Savcı Öz, savcılık vasfını yitirmiştir
Abone olAdalet Bakanı Bozdağ, “Savcı Öz, savcılık vasfını yitirmiştir. HSYK’nın bu noktada adım atmamış olması da bu gerçeği değiştirmez” dedi. <br/...
Adalet Bakanı Bozdağ, “Savcı Öz, savcılık vasfını yitirmiştir.
HSYK’nın bu noktada adım atmamış olması da bu gerçeği değiştirmez”
dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgatlılar Dernekler Federasyonu’nun
Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan için düzenlediği destek
gecesine katıldı. Bozdağ, program öncesi basın mensuplarının
sorularını cevapladı.
“SAVCI ÖZ, SAVCILIK VASFINI YİTİRMİŞTİR”
Bozdağ, sosyal medya aracılığıyla açıklamalar yapan Zekeriya Öz’ü,
“Yargı görevi yapan hakim ve savcılar, görevlerini tarafsızlık
içinde yapmalılar. Hukuk devletine büyük bir bağlılık içinde
yapmalılar. Yargı görevi yapanlar, kararlarıyla konuşmalılar.
Kararlarının gerekçeleri, o karara itiraz edenleri ikna edecek
derecede güçlü olmalıdır. Gerekçeyi yazdıktan sonra, artık dosyayla
ilgili konuşulmalı ve artık kararlarla ilgili müdafaalar
yapmamalıdırlar. Yargı görevi yapan, adli işleri veya verdiği
kararı izah için ayrıca açıklama yapma gereği duyuyorsa; o zaman ya
kararında bir eksiklik vardır, ya da işleminde vardır. Hiçbir
açıklama, adli işlerdeki eksikliği de yanlışlığı da ortadan
kaldırmaz. Türkiye’nin gündemine ilişkin konularda, yargı
görevlilerinin siyasi partilerin genel başkanları gibi konuşmaları,
Türkiye’nin Başbakanı’na, bakanlarına ve diğer kamuda görev yapan
insanlara karşı tehdit içeren açıklamalar yapmaları, yargı
göreviyle bağdaşmaz. Dünyanın hiçbir yerinde bir cumhuriyet
savcısı, o ülkenin başbakanını tehdit etmez. Hukuk devleti böyle
bir durumu himaye etmez. Eğer Savcı Zekeriya Öz, kini, nefreti,
öfkesi ve düşmanlığı kendisini teslim almışsa ki öyle gözüküyor,
açıklamalarına baktığınızda Sayın Başbakanımıza büyük bir kin,
düşmanlık beslediği çok açık. Ve bu hür değildir esirdir, tarafsız
olma şansı yoktur, artık bir taraftır. Öfkesinden, kininden,
düşmanlığından, nefretinden taraftır. Böyle bir noktada, yargı
görevini tarafsız yerine getirme vasfını da kaybetmiştir. Adının
cumhuriyet savcısı olması onun tarafsızlığını ortaya koymuyor.
İcraatları ortada. Sanal medyada ya da başka platformlarda bir
savcı ana muhalefet partisi liderinden daha ileri açıklamalar
yapıyorsa; Türkiye’de herkesin tutup bunu sorgulaması lazım. HSYK,
hukukun dışına çıkan, hukuku tanımayan, kendini kanun ve hukuk
yerine koyan yargı görevi yapanlarla ilgili hukukun
gerekliliklerini yapmak zorundadır. Almanya’daki savcı bunu yapsın
ne olur akıbeti bir sorun bakalım… Hollanda’da, Amerika’da yapsın
akıbeti ne olur, bir sorun bakalım… Türkiye yol geçen hanı
değildir. Savcı Öz, bu noktada savcılık vasfını yitirmiştir.
HSYK’nın bu noktada adım atmamış olması da bu gerçeği değiştirmez”
diye eleştirdi.
“MİT İLE İLGİLİ KONU OLDUĞUNDA SORUŞTURMANIN NASIL OLACAĞI
BELLİDİR”
Adana’daki MİT TIR’larında arama yapan savcıyı eleştiren Bozdağ,
“Adana’daki TIR’larla ilgili hepimiz biliyoruz. Oradaki TIR’ların
MİT TIR’ı olduğunu Adana’nın Başsavcısı da biliyor, soruşturmayı
yürüten savcı da biliyor. MİT ile ilgili bir konu olduğunda
soruşturmanın nasıl olduğu yasalarda çok açık bir şekilde bellidir.
Ona göre yapılması lazım. Savcı’nın biri çıkıyor… Vali diyor, ‘bu
araç MİT’e aittir.’ Herkes söylüyor ‘bu araç MİT’e aittir.’ Kanun
da söylüyor MİT ile ilgili soruşturma nasıl olur. Bütün bunlara
rağmen bunları çiğniyor, kanunu tanımıyor, kanunu tanımıyor ve
kalkıp Adana’dan gelip arama yapıyor. Bakın, Reyhanlı’da patlama
oldu, onca vatandaşımız şehit oldu. Özel yetkili savcı Reyhanlı’ya
gidip orada bir inceleme yapmadı. Madem bu kadar hukuka bağlı oraya
gitmesi lazım. Bakıyorsunuz başka bir iş olduğunda gidiyor. Bugüne
kadar cumhuriyet savcılarının doğrudan arama yaptığı bir olay
neredeyse yok denecek kadar azdır. Avukatlar, askerler, yargı
görevi yapanlarla ilgili kanun gereği savcı aramada hazır bulunur.
