Savcı Küçükay'dan sarsıcı bir kitap
Abone olLabirent, Büyük Ortadoğu Projesi, Arap Baharı, Derin Devlet, İstihbarat savaşları gibi genel başlıkları roman kurgusu içinde ele alan bir eser.
“Adil olmak, insanoğlu için meziyet değil, zorunluluktur.”
Büyük Ortadoğu Projesi diye ortaya konan ideoloji, aslında Türkiye ve Arabistan yarımadasında mevcut güçlü devletleri küçük devletler halinde parçalara bölerek coğrafi ve ekonomik yönden kontrol edilebilir şekle büründürmek amacına ulaşmaya zemin hazırlamak içindir. Arap Baharı diye nitelenen toplumsal faaliyetler de bu güçler tarafından ortaya konan bir demokrasi aldatmacasıdır.
Asıl amaç, bu ülke halklarının yararı için demokrasi getirmek değildir. Güçlü iktidarlar değil, kolay yönlendirebilecekleri, söz dinleyen kukla yönetimler kurmak istemektedirler. Sıradaki ülke Türkiye'dir. Eğer bu ülkede de iç karışıklık ve halk ayaklanması başarılabilirse, kolayca parçalamak mümkün olacaktır.
İsrail, ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkeler, ticari ve ekonomik açıdan imtiyazlı pozisyon elde etmek istemekte, Rusya ise, Ortadoğu’daki enerji havzasını tek başına Batı Blokuna kaptırmamak için İran ve Çin gibi ülkelerle işbirliği yaparak peyk haline getirdiği Suriye üzerindeki nüfuzunu korumaya çalışmaktadır.
“Anlaşılan o ki bu Ortadoğu, içinden çıkılamaz labirenttir.”
Bu suikast vakası uzun yıllar sonra aydınlanmaya başlıyor. Minibüs kazasında hayatını kaybeden Hidayet’in oğlu Yadigâr, eğitimini tamamladıktan sonra savcı olarak adliyede görev yapmaya başlar. Yadigâr’ın içine itildiği bir komplo soruşturuldukça, yıllar önceki minibüs kazası suikastının faillerine ulaşılıyor.
Minibüs kazası ve kazada ölenler Labirent romanının omurgasını oluşturuyor. Romanın asli karakterlerinin pek çoğu bu kazada ölenlerle akrabalık bağı olan kişilerdir.
Karşıt İstihbarat Teşkilatı (KİT) tarafından bilgi toplama görevi teklif edilen İhsan’ın da kazada ölenlerle yakınlığı vardır. İhsan’ın KİT’den aldığı ilk görev, minibüs kazası hakkında bilgi toplamaktır.
Yaptığı araştırmalar İhsan’ı bir ucu ordu içine diğer ucu yabancı istihbarat servislerine uzanan geniş ölçekli bir örgütle karşı karşıya getirir.
Faili meçhul cinayetler, darbe teşebbüsleri, siyasi manipülasyonlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı pek çok örgütsel suç bu örgütün faaliyetleri arasındadır.
Doğu ile Batı arasında doğal bir köprü konumundaki Türkiye’nin sadece stratejik coğrafi konumu nedeniyle bile sürekli denetim altında tutulmak istenmesi anlaşılmaz bir durum değil. Bölgede söz sahibi olmak isteyen çok sayıda güç odağının olması, bölgedeki sorunların çözümünü de zorlaştırmakta. Türkiye üzerinde hesabı olan ülkelerin Türkiye içinde işbirlikçileri romanda, “DKG” Devrimci Karargâh Güçleri, adıyla karşımıza çıkıyorlar. Ülke menfaati için çalışan kişiler ise “KİT” Karşıt İstihbarat Teşkilatı ve gönüllüler tarafından kurulmuş eğitim amaçlı bir kurum olan Zen Akademisi etrafında kümeleniyorlar.
Labirent, Büyük Ortadoğu Projesi, Arap Baharı, Derin Devlet, İstihbarat savaşları gibi genel başlıkları roman kurgusu içinde ele alan bir eser.
Yazar Hakkında:
Adil Küçükay, 1945 yılında Artvin’de doğdu.
1968 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.
1972 yılında Adıyaman’ın Besni ilçesine savcı olarak atandı. Uzun yıllar yurdun çeşitli şehirlerinde savcı olarak görev yaptı.
1979 yılında Fatsa-Aybastı-Korgan üçgeninde bölgesel sıkıyönetim ilan edildiğinde Korgan savcısıydı.
1980 Askeri Darbesinden sonra Erzincan Sıkıyönetim Askeri Savcılığında, 1988-1994 yılları arasında da Konya DGM savcılığında görev yaptı.
Yazar: Adil Küçükay
Eser: Labirent
Yayınevi: Cinius Yayınları
Baskı tarihi: Nisan 2014, 629 sayfa