Savcıdaki şok protokol belgesi
Abone olÖzel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından MİT'çilerin ifadeye çağırılmasına neden olan iddiaların detayları ortaya çıktı.
KCK soruşturması kapsamında Diyarbakır BDP binasında ele
geçirilen ve MİT ile PKK arasında oluşturulduğu iddia edilen
mutabakat ve protokal metinleri Savcı Sarıkaya'nın elinde
bulunuyor.
KCK operasyonlarında ele geçirilen belgeler çok konuşlan Oslo
görüşmelerine ışık tutuyor. Seda Kılıç imzalı Akşam gazetesinde yer
alan haberde protokol metinlerinin çarpıcı başlıkları yer aldı.
'Oslo X Mutabakat Taslağı', '20 ve 21 No'lu Protokol' adlı bu
belgelerde şu konuların yer aldığı öğrenildi:
- Türkiyeliliği esas alan demokratik ulus temelinde yeni bir
anayasa. - Demokratik özerklik statüsünün sağlanması.
- Kürt kimliğinin yeni anayasada yer alması. Kürçe'nin ikinci resmi
dil olarak kabul edilmesi.
- Önderliğin (Öcalan) ilk aşamada ev hapsine alınması.
- Önderliğin özgürce, toplumsal ve siyasal yaşama katılması.
- Gerillanın silahsızlandırılması, mevcut yasalar çerçevesinde
toplumun öz savunma gücü ya da yeni bir statüyle demokratik çözüm
içinde varlığını koruyacak bir yapılanmaya kavuşması.
Protokoldeki 'İş bu mutabakat metni, taraflar arasında arabuluculuk
yapan HD (Hakem Devlet) temsilcileri tarafından, taraflar adına
imza altına alınmış ve aslı HD merkezinde arşive alınmıştır'
ifadesi dikkat çekiyor.
MİT'İN KANDİL'E ULAŞTIRDIĞI MEKTUP SONRASI SİLVAN BASKINI OLDU
BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda ele geçirilen belgeler arasında PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın 6 Temmuz 2011’de yazdığı bir mektup dikkat çekti.
MİT heyeti tarafından İmralı’dan alınarak Kandil’deki KCK
Yürütme Konseyi’ne iletilen 6 sayfalık Öcalan’ın el yazması
mektubu, ülkeyi bölecek planlar ile barış mesajı yerine çatışma,
silahlı güçlerin konumu, misilleme gibi savaş taktiklerini
içeriyor.
10 Temmuz’da Kandil’e ulaştırıldığı ortaya çıkan mektubun ardından
14 Temmuz’da KCK’nın Öcalan’ın talimatları doğrultusunda ‘halk
savaşının’ fitilini 13 askerin şehit edildiği Silvan saldırısı ile
ateşlediği görülüyor.
OPERASYONLAR KARŞILIKSIZ KALMAYACAK
Öcalan, KCK'nın silahlı güçlerine düşen görevleri bir bir sayıyor
ve PKK'ya resmen saldırın emrini şöyle veriyor: "Bu yaz asıl önemli
gelişmeler KCK'nın silahlı güçlerinin konumundan kaynaklanacaktır.
Şu hususu özenle her iki taraf açısından da özenle ve hep
belirtiyorum. Süre ne kadar uzarsa çatışma riski ve olaylar o denli
artar ve olumsuz sonuçlara yol açar. Sizler bundan sonra eski tarz
silahlı güçleri yönetmeniz, toplumun eskisi gibi karşılaması çok
zor olacağı gibi, devletin Silahlı güçlerinin operasyonları da
eskisi gibi karşılıksız kalmayacaktır. Dolayısıyla her an ciddi
çatışmalar (Misilleme mantığı gereği) gündemi işgal
edecektir. Çünkü silahlı güçler ölüm-kalım sürecini yaşıyorlar.
Onlara tehlike anında dayatma da bulunmak anlamsızdır. Sizler de
eski tarz kendinizi sürdüremezsiniz. Dolayısıyla süreç hem anlamlı
"demokratik çözüm ve barış" konusunda olduğu kadar, kapsamlı bir
"halk savaşı" konusunda da olanca ağırlığını sürdürmektedir.
Heyetin ve özellikle yeni teşkil olunan Hükümet ve Meclis
başkanlığı üzerinde geliştireceği çalışmalar bu konular da
belirleyici olacaktır."
KCK'NIN VARLIĞINI SÜRDÜRMESİ ŞART
Mektubunda Öcalan, görüşmeler nasıl devam ederse etsin, KCK'nın
demokratik ulus çözümünü pratikleştirmesi için varlığını devam
ettirmesi gerektiğini şöyle anlatıyor: "Çözüm radikal hükümet ve
TBMM (parlamentolar kararı-Irak -Suriye) kararı gerektirir. KCK'nın
her düzeyde kendini yaşatmak için eğitmesi lojistiklendirmesi,
irtibatlandırması, örgütlendirmesi, demokratik ulus çözümünü
pratikleştirmesi kaçınılmazdır. Hem de tek taraflı olarak! Bu
açıdan umarım hükümet ve parlamento gereken sağduyuyu gösterip
pratik çözümün önünü açar." Öcalan kendi durumunun düzeltilmesini
de şöyle istiyor: "Özellikle, silahlı çatışma riskine köklü çözüm
getirilmek isteniyorsa her türlü riskleri göze alarak "güvenliğim,
sağlığım ve özgürlüğüm", konusunda mevcut engellerin aşılarak
çözümlenmesi gerekir."