Benim hatırladığım 2 örnek var. Birisi sayın Merve Kavakçı’nın
evine o dönemin savcılarından yanılmıyorsam sayın Nuh Mete
Yüksel’di… O evinde sabahın köründe aramaya gitti. Birisi de, MİT
TIR’larına giden savcıdır. Bu Türkiye’yi uluslararası alanda teröre
destek verme görüntüsüne mahkum etmek isteyen bir anlayışın
ürünüdür” diye konuştu.
“ÇATI ADAYI SEÇİMİ KAYBETTİĞİNİ ŞİMDİDEN ANLADI”
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 18 milyon
fazla oy pusulası basıldığı yönündeki açıklamalarına cevap veren
Bozdağ, “Seçime birkaç gün kaldı. Artık, vatandaş kararını çok net
bir şekilde gösteriyor. Çatı adayı ve onu destekleyen çevreler
Pazar günkü seçimi kaybettiğini şimdiden anladı. Onun için Pazar
günü akşamına mazeret hazırlıyorlar. Çünkü; Türkiye’nin dört bir
yanını biz de izliyoruz. Vatandaşlarımız kararını vermiş durumda.
Ve kahir ekseriyette bir çoğunlukla, Genel Başkanımız,
Başbakanımızın Cumhurbaşkanlığını destekleyeceklerini ifade
ediyorlar. MHP’den, CHP’den, BBP’den, Saadet’ten genel
başkanlarının açıklamalarına rağmen çok büyük bir destek var. Çünkü
bu partilerin tabanları, bu adayı kendilerine kabul etmiyorlar.
Genel merkezlerinin kendilerine danışmadan hareket etmesinden
rahatsızlar. Ve adayı da Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına layık
görmüyorlar. Başbakanımızı, bu göreve daha layık görüyorlar.
Türkiye’nin en iyi yaptığı işlerden biri seçim yapmaktır. Yüksek
Seçim Kurulu, bugüne kadar pek çok seçim yapmıştır. Yerel seçimler,
en zor seçimlerdir. Bütün bunların arasında YSK, görevini başarıyla
yürütmüştür. Pek çok zor zamanda zor seçimler yapmıştır. Ama seçim
sonuçları kesin olarak ilan edildikten sonra, bütün tartışmalar her
daim son bulmuştur. Neden; çünkü bizde seçimi esasında siyasi
partiler kendileri yapıyor, YSK seçimin yönetimini yapıyor. Bir
sandık kurulu var; 6 kişiden oluşuyor. Bunun 5’i siyasi partilerin
temsilcilerinden oluşuyor. Oy kullanmaya gelen vatandaşa, imzasını
biri alıyor, kimliğini biri kontrol ediyor, pusulayı biri eline
veriyor, kabine girdikten sonra oyunu kullanması herkesin huzurunda
oluyor, sandık kapandığında tutanak beraber tutuluyor, açıldığında
zarflar beraber sayılıyor. Oyların sayım dökümü beraber yapılıyor,
tutanak beraber imzalanıyor, her tutanak bir partinin temsilcisine
veriliyor. İlçe Seçim Kurulunda birleştirme tutanakları bütün
partilerin birlikte çalışmasıyla yapılıyor. Tutanağı birlikte
imzalıyorlar. Ayrıca da YSK, her sandık sonucunu her partinin
ulaşabileceği bir elektronik ortamda oluşturdu. O nedenle,
Türkiye’de seçimlere hile karıştırılması, fiilen de mümkün değil,
aklen de mümkün değil” ifadelerini kullandı.
“AGİT, DAHA SEÇİM BİTMEDEN SEÇİMLE İLGİLİ RAPOR HAZIRLIYOR”
Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanı seçimleri henüz yapılmadan rapor
hazırlayan AGİT ile ilgili, “AGİT, daha seçim bitmeden seçimle
ilgili rapor hazırlıyor. Belli ki; belli çevreler, özellikle AGİT
nezdinde Türkiye’deki seçimlerle ilgili olumsuz rapor çıkması için
büyük gayretler sarf ediyor. Onlar da, bir önyargıyla Türkiye’de
daha seçim olmadan, seçime dair AGİT’in bazı temsilcilerinin bir
rapor hazırladığını görüyoruz. Olacak iş mi? Seçimi takip
edersiniz, izlersiniz, seçimle ilgili gözlemlerinizi rapor
edersiniz, seçimden sonra yazarsınız. Ama burada dürüst olmak
lazım, burada objektif ve net olmak lazım. Bugüne kadar Türkiye’nin
bütün seçimlerini öven AGİT, şimdi daha seçim olmadan seçimlerle
ilgili bir takım eleştirilerde bulunuyor. Bu bir önyargının
örneğidir. Türkiye’deki seçimler, Almanya’daki seçimlerden de
Fransa’daki seçimlerden de daha açık, daha şeffaftır” şeklinde
konuştu.
(İHA)