Savcıdan Gülene ret

Abone ol

Ankara Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, Fethullah Gülen'in beraat istemini reddetti

Ankara Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, Fethullah Gülen'in 10 yıla kadar ağır hapis istemiyle yargılandığı ve kesin hükme bağlanması ertelenen davada, Gülen'in avukatlarının, beraat talebinin reddi yönünde görüş bildirdi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü
duruşmasına, Gülen'in avukatları Abdulkadir Aksoy ile Orhan Erdemli katıldı.

Esas hakkındaki mütalaasını veren Demirci, Gülen'in avukatlarının,Terörle Mücadele Kanunu'ndaki değişikliklerle müvekkillerine isnat edilen eylemlerin suç olmaktan çıkarıldığı gerekçesiyle daha önce ertelenen hükmün kanundaki değişikliklere uyarlanması ve beraat kararıverilmesi yönündeki başvurularının reddine karar verilmesini talep etti.

Bunun üzerine avukat Aksoy, Gülen hakkında 2000 yılında açılan kamu davasının ertelendiğini hatırlatarak, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre müvekkilinin durumunun yeniden değerlendirilerek beraatına karar verilmesini istedi.

Aksoy, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde yapılan değişiklikle Gülen'e isnat edilen eylemlerin suç olmaktan çıkarıldığını belirtti.

-''SUÇ UNSURU DELİL YOK''-

Dava dosyasında Gülen'in cebir ve şiddete yönelik eylemlerde bulunduğuna dair hiçbir delil bulunmadığına işaret eden Aksoy, dava iddianamesinin 13. sayfasında yer alan ''strateji'' başlığında da müvekkilinin Terörle Mücadele Kanunu'na aykırı bir eylemde bulunmadığının belirtildiğini söyledi.

Gülen'in anayasal hakları çerçevesinde yaptığı sosyal faaliyetleriyle, açıkladığı düşünce ve inançlarıyla 3713 sayılı kanunu ihlal etmesinin söz konusu olamayacağını savunan Aksoy, dava sürecinde dinlenen 31 tanığın da ifadelerinde Gülen'in cebir ve şiddete yönelik hiçbir eylemi bulunmadığını belirttiklerini kaydetti.

Aksoy, tanık olarak dinlenen dönemin Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürü Cavit Çelik'in de Gülen'in eylemlerinde herhangi bir cebir ve şiddet unsuru bulunmadığını söylediğini bildirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün dava sürecinde verdiği 4 bilgi notuyla, Gülen'in terör amacına yönelik suç teşkil eden hiçbir eylemi bulunmadığı yönünde görüş belirttiğini ifade eden Aksoy, şöyle konuştu:

''Dosyadaki deliller, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı raporu adlı belgeler, resmi yazışma olmaksızın dosyaya konulmuş. Nereden geldiği belli olmayan, imzasız, başlıksız dokümanlar delil olarak dosyaya konmuştur. Bunların delil vasfı yoktur. Bunlarda bile müvekkilimizin cebir ve şiddet kullanarak söz konusu yasa kapsamında suç teşkil eden eylemler işlediğine dair en küçük bir ifade yoktur'' dedi.

Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Hamza Keleş'in verdiği esas hakkındaki mütalaada, Gülen'in ''demokratik kuralları kullanarak hareket etmiştir'' ifadesinin yer aldığına dikkati çeken Aksoy, demokrasiyi benimseyen bir kişinin eyleminin suç olmasının imkansız olduğunu savundu.

Aksoy, Gülen'in ismiyle anılan kuruluşlarda cebir, şiddet ve baskıyoluyla faaliyetlerde bulunulmadığını ileri sürerek, bu kuruluşlarda halka hoşgörü, kardeşlik ve diyalog temelindeki düşüncelerin aktarıldığını dile getirdi.

Daha önce Fethullah Gülen cemaatine yönelik aynı suçlamalarla soruşturma başlatıldığını hatırlatan Aksoy, ancak dosyada ismi geçenlerin cebir, şiddet kullanarak terör yöntemlerine başvurmak suretiyle anayasal düzeni değiştirmek amacını gerçekleştirmek için bir araya geldikleri ve eylemde bulundukları anlaşılmadığından sanıklar hakkında dava açılmasına yer olmadığına karar verildiğini kaydetti.

-''BİR KİŞİLİK ÖRGÜT OLMAZ''-

Aksoy, diğer kişiler hakkında takipsizlik kararı verildikten sonra Gülen'in tek başına anayasal düzeni değiştirmek amacıyla terör örgütü kurmasının söz konusu olamayacağını belirterek, ''Zira örgüt suçu bir sanıkla işlenemez'' dedi.

Gülen'in davaya konu kitaplarından terör konusunda alıntılar yapan Aksoy, müvekkilinin, bu kitaplarda suçlamaların tam tersine hoşgörü, kardeşlik ve diyalog temelinde açıklamalar yaptığını savundu.
Müvekkilinin bu açıklamalarıyla El-Kaide ve İBDA-C gibi dini motifli terör örgütlerinin hedefi haline geldiğini ileri süren Aksoy, Gülen'in anayasal hakları çerçevesinde ifadelerde bulunduğu, açıklamalarında hukuka aykırılık bulunmadığını öne sürdü.

Gülen'in faaliyetlerinin cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, üst düzey bürokratlar, genelkurmay başkanı, işadamları, sanatçılar ve aydınlar tarafından kabul gördüğünü anlatan Aksoy, 43 kişinin bu yöndeki beyanlarının dosyada bulunduğunu bildirdi.

Aksoy, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın ya bizzat Gülen ile görüşerek ya da okullarını ziyaret edip, bu okullarda okuyan öğrencileri kabul ederek, takdirlerini dile getirdiklerini söyledi.

Aksoy, Demirel, Yılmaz, Karadayı ve eski Milli Eğitim bakanlarından Vehbi Dinçerler, eski büyükelçilerden Mehmet Ali Bayar'ın Fethullah Gülen ve faaliyetlerine yönelik olumlu sözlerinden alıntılar yaptı.

Aksoy, Gülen'e isnat olunan eylemlerin 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklikle suç olmaktan çıkarıldığını kaydederek, müvekkilinin beraatine karar verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, karar için verdiği kısa bir aranın sonunda, dosyanın heyetçe incelenmesi için duruşmayı erteledi.

-DAVANIN GEÇMİŞİ-

Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı 2000 yılında, Fethullah Gülen hakkında, ''laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu'' gerekçesiyle 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesine göre, 10 yıla kadar ağır
hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava açmıştı.

Dönemin DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından
hazırlanan 79 sayfalık iddianame, 12 bölümden oluşuyordu.

Fethullah Gülen'in 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın kesin hükme bağlanması, 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca ertelenmişti.

Gülen'in 5 yıl içinde aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlemesi durumunda dava yenilenecek, bu süre içinde aynı cins veya daha ağır bir suç işlememesi durumunda ise dosya işlemden kaldırılacaktı.

Günün Önemli Haberleri