Savcının öldürülmesinde korkunç gerçek
Abone olTunceli’nin Ovacık ilçesinde geçen yıl silahlı saldırı sonucu öldürülen Başsavcı Murat Uzun’un adeta göz göre göre öldüğü ortaya çıktı.
MİT’in saldırıdan 27 gün önce, Tunceli ve ilçelerindeki
savcılar için terör saldırısı yapılacağı istihbaratını tüm güvenlik
birimlerine ilettiği ortaya çıktı. Güvenlik birimleri MİT’in
istihbaratını saldırıdan 20 gün önce savcı Uzun’a da
bildirmiş
Savcı Uzun suikastıyla ilgili ayrıntılar bugün Milliyet gazetesinin manşetindeydi. Gürkan Akgüneş imzalı haberde Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın hazırladığı raporun detayları yer aldı.
Raporda, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın(MİT) saldırıdan 27 gün önce(12 Ağustos 2012) “Tunceli kırsalında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının Tunceli merkez ve ilçelerinde görev yapan Cumhuriyet savcıları hakkında keşif faaliyetini tamamladıkları ve eylem gerçekleştirmek üzere talimat bekledikleri”ne ilişkin istihbaratı tüm güvenlik birimleriyle paylaştığı belirtildi.
İki mülkiye başmüfettişinin hazırladığı araştırma raporunda,
“Alınan bu istihbarat bilgisinin Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı
ve Emniyet Müdürlüğü’ne bildirildiği, bu bilgilere rağmen can
güvenliği tehlike altında olan ilçe hakimi ve Cumhuriyet savcıları
için ne lojman içerisinde ne de çevresinde gerekli güvenlik
önleminin alınmadığı, bu boşluğu fırsat bilen bölücü terör örgütü
mensuplarının gerekli keşif faaliyetlerini tamamladıktan sonra
Murat Uzun’u korumasız ve silahsız olmasından faydalanarak herhangi
bir güvenlik önlemi olmayan adliye lojmanı girişinde yakın
mesafeden başına bir el ateş etmek suretiyle şehit ettikleri”
ifadeleri yer aldı.
BİLMEYEN KALMAMIŞ
Raporda ayrıca saldırı istihbaratının Murat Uzun’a kadar ulaşmasına
yönelik süreç de şöyle anlatıldı; “(...)İstihbarat 25
Ağustos 2012 tarihinde Tunceli İl Jandarma Komutanlığı tarafından
saat 20.25’te Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı’na bildirildi.
Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı da 10 dakika sonra Ovacık
Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun ile Ovacık İlçe Emniyet Amirliği’ne
telefonla bilgi verdi. Aynı istihbarat Emniyet Genel Müdürlüğü
Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nca 26 Ağustos 2012 günü
Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştırıldı. İl Emniyet Müdürlüğü
de 3 gün sonra tüm ilçelere istihbarat konusunda bilgi notu geçti.
Ovacık İlç Emniyet Amirliği de 29 Ağustos günü, ilçede görevli bir
hakim ile bir Cumhuriyet Savcısı’nı polis merkezinde bilgilendirdi.
Ertesi gün yani 30 Ağustos 2012 tarihinde de Murat Uzun’un makamına
giden polisler, Murat Uzun’u istihbarattan haberdar etti. Ancak bu
bildirimler yazılı olarak yapılmadı.”
BELGE YOK
Raporda, istihbarata ulaşılmasının ardından 26 Ağustos 2012
tarihinde bir istihbarat polisinin ilçede görevlendirildiğine ve 7
Eylül’de de bölgeye 10 özel harekat polisinin gönderildiğine yer
verilerek, “İstihbaratın öğrenildiği tarihten sonraki
günlerde adliye lojmanlarının önünde devamlı zırhlı araç
görevlendirme, düzenli bir biçimde zırhlı araç devriye gezme, gibi
güvenlik önlemlerinin uygulandığına delalet sayılabilecek herhangi
bir belge sunulmadı” denildi. Raporda, bazı kamu
görevlileri için Bakanlık onayıyla inceleme izninin verildiği ancak
ön incelemenin halen devam ettiği bilgisine de yer verildi.
Rapora göre MİT, terör örgütünün savcılar hakkında bilgi topladığı
ve eylem için talimat bekledikleri bilgisini verdi.
CİNAYETE ORTAKLIK
Savcı Uzun’un babası Hamit Uzun da önceki gün kalema aldığı
mektupta, saldırı olacağına yönelik istihbarata rağmen oğlunu
koruyamayan yetkililerin cezalandırılmasını istemişti. Mektubunda
oğlunun kendisinden can güvenliği için dedesine ait av tüfeğini
istediğini açıklayan baba Uzun, “Ölümle sonuçlanacağı muhakkak bir
saldırıyı görevliler aylar önce nokta atışı istihbaratla
öğrenmelerine rağmen hiç ama hiç bir önlem almamaları cinayete
ortaklıktır. Devletimiz olayda ihmali olan kişi ve kurumları,
olayın faillerini ivedi olarak bulup cezalandıracağı yerde; ihmali
bulunan görevliler hakkındaki soruşturma dahi halen
tamamlanmamıştır. Ön incelemenin bir an önce tamamlanmamasının
yanında bir de incelemenin akıbetinin hayra gitmediğine ilişkin
emareler belirmiştir” ifadelerini kullanmıştı.
İHMAL İLE ÖLÜME NEDEN OLMA
Hakim Taner Erdoğan, Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın raporunun
ardından ek bir suç duyurusunda daha bulundu. Suç duyurusu
dilekçesinde, ilgili görevlilerin tek bir önleyici güvenlik önlemi
almaması nedeniyle görevi ihmalin ötesinde, TCK’daki ‘İhmal ile
ölüme neden olma’ suçlamasını düzenleyen ve ağır hapis cezası
öngören 83. madde kapsamında da kamu görevlileri hakkında
soruşturma yürütülmesi talep edildi.