Savcılar Dersim'de özür dilemedi
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Tunceli’de 1938’de yaşanan olaylar nedeniyle özür dilemesine karşılık, yargının 2011’de “hak” talebinde bulunanlara “egemenlik hakkı” ile yanıt verdiği ortaya çıktı.
Dersim olayları ile ilgili tartışma siyasette devam
ederken, savcılıkların son bir yıl içinde yapılan 4 ayrı suç
duyurusu üzerine takipsizlik kararı verdikleri ortaya çıktı.
Davalar AİHM'ye taşındı.
Siyasetin "özür" üzerinden tartıştığı Dersim olayları ile ilgili,
savcılıkların 4 ayrı suç duyurusu üzerine "Devlet isyanlara
karşı egemenliğini korudu" diyerek takipsizlik kararı
verdiği ve bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) son
bir ay içinde 4 ayrı dava açıldığı ortaya çıktı.
Sabah gazetesi son dönemdeki Dersim tartışmalarının resmi belgesi niteliğindeki savcılık takipsizlik kararlarına ulaştı. Savcılar en kapsamlı değerlendirmeyi, Tunceli'nin Hozat İlçesine bağlı Çaytaşı (Lolantanır) köyünde yaşayan 87 yaşındaki Efo Bozkurt'un yaptığı suç duyurusu üzerine verilen takipsizlik kararında yaptı. 1938'de, henüz 14 yaşında olan Efo dede, biri 1 yaşında, diğerleri 4 ve 6 yaşlarında kardeşiyle birlikte köylerinin yakınlarındaki kampta kurşuna dizildi.
ÖLÜ SANILDIĞI İÇİN KURTULDU
Yaralanan Efo Bozkurt, ölü sanıldığı için kurtuldu. Geçen yıl kardeşlerinin hakkını aramak üzere olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı yürüten Hozat Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi.
"EGEMENLİĞİ PARÇALAMA AŞAMASINA GELİNDİ"
SAVUNMASI
Savcı, 4 sayfalık takipsizlik kararında olayları, "Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ne karşı bölgesel nitelikte silahlı isyan"
olarak nitelendirerek, "Olayların devletin bölünmez bütünlüğünü
bozacak ve milli egemenliği parçalama aşamasına vardığını"
kaydetti. Savcılık kararında "masum insanlara" dokunulmadığını şu
ifadelerle savundu:
"Devletin silahlı isyancı grupların isyanını bastırırken bu
harekete dahil olmayan hiçbir masum vatandaşına karşı fiili
müdahalesi olmadığının da tarihi bir gerçeklik olarak kaydedilmesi
gerekmektedir."
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ
Takipsizlik kararının sonunda, "insanlığa karşı suç" ve
"soykırım" suçlarının oluşmadığı, suçun "adam öldürme" olarak
nitelendirilecek olsa bile zamanaşımı süresinin dolduğu belirtildi.
Efo Bozturk, takipsizlik kararına karşı Erzurum Ağır Ceza
Mahkemesi'ne başvurdu. Ağır Ceza Mahkemesi de, kararın kaldırılıp
soruşturmaya devam edilmesi talebini reddedince karar kesinleşti.
Efo Bozkurt, Avukatı Cihan Söylemez aracılığıyla geçen ay AİHM'ye
başvurarak, 3 kardeşinin yaşam hakkının ihlal edildiğini, adil
yargılanma ve din özgürlüğü haklarını kullanamadığını belirtti.
Dersim olayları nedeniyle son dönemde şu 3 ayrı olay daha AİHM'ye
taşındı:
* Ailesi Kütahya-Altıntaş'a sürgün gönderilen Hüseyin Akgün de
Nazimiye Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Bu
savcılık da takipsizlik kararı verdi.
* 1935-1938 aralığında ailesinin mallarına el konulduğunu savunan
Ali Karadağ'ın suç duyurusu da Tunceli Başsavcılığı'nda aynı
akıbete uğradı.
* Erzincan-Tunceli sınırındaki Zini Gediği'nde kurşuna dizildiği
ileri sürülen 95 kişinin ailelerinin yaptıkları suç duyuruları
üzerine de savcılık herhangi bir adım atmadı.