Savunma sanayisi yoksa tam bağımsız olunmaz
Abone olMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2014’te Türkiye’nin savunma sanayi yatırımları ve durumuna açıklık getirerek, “2014 yılında seri üretime ...
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2014’te Türkiye’nin savunma
sanayi yatırımları ve durumuna açıklık getirerek, “2014 yılında
seri üretime geçilecek. Savunma sanayi yoksa tam bağımsız olunamaz”
dedi.
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği, Türkiye
İhracatçılar Meclisi, Ekonomi Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve
Savunma Sanayi Müsteşarlığı işbirliği ile Bolu’da düzenlenen
“Savunma ve Havacılık Sanayi Vizyon Buluşması” toplantısının son
gününe Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı. Karacasu
beldesinde bulunan Gazelle Otel’de düzenlenen toplantının ikinci
gününde savunma sanayi alanındaki ihracat ve ithalat durumları ele
alındı. Toplantı sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Savunma
Bakanı İsmet Yılmaz, 2014’te Türkiye’nin savunma sanayi yatırımları
ve durumu hakkında bilgiler aktardı.
Savunma sanayisinin bir ülkenin olmazsa olmaz sektörü olduğun
söyleyen Bakan Yılmaz, “Eğer savunma sanayiniz yoksa tam bağımsız
değilsiniz. Savunma sanayiniz yoksa, ordunuz güçlü değildir. O
zaman devletiniz de toplumunuz da güçsüzdür. Savunma sanayiyi tam
bağımsızlığın olmazsa olmazı kabul ediyoruz. Bunun için son 10
yılda savunma sanayiye destek verdik. Bir ürünü elde edebilmek için
en az 5-7-10 yıl gerekir. Özgün ürünleri çıkartamazsanız savunma
sanayide varım diyemezsiniz. 25 yıl önce Türkiye’nin savunma sanayi
ürünü var mıydı? Yaşı 50’den daha fazla olan bir savunma sanayi
şirketi var mı Türkiye’de? Hükümetimizin savunma sanayine vermiş
olduğu destekle iyi bir noktaya geldik” ifadelerini kullandı.
Savunma sanayide yıllık ihracat ve hedefledikleri ihracat
rakamlarını da açıklayan Milli Savunma Bakanı Yılmaz, “Yıllık
ihracatımız bir buçuk milyar dolar civarı. Cirosu yaklaşık 4 milyar
dolar civarında. Hedefimiz var. Yakalar mıyız? 2013’te 500 milyar
dolar Türkiye’nin genel ihracatı olacak. Bu 500 milyar dolarlık
ihracat içinde 25 milyar doları biz savunma ve havacılık sektörüne
ayırıyoruz. Biz bunu yakalar mıyız? Yakalarız diye düşünüyoruz.
Savunma sanayinin şu bakımdan zorluğu var. Ürününüzü üretiyorsunuz
ama siyasi destek görmediğiniz zaman bunu bir ülkeye de
satamıyorsunuz. Tek başına teknik yönden yeterli olması yetmiyor
bir de lider ülke fonksiyonunuzun olması lazım. Türkiye bu lider
ülke pozisyonu ile Afrika’da, Ortadoğu’da ve Türki Cumhuriyetler ve
Balkanlar’da kendi özgün ve yüksek teknolojiye sahip ürünleriyle bu
coğrafyada ürünlerini pazarlayabilir durumdadır. Pazarlama ne
bakımdan önemli? Eğer sadece TSK ve EGM ve JGK’nın ihtiyaçlarına
yönelik üretim yaparsanız bunların ihtiyacını karşıladıktan sonra
durusunuz. Bu sektörü canlı kılmak için ihracat odaklı olması
lazım. Biz de bunu sağlamak için özel sektörümüzle el ele
çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
2014 yılında seri üretime geçecek olan silahlar hakkında da
bilgiler veren Bakan Yılmaz, “Atak helikopterimiz teslim
aşamasında. ANKA seri üretime geçti, kararı alındı. 2014’te teslime
başlar. Şuan bir tanesi Batman’da silahlı kuvvetlerimize hizmet
eder vaziyette. Milli piyade tüfeğimiz 2014’ten itibaren
Mehmetçiğimize teslim edilecek durumdadır. TSK’ya 2014’te 35 bin
olarak belirlendi. Bunun dışında özel sektörümüzün çalışmaları var.
ANKA insansız hava uçağımız var ama özel sektörün üretmiş olduğu ve
ANKA ile eşdeğer diyelim. Platformlarda insansız hava araçları
olunca bunlardaki portföyümüzü, yelpazemizi genişleteceğiz.
2015’ten sonra 2016-17’den sonra hem Altay tankımızı, hem
Hürkuş’umuzu, eğitim uçağımızı, hem eğitim hem de silahlı hale
getiriyoruz. ANKA’yı hem gözetim hem silahlı hale getireceğiz. 2017
sonrasında Türkiye savunma sanayi alanında ihtiyacı olan her
hususta iyi bir noktaya gelecek” ifadelerini kullandı.
Dost-düşman tanıma sistemi üzerinde çalışırken ölen ASELSAN
mühendisleri içerisinde sadece bir tanesinin projede yer aldığını
belirten Bakan Yılmaz, ölen diğer mühendislerin bu projede
çalışmadığını ifade etti. Yılmaz, “Bu projeyle o çalışan
arkadaşlarımızın hiçbir ilişkisi yok. Onu bir ayırmak lazım. Herkes
bu ölen kardeşlerimizin, ölen, öldürülen, intihar eden veya
ölümünden kuku duyulan kardeşlerimizin hakkında sadece bir tanesi
Aselsan’da o projede çalışıyor. Geri kalan hiçbir tanesi Aselsan’ın
alt yüklenicilerinde çalışmış ama Aselsan’da çalışan bir kardeşimiz
vardı. Aselsan’da diğer vefat eden kardeşlerimizin bu projeyle
Aselsan’la ve TÜBİTAK’la bağlantısı yoktu. Bir kişi Aselsan’daydı,
o vefat etmiştir. Muhakkak ki hepsi çok değerlidir ama bu proje
ondan bağımsız olarak tamamlanmış durumdadır. Dost-düşman ayırıcı
sistem projesi tamamlandı” ifadelerine yer verdi.
Milli Gemi İnşa Projesi’nin Balyoz Davası’ndan ve sürecinden
etkilenmesinin mümkün olmadığını belirten Bakan Yılmaz, şöyle
konuştu:
“Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Hiç kimse kendisini şey görmesin.
Bu Türkiye çok büyüktür. Biri gider, biri gelir. Bir İsmet Yılmaz
gider, bin İsmet Yılmaz gelir. Dolayısıyla o giden arkadaşlarımızın
da yerine biri gider, bini gelir. Türkiye kişilerden bağımsız çok
güçlüdür. TSK yine kişilerden bağımsız çok güçlüdür. Numune alımı
yapıldı. Niye? TSK eğer bir ürünü kullanırsa bu güven verir. Neden?
Bu TSK’nın gücünden gelir. Silahlı kuvvetlerde çalışan bir
arkadaşın emekliliğinin gelmiş olması hiçbir şeye eksik olmaz.”