok yıllar önce temin ettiğimiz yabancı kaynaklı sistem, platform ve ürünlerin idamesi ile ilgili bağımlılığımızdan da kurtulabilseydik, bu oranların çok da değişik olabileceğini görebilirdik. Yani ithalat miktarımızın çok daha azaldığını görmek mümkündü” dedi.
“Bizim rolümüz projeleri yerli ve milli sistemlerle donatmak”
Savunma sanayide milli ve yerli sistemlerin önemi hakkında konuşmasını sürdüren Demir, şunları söyledi;
“Savunma sanayi ülkemiz için stratejik öneme sahip. Buradaki bizim rolümüz, bu projeleri milli eksenli, milli teknoloji hamlesi adını verdiğimiz ideal ve hareket doğrultusunda yerli ve milli sistemleri donatmak. Tabi bu yerli ve milli kelimesi çok kullanılır oldu. Ama ben şunu belirtmek isterim ki, ilk anlamını bulduğu, gerçekten etkisini gösterdiği ve bu anlamda itici gücü oluşturduğu alan savunma sanayi olarak ortaya çıktı ki bu da haklı bir ortaya çıkış. Türkiye'nin güvenliği, bağımsızlığı, istiklal ve istikbal mücadelesindeki kendi yönünü çizme, kendi kararlarını verme azmi ve gücü de buradan gelecektir. Bugün Türkiye küresel tedarikçilerin çıkarttığı çeşitli zorluklar, gizli ve açık ambargolara rağmen ürünlerimizi sahaya vermeye devam etmekte. Çok ince detayda yer alan küçük bileşen ve sistemlerde bile karşımıza çıkarılan engellerin aslında ne kadar anlamsız olduğunu hem görmekte, hem de göstermekte. Bugün dünyada bu ürünleri üretirken, bu galibiyet elde ederken savunma sanayi önemli rol oynuyor. Aslında sanayi ve teknoloji ekosistemimiz bu konuda en önemli rolü oynuyor. Yani kuvvetli ve yaygın, kabiliyetli bir ekosisteminiz yok ise sadece bir alanda iyi olmanız mümkün olmuyor. Bu ekosistemin en önemli unsurlarından birisi de Eskişehir sanayisi başta havacılık olmak üzere diğer alanlarda da çok önemli kabiliyetlere sahip. Türkiye, küresel güç vizyonunu ortaya koyduğunda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bir araya gelen galibiyetlerin bu unsurda, asıl gücümüzü oluşturduğunun farkındayız.”